Erkekler İçin Korunma Yöntemleri
Uzun yıllardır doğum kontrolü, yalnızca kadınların sorumluluğuymuş gibi sunuluyor. Gerek eğitimde gerekse sağlık hizmetlerinde korunma yöntemleri denince akla ilk olarak kadınlara yönelik seçenekler geliyor. Oysa cinsel sağlık tek taraflı değil, karşılıklı sorumlulukla sürdürülen bir süreçtir. Bu nedenle korunma konusu da yalnızca kadınların sorumluluğunda olmamalı, eşitlikten söz ettiğimiz bir dünyada doğum kontrolü sorumluluğu da eşit şekilde paylaşılmalıdır. Ancak hala pek çok kişi ‘erkeklerin korunacak seçeneği yok ki’ diyerek bu sorumluluktan kaçınmaktadır. O halde erkekler ne yapabilir? Bu yazıda erkekler için korunma yöntemleri hakkında konuşacağız.
‘Erkeklerin korunma yöntemleri için seçeneği yok’
Aslında var. Üstelik hem etkili, hem erişilebilir, hem de kullanımı kolay yöntemler. Bu seçeneklerin en başında kondomlar geliyor. Kondomlar, çift yönlü koruma sağlayan yani hem istenmeyen gebelikten hem de cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan koruyan tek korunma yöntemidir. Dünya Sağlık Örgütü ve UNFPA, kondomun önemini sıkça vurgulamaktadır.
‘Kondomlar zevki azaltır’
Kocaman bir yanlış. Bu cümle, aynı anda hem kulaktan dolma, hem mazeret üretici, hem de cinsel sağlığa zarar vericidir. Modern kondomlar artık ultra ince, his arttırıcı, çeşitli dokulu ve kayganlaştırıcılı olarak üretiliyor. Üstellik bazıları ısıtıcı etkili, bazıları ise ekstra aromalıdır. Gerçek şu ki, zevki azaltan şey korunma değil, bilgi eksikliği ve ön yargıdır.
‘Vazektomi erkekliğe zarar verir’
Bu tür yaklaşımların temelinde genellikle erkekliğe dair öğretilmiş korkular ve beklentiler bulunuyor. Oysa vazektomi (sperm kanallarının bağlanması işlemi) ne cinsel isteği, ne sertleşmeyi ne de boşalmayı etkiler. Kalıcı bir yöntem olduğu için ileride çocuk sahibi olma isteği açısından dikkatlice düşünmek gerekir ama ‘erkekliği bitirir’ gibi söylemler yalnızca bilgi eksikliğinden ve yanlış inanışlardan kaynaklanır. Dünya genelinde pek çok ülkede vazektomi yaygınlaşmakta ve eşit doğum kontrolü sorumluluğuna katkı sağlamaktadır.
YCT-529
Bu noktada üzerinde yıllarca çalışılan ve klinik deneylerden geçen ‘YCT-529’ erkekler için ilk hormonsuz doğum kontrol hapı üzerinde konuşalım. Bu doğum kontrol hapı retinoik asit reseptör alfayı baskılayarak sperm üretimini geçici olarak durduruyor. Yani testosteron dengesiyle oynamadan, sperm üretimini duraklatıyor. Yapılan klinik deneylerde %99 etkili olduğu bulunmuştur ve kullanımı bırakıldıktan birkaç hafta içerisinde sperm üretimi geri gelmektedir. Bu gelişmenin önemi çok büyük çünkü bugüne dek erkek doğum kontrolü dendiğinde ya kondomlar da ya vazektomi akla geliyordu. YCT-529 gibi ilaçlar cinsel sağlıkta sorumluluğun daha eşit paylaşılmasını sağlayabilecektir.
Birleşmiş Milletler ’in yayınladığı doğurganlık raporuna göre, dünyadaki doğum kontrol yöntemlerinin büyük çoğunluğu kadınlar üzerinde ilerliyor. Spiral, doğum kontrol hapları, cilt altı implantları gibi. Kadınlar, doğurganlık sorumluluğunu çoğu zaman tek başına üstleniyor. Hormon düzeylerine müdahale eden, bedensel yükü ağır olabilen yöntemleri daha sık kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu dengesizlik bireysel tercihlerden çok toplumsal cinsiyet rollerinin erkekleri bu sorumluluktan uzak tutmasıyla ilgili. Çünkü korunma hala çoğu yerde ‘kadının görevi’ olarak görülüyor ve erkeklerin bu sürece aktif olarak katılması teşvik edilmiyor. Dolayısıyla korunma sorumluluğu da toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde birlikte paylaşılmalıdır. Bu yalnızca daha adil bir yaklaşım değil aynı zamanda bireylerin bedensel bütünlüğüne saygı gösteren, ilişkilerde karşılıklı sorumluluğu güçlendiren ve cinsel sağlığı destekleyen bir tutumdur.







