1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Filmi izlerken iç çekişlerin sesini duyuyorduk…Kıbrıs’tan uzakta, Londra’da bile Kıbrıslılar tek yürek olmuştu…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Filmi izlerken iç çekişlerin sesini duyuyorduk…Kıbrıs’tan uzakta, Londra’da bile Kıbrıslılar tek yürek olmuştu…”

A+A-

Birgül Kılıç YILDIRIM

(Londra’da gösterilen “Süt Babam” filmiyle ilgili Birgül Kılıç Yıldırım duygularını yazdı: “Filmi izlerken iç çekişlerin sesini duyuyorduk… Kıbrıslılar tek yürek olmuştu…” Birgül Kılıç Yıldırım’ın “Süt Babam”ın Londra gösterimiyle ilgili yazısına çok teşekkür ediyoruz ve okurlarımızla paylaşıyoruz. S.U.)

Çağlayan  Çocuk Bahçesi, Lefkoşa’nın kalbi, Lefkoşalının nefes aldığı,  dinlendiği, eğlendiği yerdi çocukluğumuzda.

Akşam olmasını beklerdim ben de her çocuk gibi parka gitmek için.

 

ÇAĞLAYAN ÇOCUK BAHÇESİ’NDEN HATIRALAR…

Babamın ve annemin işten çıkmasını  beklerdim, nenemin Yenicami'deki evinde… 

Tek eğlencemizdi parkta sallanmak,  Budak Pastanesi'nden dondurma almak.

Hele Anibal'da da kebabcık yemek. Belki de halen şeftali kebabını sevmemin en büyük sebebidir, Anibal'dan gelen kebap kokucukları  arasında salıncakta sallanarak  kebap yemem.

Parktaki tavus kuşları  her çocuğun arkadaşıydı. Bölüşürdük  kebabımızın içindeki domadezciği  tavuskuşlarıyla.

Bayramlarda kapanan Çağlayan yolunda kurulan bayram yeri, eğlencemizin doruk noktasıydı...

Hatırlarim da, atlı karıncalara, çarpışan arabalara binmek için adeta yarışırdık.

Yarışırdık çünkü bilmezdik sıraya girmeyi sıra olmayı.

Adeta kapmaca oynardık boş araba bulmak için. Bindik mi de inmek istemezdik hiç.

Bütün bayramlık paramı bir gecede orada bitirip yine de oradan ayrılmak istemediğim için ağladığımı hatırlarım ama bir tabak lokma ile yine sustuğumu da bilirim. 

Mis gibi mezdeki kokulu lokmacıkların tadı halen aklımdadır Çağlayan’daki bayram yerinden aldığımız.

Annem en çok şamişi tatlısını beğenirdi.

Eve götürmek için aldıği paketten mutlaka Anibal’ın karşı kaldırımında yatan ve her Lefkoşalınınn bildiği Hasan dayıya da verirdi. 

Bambaşka bir sevgidir, tutkudur Çağlayan Çocuk Bahçesi  her Lefkoşalı çocuk gibi  benim de benliğimde. 

 

İLK GÖSTERİM ÇAĞLAYAN ÇOCUK BAHÇESİ’NDE OLDU…

Ancak Çağlayan Çocuk Bahçesi’nin, yıllar sonra başka bir önemi de oldu bizim için.

Süt Babam  belgeselimizin   ilk kez izleyicilerle buluşma zamanı geldiğinde  ilk danıştığmız kiși Sevgül  Uludağ olmuştu.

Bir Lefkoşa aşığdır Sevgül abla ve  halen yaz akşamlarında Lefkoşa’nın mis kokulu yaseminlerini,

her gece sevgiyle ipliğe dizer canyoldaşı Zeki abimize.

Ondan dinlemek Lefkoşa’yı bir başka heyecandır bizler için. "Lefkoşa'da büyüyen bir çocuğun çocukluk anılarını paylaşacağı en güzel yer Çağlayan Çocuk Bahçesi’dir" dedi bize ve Süt Babam filmimizin galasını yapacağımız mekanı ararken tereddütsüz burayı önerdi bize.

Ve Süt Babam serüvenimiz  ilk kez burada buluṣtu Kıbrıslılar’la. Unutulmaz bir geceydi galamız… Gösterimden sonra, birbirimize sarıldık, ağladık Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar.

"Eleştirecek tek birşey bulamadım" demişti Sevgul Uludağ abla bana sarılarak ve "bu film barış köprüsü olacak, birçok yere gidecek ve gitmelidir" demişti taa ilk gösterimden.

 

ÖNCE ATİNA, SONRA LONDRA…

Ve öyle de oldu. Süt Babam’ın sevgisi Kıbrıs’ı aştı.

İlk olarak Yunanistan'a, Atina’ya ulaştı, ardından da geçen hafta Londra'da  yaşayan Kıbrıslılar’la buluştu.

Güneş dünyaya veda ederken, hediye olarak güzel bir gün batımı bırakır.

Oysa yaşadığın yere veda ederken, geriye acı, hüzün ve  hatıraların kalır.

Ne çok hatıralar, anılar, arkadaşlıklar, ne çok acılar kaldı bu adanın her iki yarısında, her iki toplumda.

Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye veda etmek, herşeyi geride bırakarak gitmek ve hatta çok uzaklara gitmek de vardı Kıbrıslılar’ın kaderinde.

Londra gibi, Avustralya gibi.... Kaderimiz oldu biz Kıbrıslılar’ın  yaşadığımız yere hasret kalmamız, bölünmüş bu küçücük adamızda.

Süt Babam filminin gösterimi için Londra’ya gideceğimiz haberini,   Panikos Hrisanthu abimizden  aldığımız andan itibaren, içimizi bir heyecan ve bir o kadar da merak kaplamıştı... Heyecanlıydık çünkü Londra’da yaşayan Kıbrıslılar ile buluşacaktık... Kıbrıs’tan uzak, Kıbrıs’a hasret adalılarla buluşacaktık. Merak ediyorduk, acaba Londra’da yaşayan Kıbrıslılar’da filmimiz, nasıl bir etki bırakacaktı? Beğenecekler miydi? Acaba Londra’da yaşayan Kıbrıslılar, Kıbrıs’ta barış için neler hissediyorlardı?

Hikayemiz, filmimiz bu hislerine tercüman olacak mıydı? Duygularımı onlara aktarabilecek miydim endişesi vardı içimde. Onun ötesinde, Londra gibi yorucu ve yoğun bir hayatın hüküm sürdüğü koşullarda, evlerinden çıkıp filmimizi izlemeye gelecekler miydi?

 

TÜM KIBRISLILAR’IN SICAK İLGİSİYLE KARŞILAŞTIK…

Eşim Cemal ile birlikte bu duygu ve düşüncelerle girdik Kıbrıs Toplum Merkezi’nden içeriye ve ilk andan itibaren, yüreği Kıbrıs’ta barış için yanıp tutuşan Türk olsun Rum olsun tüm Kıbrıslılar’ın sıcak ilgisi ile karşılaştık… Salon dolmuştu.

Filmimiz izlenirken salonda çıt çıkmıyordu… Sadece gözlerden akan yaşlara eşlik eden iç çekişlerin sesini duyuyorduk. Ve anlamıştık o an. Kıbrıslılar tek yürek olmuştu  Kıbrıs’tan uzakta, Londra’da bile.

Mesajımız kalplere dokunmuştu yine o gece. Büyük bir huzur kaplamıştı içimizi. Filmden sonra etrafımızı saran sevgi çemberi, bu huzurumuzu mutluluğa çevirdi... Tek yürek olmuştuk orada biz Kıbrıslılar. Sarıldık birbirimize kardeş gibi, abla gibi abi gibi… Orada yoktu Türk veya Rum. Orada sadece Kıbrıslılar vardı.

Kan dökülen adada bir bebeğin hayatta kalma hikayesidir,  evladı açlıktan ağlayan ve karnını çay ile doyurmaya çalışan annenin hikayesidir,   hasta olan evladının  açlıktan ölmek üzere olduğunu gören  çaresiz bir babanın hikayesidir.. Savaşmayı,  kan dökmeyi, intikam almayı değil, sevgiyi, merhameti, yardımı tercih eden Kıbrıslırum asker Antreas'ın hikayesidir SÜT BABAM belgeseli.

 

SÜT BABAM İNSANLARIN YÜREĞİNE KÖPRÜ OLDU…

Filmin sonunda, bir annenin çaresizliğine ağlayanlar, evladı için canını tehlikeye atan  bir babanın kahramanlığına  imrenenler,  nefret, kin ve düşmanlık yerine sevgiyi, merhameti tercih eden koca yürekli bir Kıbrıslırum asker için,  Süt Babam için, tek yürek olup gözyaşlarıyla kucakladılar beni  ve bir kez daha gördük ki, “Acılarımız ortaktı ve Kıbrıs mutlaka birleşmeliydi” .

Süt Babam artık sadece benim kahramanım değil,  barış yolunda bir köprü olmuştur insanların yüreğinde...

Londra’da bulunan Kıbrıs Toplum Merkezi,  AKEL - UK, Kalimerhaba ve University College of London Kıbrıslı Öğrenci Birliği ortak organizasyonunda düzenlenen "Barış ve uzlaşı temalı film gösterimleri" cerçevesinde Londra’da yaşayan Kıbrıslılarla buluştu filmlerimiz.

22 Ocak gecesi Süt Babam ve 24 Ocak gecesi de Panikos Hrisanthu’nun “A Green Line History” filmi gösterildi.

Süt Babam filmimiz ayrıca 23 Ocak günü, University College of London'da, Kıbrıslı ögrenciler tarafından düzenlenen etkinlikte de gösterildi. Gençlerin filmimize ilgisi, geleceğe dair umutlarımızı da güçlendirdi.

Londra'daki bu gūzel ve anlamlı organizasyonda emeği geçen  organizasyon komitesine ve başta  Kıbrıslırum yönetmen Panikos Hrisanthu olmak üzere, her an yanımızda olan, bize kol kanat geren Mehmet Mahmut hocamıza, bizi bir hafta evinde misafir eden Dimitris Hacıdimitriu’ya ve geceye katılan Londra’da yaşayan tüm Kıbrıslılar’a çok teşekkür ederim.

ncelikli-s-17-en-sagdaki-gunsel-cemal-gittik-seyrettik-agladik-baris-icin-artik-insanlar-konusacak-diye-yazdi.jpg

En sağdaki Günsel Cemal, 'Gittik, seyrettik, ağladık... Barış için artık insanlar konuşacak' diye yazdı...

ncelikli-sayfa-16-kibris-toplum-merkezinde-gosterilen-sut-babam-belgesel-filmi-kibrislilari-bir-araya-getirdi.jpg

Kıbrıs Toplum Merkezi'nde gösterilen Süt Babam belgesel filmi, Kıbrıslılar'ı bir araya getirdi...

Bu yazı toplam 2130 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar