
“Derdimi flütlerle anlatmak istiyorum”
Turist rehberliğinden flüt ustalığına yönelen Yena Hacışevki, kamıştan ürettiği çoban flütleri ve tasarladığı özel enstrümanlarla kendi atölyesi “Kabuk”u kurarak kültürü yaşatmaya başladı.
Berivan BABAHAN
Turist rehberliğinden flüt ustalığına uzanan yolculuğunda Yena Hacışevki, bir gezide karşılaştığı turist çiftin kamıştan yapılmış flütlerinden etkilenip kendi sesinin peşine düştü. Klasik arkeoloji okuyan ve İtalyanca turist rehberliği yapan Hacışevki, aylarca araştırıp ustalarla tanışarak ilk flütlerini üretti, arkadaşlarına hediye ettiği flütler çoğalınca da “Kabuk” adını verdiği atölyesini açtı. Kamıştan yandan üflemeli çoban flütleri üretirken, tasarladığı kolye flütler ve çiftlerin aynı anda çalabildiği aşk flütleriyle müziği gündelik hayata taşıdı. Kıbrıs’ın son çoban flütü ustası Kemal Deveci’den öğrendiklerini sürdürürken, atölyesinde düzenlediği workshoplarla kuklalar, flütler ve oyunlar aracılığıyla kültürü yaşatmaya çalıştı. 2017’de ara bölgede 48 metrelik flütle 190 kişiyi aynı nefeste buluşturan Hacışevki, flütleri sadece bir enstrüman değil, derdini anlatan bir araç olarak gördüğünü söylerken, kültürün ancak yola çıkanlarla devam edeceğini vurguladı.
Turist rehberliğinden flüt üretimine..
Atelier Kabuk Handmade Products sahibi ve Kıbrıs çoban flütü üreticisi Yena Hacışevki klasik arkeoloji okuduğunu ayrıca İtalyanca turist rehberi olduğunu anlattı. Bir gezi sırasında karşılaştığı çiftin kamıştan yapılan flütlerinden etkilenen Hacısevki, böylece flüt üretimi yolculuğuna başladı.
Başlangıç aşamasında çok fazla araştırma yaptığını, bu işin ustalarıyla tanıştığını da dile getiren Hacışevki, ilk zamanlar yaptığı flütleri arkadaşlarına hediye ettiğini fakat ürünler çoğalınca kendi dükkanını açtığını belirtti.

“Kamıştan blok flüt yaparak çoban flütü üretmeye başladım”
İlk zamanlar kamıştan blok flüt yapmayı deneyen Yena Hacışevki, sonrasında
çoban flütünü üretmeye başladı.
Hacışevki, turist çiftte gördüğü flütün yandan üflemeli bir flüt olduğunu ve yapımını ilk öğrendiği flütün de bu olduğunu ifade etti.
Hacışevki, sonrasında bu yandan üflenen flütleri çoğaltarak onlarca flüt yaptığını ve işin matematiğini üreterek çözdüğünü dile getirdi. Hacışevki, özellikle flütleri üretirken “tuner” (tonlayıcı) kullandığını böylelikle herkesin nota ile istediği şarkıyı çalabileceğini ifade etti.
“Kolye düdükten aşk flütüne kendim tasarlıyorum”
Yena Hacışevki, kamıştan düdükler ve çiftlere özel iki kişinin aynı anda çalabildiği aşk flütü tasarımlarının olduğunu anlattı. Hacışevki “Dükkânımda bireysel olarak ürettiğim flütler daha çok kolye şeklinde taşınabilen flütler. İstediğim şey şu ki herkes müziğini yanında taşıyabilsin. Nereye giderse gitsin, bir an durup içine dönebilsin, kendisiyle iletişim kurabilsin, müzikle iç içe olabilsin” ifadelerini kullandı. Hacışevki ayrıca “İki kişinin aynı anda çalabildiği bir flüt üretiyorum. Bu da çiftlerin ilişkilerini, aralarındaki uyumu keşfedebilmeleri için tasarladığım bir enstrüman” dedi. Hacışevki, Kıbrıs çoban flütlerini ise Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan “Kemal Deveci ustadan” aldığını belirterek Kemal Deveci”nin profesyonel anlamda kuzeyde yaşayan “son usta” olduğuna da sözlerine ekledi.
“Herkes atölyemiz Kabuk”ta düzenlediğimiz workshoplara katılabilir”
Atelier Kabuk”ta workshoplar düzenleyen Yena Hacışevki farklı konseptlerde kuklalar, flütler ve bunlarla ilgili workshop”lar yaptıklarını ifade etti. Atölyesinin ismi olan “Kabuk”a vurgu yaparak çalışmalarını anlatan Hacışevki “Önce bir kabuğa ihtiyacımız var ki barınalım ve evde hissedelim” dedi. Hacışevki, bu yüzden dükkanında sadece flüt değil annesinin ördüğü el kuklalarının da olduğunu ifade etti. Workshoplara katılırken fotoğraf getirip kendi kuklalarının yapılmasını isteyenlerin de olduğunu dile getiren Hacışevki bunun gibi çeşitli etkinliklerin de olduğunu anlattı.
Hacışevki ayrıca ürettikleri her ürünün aslında bir mesaj verdiğini söyledi, çocuklarla Kıbrıs bitkilerini öğrenebilecekleri bir oyun tasarlayıp okullara gittiğini de belirtti. Hacışevki bunun yanı sıra ihtiyaca yönelik oyunlar tasarladığını ve etkinlikler düzenleyip satış yaptığını da ifade etti. Kıbrıs çoban flütü geleneğinin de yok olmaya başladığına değinen Hacışevki, bununla ilgili flüt boyama workshop”larının olduğunu da sözlerine ekledi. Düzenlediği workshop çalışmalarından örnekler veren Hacışevki “Bir workshop çalışmamda dede torunuyla geldi ve flütü birlikte boyadılar. Dededen toruna bir miras geçti. Birlikte yaptıkları bir desenle torun, onu kendi torununa da bırakabilecek” ifadelerine yer verdi.

“Ara bölgede 190 kişi tek flütle bir nefes oldu”
Geleneksel Kıbrıs çoban flütü üreticisi Yena Hacışevki 2017 yılında Lokmacı geçiş noktasındaki ara bölgede düzenlediği etkinlikten de söz etti. Hacışevki parçalarla birleşecek şekilde 48 metre uzunluğunda yandan üflenen bir flüt ürettiğini söyledi. Hacışevki “Bu etkinliği Lokmacı geçişindeki ara bölgede, Yeşil Hat üzerinde düzenledik. Oradaki geçiş yaklaşık 50 metre olduğu için, flütü 48 metre uzunluğunda yaptık” dedi. Hacışevki ayrıca “Kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Türkler, güneyde yaşayan Kıbrıslı Rumlar ve turistler, herkes geldi ve 190 kişi aynı anda üfledik” ifadelerini kullandı. Hacışevki ara bölgedeki etkinlikle ilgili “Amacımız müzik yapmak değil, tek bir nefesle bir ses çıkarmaktı” dedi. Ayrıca hep birlikte aynı anda nefes almanın önemine vurgu yapan Hacışevki “Nefesimizin ses olarak duyulduğunu hissettik” ifadelerine de yer verdi. Etkinliği düzenlerken flütün burada sadece güzel bir araç olduğunu ifade eden Hacışevki, “Amacımız hep birlikte tek gökyüzü altında tek nefes olmayı hissettirmek” diye konuştu.

“Sadece flüt üreticisi değilim derdimi flütlerle anlatmaya çalışan biriyim”
Yena Hacışevki flüt üreticiliğinden ziyade “Benim bir derdim var ve o derdi flütlerle anlatmak isterim” dedi. “Flütleri araç olarak nereye kadar kullanacağımı bilmiyorum” diyen Hacışevki hiçbir şeyin sonsuza kadar sürmeyeceğini ve “ileride dertlerimizi aktaracak başka araçlar bulacağız” ifadelerini kullandı.
Her şeyin zamanla başka formlara dönüştüğünü anlatan Hacışevki, “Olaya aman kültürümüz ölüyor” diye bakmam, çünkü her şey sürekli dönüşüyor ama yola çıkan biri olursa da bu sanat devam eder” diye ekledi.
“Vazgeçmediğim ve devam ettiğim için bugün buradayım”
Dükkanını açtığında toplumun yaptığı işe ön yargı ile baktığını dile getiren Hacışevki, maddi olarak da ilk zamanlar çok zorlandığını fakat vazgeçmediğini ifade etti. Hacışevki, herkesin bu konuda sorumluluğu olduğunu ve bu noktada eğitimin de önemine vurgu yaptı. Hacışevki, sanata ve üreticiye destek konusunda sadece toplumun değil devletin de katkı sunması gerektiğini ifade etti. Hacışevki, “Bu kültür devam edecek mi diye soruyorsanız bu noktada herkese bir görev düşüyor” dedi.


















