Gençliğin sesi!
Gençlik Federasyonu Başkanı Mustafa Özbilgehan’ın açıklaması, gençlerin yaşadığı kırılmayı bütün çıplaklığıyla ortaya koydu. Hepimizin bildiği bir düzeni, hepimizin duyduğu bir cümleyle somutlaştırdı: “Siz yazılı geçin, sözlüyü biz halledeceğiz.”
Bu söz aslında bir sistemin özeti.
Yıllarca okumuş, çalışmış, emek vermiş gençlere verilen mesaj bu: “Hak ederek değil, yandaş olarak ilerleyebilirsiniz.”
"Dava" dedikleri de bu!
***
"Başbakan" güya düzeltti sonra!
Tam batırdı.
Moral vermek için söylemiş (!)
Oysa devlet dediğin yapı, en çok da gençlerin adil bir gelecek umuduna yaslanır.
Bu sözler, bu zihniyet, bu karanlık yüzler o umudu kırıyor. Özbilgehan bu nedenle haklı biçimde altını çiziyor: “Bu, siyasal ve anayasal bir felakettir.”
İnsanlık onuruna da ihanettir bu sözler...
***
Kamu görevine girmek isteyen gençler için ölçü, bilgi ya da liyakat olmuyor. Bir partiye yakınlık belirleyici hâle geliyor. Üstelik bu yalnızca bir atamayı değil, sandık güvenliğini bile gölgeliyor.
Demokrasiyi yaralıyor bu bakış!
Özbilgehan’ın şu cümlesi de çok önemli: “Devletin gençlerine sırtını dönmesi, yalnız bireysel bir hayal kırıklığı değil; toplumun geleceğine ihanettir.”
***
"Cumhurbaşkanı" ise bütün bu gelişmeler karşısında sessiz.
Bu zihniyete ortak aslında!
Ne söylenmişse yanında söylenmiş zaten...
Ama her fırsatta gençlere şirinlik yapıyor.
Tarafsızlık makamı yara alırken, seçimlerin güvenilirliği tartışılır hâle gelirken onun tek kelime etmemesi en az bu sözler kadar yıkıcı. Sessiz kalmak, topluma verilen zararı onaylamak anlamına geliyor.
O nedenle değil mi, en son araştırmalarda, toplumun en az güvendiği kişi "Cumhurbaşkanı."
***
Gençlerin 23–24 Ağustos 2025’te toplanan IV. Kıbrıs Türk Gençlik Kongresi’nde aldığı kararlar boşuna değildi.
"Gençler, torpilin ve partizanlığın toplumda normalleştiğini, siyasetin iş bulmada belirleyici bir faktör hâline geldiğini ve bunun en temel nedenlerden biri olarak beyin göçünü tetiklediğini açıkça ortaya koymuştur."
Bugün yaşananlar, o kararların neden gerekli olduğunu doğruluyor.
Gençler susmuyor.
"Devlet, hiçbir partinin veya kişinin malı değildir. Devlet, bu topraklarda eşit haklarla yaşamak isteyen herkesindir.”
Bugün en temiz söz onlardan geliyor.
Onların inancı, bu ülkenin kararmış düzenine ışık düşürüyor. Bu ülkenin geleceğini kurtaracak olan da yine onların sesi, ısrarı ve umudu olacak.







