1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. Hangisini istemeli; AKP mi CHP mi?
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

Hangisini istemeli; AKP mi CHP mi?

A+A-

Türkiye, boğazına kadar skandallara batmış durumda.

Son olarak Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmaların yer aldığı ses kayıtları var gündemde.
Bu kriz ne bir ilk, ne de galiba son olacak.
Türkiye görünen o ki bir süre daha benzeri krizlerle uğraşmaya devam edecek.
Ve Mart sonu yapılacak belediye seçimleri yaklaştıkça, tansiyon daha da artacak.
Seçimlerde sandıktan çıkacak tablo önemli.
Siyaset sahnesindeki ‘savaş’ ortamının seyri, bu tabloya bağlı olarak yeniden şekil bulacak.

***

Türkiye’de bütün bunlar yaşanırken, Kıbrıs’ta ise adanın geleceğine dair yeni bir süreç işliyor.
Müzakereler, 11 Şubat’ta resmen başladı.
Özersay ve Mavroyannis başkanlığındaki müzakere heyetleri, çapraz görüşmeler için Atine ve Ankara’nın yolunu tuttu; Kıbrıslı Türk müzakereciler Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nda, Kıbrıslı Rum müzakereciler ise Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nda temaslarda bulundu.
Bu gibi, müzakere sürecini ileriye taşıma potansiyeli bulunan her adım bizler için son derece değerli ve de gerekliyken, Türkiye’de şu anda yaşanmakta olan siyasi kriz, Kıbrıs müzakere sürecinin geleceği açısından da endişe yaratıyor.
Beğensek de beğenmesek de Türkiye her şekilde Kıbrıs müzakerelerinin ‘taraflarından’ biri.
Türkiye’de iktidarda bulunan siyasi partilerin tutumları, her daim bizler için belirleyici olagelmiş.
Ve bu bundan sonra da öyle olmaya devam edecek.
Sebebi her ne olursa olsun, sonrasında atılan adımlar öncesini desteklesin ya da desteklemesin, Annan Planı sürecinin bir referanduma taşınmasında, AK Parti’nin yürüttüğü politikanın önemini yadsıyamayız.
Ve şimdi de, tıpkı o dönemde olduğu gibi mevcut süreci destekleyecek bir Türk dış politikası şart.
Çünkü eğer Türkiye süreçten memnun değilse, biz istediğimiz kadar yırtınalım, bu konjonktür içerisinde kendi irademizi Türkiye’ye rağmen ilerletebilmemiz çok kolay değil.
Maalesef böyle bir gerçeğimiz var.
AK Parti hükümeti şimdilik süreci destekler pozisyonda.
Ortak metin krizi tırmanırken, Ahmet Davutoğlu’nun adaya yaptığı ziyareti ve bu ziyaretle birlikte Kıbrıs Türk tarafının tavrında kaydedilen ‘ilerlemeyi’ unutmayalım.
Ancak yine aynı AK Parti hükümetinin meşruiyeti, son bir yıldır imza attığı siyasi ve de toplumsal skandallar nedeniyle, sorgulanmaya açık durumda.
Demokrasiyi tuzla buz eden uygulamaları, istibdat rejimlerini aratmayan baskıcı politikaları...
Erdoğan’ın Kıbrıslı Türklere yönelik tavrı da son yıllarda o denli ‘çirkin’ bir seyir izledi ki, AK Parti iktidarının devamını istemeye ne gönlümüz varıyor, ne de dilimiz.
Ve fakat AK Parti’nin hükümetten gitmesi durumunda yerine gelmesi muhtemel alternatifler ise apayrı kabuslar görmemize neden olabilecek tıynette.
CHP’yi mi alkışlayalım?
Annan Planı referandumunda bu partinin takındığı tavrı unutmuş değiliz henüz.
Açıkça ‘Hayır’ propagandası yapmıştı Cumhuriyet Halk Partisi.
CHP’ye göre, barış isteyen, meydanları dolduran biz Kıbrıslı Türkler, ‘vatan topraklarını AB üyeliği uğruna düşmana peşkeş çekmek üzereydik’ o zamanlar.
Dolayısıyla bir yandan müzakere sürecine sevineduralım, diğer yandan, iktidarıyla ve de muhalefetiyle ‘Türkiye gerçekleri’, bu sürecin geleceği açısından bize pek de umut verir nitelikte değil.

Bu yazı toplam 2118 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar