1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Ekonomi Çöktü
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Ekonomi Çöktü

A+A-

Hükümet edenler KKTC ekonomisi hakkında yaptıkları açıklamalarda her zaman olumlu mesajlar vermeye çalışıyorlar. Hatta birtakım raporlarla verdikleri mesajların doğruluğunu anlatmaya çalışıyorlar.

Aslında yaptıkları sadece hikaye anlatmaktır. KKTC ekonomisinin hangi yöne gittiğini, nasıl bir seyir izleyeceğini kimse bilmiyor.

Bir ülkede ekonomi denilince ilk akla gelen nüfus ve nüfus yapısıdır. Maalesef KKTC’de bu konuda konuşmak bile yasaktır.

Nüfus bilinmiyor.

Nüfus yapısı hiç bilinmiyor.

Vatandaşlık konularını konuşmak tamamen yasaktır.

Ülkede kaç yabancı uyruklu çalışan, kaç öğrenci olduğu bilinmiyor, ya da açıklanmıyor. Bunların kaçı TC uyruklu, kaçı üçüncü ülke uyruklu olduğu gizlidir.

Bu ülkede ne kadar yabancı uyruklu emekli yerleşimci olduğu açıklanmıyor.

En önemlisi bu ülkede toplam kaç kişi yaşadığı, bunların kaçının KKTC vatandaşı, kaçının TC ya da başka ülke vatandaşı olduğu bilinmiyor. Ya da başbakan Üstel’in deyimi ile kendisi biliyor ama çeşitli nedenlerle açıklayamıyor.

Böyle bir ülkede ekonomik ya da herhangi bir istatistiki bilgiye güvenebilir misiniz?

Bu ülkede doğru dürüst bir ekonomiden bahsedebilir miyiz?

Bu ülkede yıllarca turizm öncü sektör olarak nitelendi. İlerleyen yıllarda turizmin yanına üniversiteler ve yüksek öğrenim de bir sektör olarak eklendi. İnşaat sektörü de bu iki sektörün tamamlayıcısı olarak hep önde oldu.

Bugün hala öyle olduğu iddia ediliyor. Ancak elimizde doğru ve güvenilir hiçbir istatistiki veri yoktur.

Bakanlıkların internet sitelerinde yayınladıkları verilerin güvenilir olmadığı bizzat sektör temsilcileri tarafından söyleniyor.

Öyleyse bir yerde yanlış, hatta yanlışlar var.

Turizm sektör temsilcileriyle konuştuğumuzda bu ülkede artık turizmden bahsedemeyeceğimizi, bu kadar pahalı bir ülkeye, çok daha pahalı uçak biletleriyle turist gelmesini beklememek gerektiğini söylüyorlar.

Turizmin yalnızca casinolu otellerde kaldığını, bunların da yalnızca kendilerine çalıştığını, küçük otellerin birer birer kapanma aşamasında olduğunu söylüyorlar.

Turizme bağlı yan sektörlerin de turizmden bir fayda görmediklerini söylüyorlar.

Eğitim sektörü için de durum aynıdır. Ulaşımın ve ülkenin çok pahalı olması bu sektörü zaten zora sokmuştu. Bir de sahte diploma, kalitesiz eğitim ve Türkiye’de bile KKTC üniversitelerinden mezun olanların karşılaştıkları muamele biçimi bu sektörü de giderek zora soktu.

İnşaat sektörü ise tam anlamıyla çöküşe geçti.

UBP-DP-YDP hükümetinin geçen yıl aldığı yabancılara mal satışını kısıtlayan karar sayesinde sektör tıkandı. Ardından Rum tarafının sektöre yönelik saldırıları inşaat sektörünü tam anlamıyla çökertti.

Bir yıl önce yabancılara ortalama günde 30-40 konut satan firmalar bugün haftada bir konut bile satamaz noktaya geldi.

Ülke çok pahalı olduğu için tarım ve hayvancılık da yapılamaz haldedir. Girdi maliyetleri yüksek olduğu için üretilen ürün maliyetleri de yüksektir. Bu durumda üretici rekabet gücünü kaybediyor.

Orta-Doğu ülkelerinin birer birer hellim ithalatını yasaklamaları, bu ay sonunda bunlara Ürdün’ün de katılacak olması sadece hellim üreticilerini değil, onlardan önce hayvan üreticilerini zora sokacaktır.

Narenciye yıllarca bu ülkenin sarı altını olarak anıldı. Her yıl biraz daha azalan narenciye üretimi de zor günler geçiriyor. Dahası artık tamamıyla Türkiye’nin insafına kalmış durumdadır.

Geçen yıl olmayan yeşilleme hastalığı nedeniyle Türkiye’ye giremeyen narenciye, bu yıl Türkiye’deki narenciye ürününü kırağı vurması nedeniyle Türkiyeli tüccar tarafından yok pahasına alındı. Üretici yine bir şey anlamadı.

***

Geçen hafta iktidarda 3 yılını değerlendiren UBP-DP-YDP hükümeti ise en büyük başarı olarak asgari ücreti % 521 artırmakla övündü.

İktidara geldikleri 2022 yılı başında asgari ücretin 7,000 TL olduğunu, bu yılın başında ise 43,469 TL olduğuyla övündü. Ancak bu 43,469 TL ile ne alınabildiğini anlatmadı. Alım gücü konusunda hiçbir şey söylemedi.

Asgari ücreti Euro bazında AB düzeyinin üzerine çıkardıklarını, hatta Güney Kıbrıs’ta uygulanan asgari ücreti bile geride bıraktıklarını iddia etti.

Ama bunun ülkeyi çok pahalı yapmaktan başka bir işe yaramadığını, pahalı olan ülkede alım gücünün de korunamadığını, aksine her biraz daha azaldığı ve çalışanların açlığa terkedildiğini söylemedi.

Bunun alışveriş için Kıbrıslı Türkleri daha ucuz olan güneye gitmeye teşvik ettiğini, insanların birkaç yıldan bu yana eti güneyden aldığını, şimdilerde ise neredeyse tüm ihtiyaçlarını güneyden karşıladıklarına hiç değinmedi.

KKTC’de ekonomi çöktü. Bunda TL kullanımından kaynaklanan  sıkıntılar yanında, KKTC’yi yönettiğini iddia edenlerin aldıkları ve alamadıkları kararların da etkisi büyüktür.

Hükümetin aslında ekonomi gündemi diye bir gündemi yoktur. Daha doğrusu hükümetin bu ülkenin geleceği ile ilgili hiçbir gündemi yoktur. O nedenle ekonomideki çöküşü göremiyor. Ya da bilerek görmezden geliyor.

Ekonomideki çöküşü çok somut olarak gören uzaktan kumanda ekibi ise sadece seyrediyor.

Bu yazı toplam 853 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar