1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. İnsanların canını emanet ediyorsan, lüks onlara yakışır
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

İnsanların canını emanet ediyorsan, lüks onlara yakışır

A+A-

Çalışma ortamları önemlidir.

Çalışana sağlanacak olanaklar iş verimini artıracaktır.

Artan iş verimi işvereni mutlu edeceği gibi çalışanı da mutlu edecektir.

Çalışan mutluysa o mutluluğu işine yansıtacaktır.

Tersiyse, yani iş ortamı onu mutsuz ediyorsa bu mutsuzluk domino etkisi gibi diğer çalışanlara da yansır.

***

Hele ki insan canının emanet edildiği sorumlulukla yürütülmesi gereken işlerde çalışma ortamlarının diğer çalışma ortamlarına göre daha konforlu olmasının gerekliliğini tartışmak bile gereksiz olacaktır.

Ercan’daki Hava Kontrolörlerinin sorunları sürekli olarak gündemde yer almaktadır.

Ancak bu sorunlar doğal olarak uçakların iniş kalkışıyla ilgili, insan canının emniyetiyle bağlantılı eksik teknoloji, bozuk cihazlar, havacılıkta olması gereken aletlerle ilgili gündemimize giriyor.

Oysa ki sadece onlar değil, yukarıda sözünü ettiğimiz çalışma şartlarıyla ilgili de Hava Kontrolörlerinin büyük sorunları var.

İnsanların canının emanet edildiği ve Ercan’daki farklı alanlarda vardiya usulü görev yapan devlet çalışanlarının çalışma ortamları, bana göre birçok çalışma ortamından daha konforlu hatta lüks kategorisine girmesi gereken bir ortam olmalıdır.

Oysa, nöbet gecelerinde içinden boruların geçtiği, sağlıksız odalarda, kendi evlerinden getirdikleri çarşafları serip bir-iki saat bedenini dinlendirmek isteyen çalışanların böyle bir ortamda uçağa iniş-kalkış yaptıracak pilotla sağlıklı bir iletişim kurmasını beklemek ne kadar gerçekçidir?

Sanki bir kampa gitmiş de, yatacağı-kalkacağı yeri kurup bozacak, termosundan kahvesini içecek, toplanan paralarla alınan sudan bir yudum alacak, rahatsız, kolu olmayan bir koltukta oturup hizmet vermeye çalışacak bir Kule çalışanının sağlıklı bir çalışma ortamından söz etmek mümkün değil.

Orada çalışan birinin çayı-kahvesi her zaman hazır olması, günlük gıdasını öyle bir ortamda mutlaka hazırlayacak başka bir görevlinin olması gerekirken yemeğini evden getirecek, kahvesini kendisi yapacak, içecek suyunu bile kendisi para verip alacak, serdiği çarşafı toplayıp evine gidecek yıkayacak, kurutacak ve diğer nöbeti için yine getirip hijyen koşulları tartışmalı şiltenin üzerine yeniden serecek ve sabahın 3’ünde, 5’inde kahvesini verecek biri olmadan sürekli büyüklüğüyle, muhteşemliğiyle övülen Ercan’da iniş-kalkış yapacak uçaklara hizmet verecek.

***

Evet, “o eksik bu eksik, hizmet vermemiz zor, yetersiz çalışanımız var, çalışan sayısının artırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekir” deniyor sendika tarafından ama sesler fazla duyulmuyor galiba…

Duyulduğu zamanlar da işe alınan ve uzun bir eğitim sürecinden sonra verimli olması gerekirken, yukarıda anlattığımız çalışma ortamlarından dolayı çalışanların orada kalmadıkları da biliniyor.

Sözünü ettiğim daha özel sorunlar belki çekinildiği için sesli dile getirilmiyor ama gerçekten de Kule’de uçaklara hizmet verecek bir kişinin lüks bir ortamda, ergonomik bir koltukta oturup hizmet vermesi, nöbet sırasında içeceği kahveyi, dinç durması için alması gereken gıdayı, yatıp dinleneceği odanın sağlıksız ortamını düşünmemesi gerekirken bu sayılanların mümkün olmadığı bir ortamda hizmet vermeye çalışıyorlar.

***

Hükümetin Ercan’ı verdiği T&T şirketinin vergi borçlarını bağışlaması karşılığında ona hizmet verecek Sivil Havacılık için de belki en azından ergonomik bir koltuk, içecek bir su alması beklendi ama onlar da yok.

Bir tarafta lüks bir yatırım ama ona hizmet verecek devletin dairesinde bana göre oradaki çalışanlara sürekli hizmet verecek başka çalışanlar olması gerekirken oturulan yırtık koltuklar, sağlıksız bir dinlenme ortamı, içecek suyunu bile sağlayamayan bir devlet…

Sendika ne yapsın! “Yatacak çarşafımı ben getiriyorum, seriyorum kaldırıyorum, suyumu kendim alıyorum, kahvemi kendi yapıyorum, böyle bir ortamda canların emniyetli bir şekilde uçmalarına yardımcı oluyorum ama bu işi yapanların alması gereken ücretin de çok altında maaş alıyorum” demeye zamanı kalmıyor.

Az sayıda elemanla, eksik teknolojiyle, gidip gelen elektriklerle, çalışmayan klimalardan dolayı bunaltıcı sıcaklarda hizmet vermeye çalışan hava kontrolörlerinin durumlarından dolayı hükümet utanması gerekirken, genel ve özel sorunları görmezden geliyor, grevleri yasaklıyor, günü kurtarıyor ve öyle devam ediyor.

***

Evet, pilotlara yardım ederek birileri o uçakları indirip kaldırıyor ama o birisinin kuledeki sorumluluğu çok fazlayken, çalışma ortamı ve karşılığında aldığı ücret, o sorumluluğa yakışmayacak şekilde çok kötü.

Orada birilerinin kalması, orada mutlu olması, verimli olması isteniyorsa acil bir durum değerlendirmesi çoktan yapılmalıydı bile…

Bu yazı toplam 684 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar