Durum Çok Ciddi
Biliyor muydunuz?
Eylül ayında ilkokul birinci sınıfına başlayan çocuklarımızın pandemi döneminde iki yaşındaydılar. Yani biyolojik olarak konuşmaya başlama yaşı, pedagojik olarak kişilik oluşturmaya başlama yaşı, bilişsel gelişim olarak işlem öncesi dönemin başlangıç yaşında ekranlara teslim olmuşlardı.
Bugün okuma-yazma sorunu çekmelerinin, kendini ifade etmede zorlanmalarının temel sebepleri aslında o yıllardan geliyor.
Ve biliyor musunuz? Bu çocuklar liseden mezun olup yükseköğretime başladıklarında takvimler 2040’lı yılları gösterecek.
Farkında mısınız?
Bugün en çok talep gören 10 mesleğin bazılarının bundan 15 yıl önce adını dahi bilmiyorduk. Gelecek 15 yılda hangi mesleklerle karşılaşacağımızı şimdiden kestirmek ise oldukça güç.
Kısacası; çocuklarımızı şu anda var olmayan işlerde çalışmaları, henüz icat edilmemiş teknolojileri kullanmaları ve bilmediğimiz problemleri çözmeleri için eğitmemiz gerekiyor.
Oysa eğitim sistemimiz bu konulara odaklanmaktan çok uzakta… Dünya gelişiyor ama sisteminiz kendi statükosunu sıkı sıkıya korumaya devam ediyor. Üstelik her geçen gün daha da geriye gitme pahasına.
Peki, bunların farkında mısınız?
- Yukarıda anlattığım uzak gelecek şöyle dursun, önümüzdeki 1-2 yıl içinde nitelikli bir eğitim alabilecekleri okul ortamlarını tamamen kaybetme tehlikesi kapımızı çalıyor.
- Kamu okullarımızın eğitim kalitesi ciddi anlamda geriledi. Sınıflar tıklım tıkış. Nitelikli öğretim yapılması imkansıza yakın.
- Çocuklarımız okuldan nefret ediyorlar. Mutsuzlar ve okula gitmek istemiyorlar.
- Sınav odaklı yarışmacı bir sistemde çocuklarımızın büyük bir kısmı günlük yaşam problemlerini çözemiyor, okuduğunu ifade edemiyor, ifade etmek istediğini yazamıyorlar.
- Gelişimlerini destekleyecek öğretmenlerinin istihdamında, yükselmesinde, nakil işlemlerinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Öğretmenler çok kısa sürede tükenmişliğe hissini yaşıyorlar.
- Geleneksek anlamdaki uygulama ısrarları çocuklarımıza çağın becerilerini kazandıramıyor.
- Eğitim sistemimiz; gelişimden, gelişimin sürekli kılınmasından yoksun bir yapıya dönüşmüş durumda.
Durum çok ciddi. Sistemimizin hali hal değil. Eğitimi tümden kaybetme noktasındayız.
Değişen dünyada yeni ihtiyaçlar, dolayısıyla da yeni değerler ve becerili çocuklarımıza öğretmemiz gerekliliği var. Kamusal eğitime yatırım yapma ivediliğini artık fark etmeliyiz.
Dahası eğitime ayrılan kıt kaynakları gelişi-güzel, akıldan yoksun planlama yaklaşımlarla dipsiz kuyuya atmak yerine, rasyonel planlamayla, projelendirilmiş uygulamalarla, gerçek ihtiyaçlara yönelik akıllı yatırımları işe koşmalıyız. Ve bütün bunları bir an önce yapmalıyız. Çünkü gerçekten durum çok ciddi, eğitimi tümden kaybetme noktasındayız.

Anlayana Gülmece
Fikirlerim Var
Minik kız elinde karnesiyle evden içeri girer, karnesini babasına verir. Babası karneye şöyle bir göz atınca tüm derslerden pekiyi aldığını ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not düştüğünü görür:
- Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk fakat bir kusuru var, derste gereksizce çok konuşuyor, susmak bilmiyor. Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var, en kısa zamanda sizinle de paylaşmak istiyorum
Baba bunun üzerine karneyi imzalamış ve öğretmenin görüşlerinin altına kendi de bir not düşmüş:
- "Lütfen en kısa sürede fikirlerinizi benimle de paylaşın çünkü işe yararsa ben de annesinde uygulayacağım."
Okumuş muydunuz?
Küçük bir hatayı düzetme ki, ileride çok büyük bir hata olarak karşına çıksın.
Benjamin Franklin







