1. YAZARLAR

  2. Serkan Soyalan

  3. Değişmeyen sorunlarımız
Serkan Soyalan

Serkan Soyalan

Değişmeyen sorunlarımız

A+A-

Ülkemizde yıllar geçse de, değişmeyen sorunlarımız vardır. Kangrenleşmiş…

Mesela son aylarda en çok konuştuğumuz, üzerine eylemler yaptığımız konudur eğitim. Bu yıllar öncesinde de böyleydi…

Başta öğretmen sendikaları olmak üzere, toplumun her kesiminin gündemindedir okullardaki yetersizlikler. Bu eskiden de böyleydi…

***

Okullardaki altyapı eksiklikleri, okulların yetersizliği, öğretmenlerin özlük haklarında yaşadığı sıkıntılar, öğretmen atamalarının yapılamaması, Disiplin Tüzüğü’nde yapılan değişiklikle karşı karşıya bırakıldığımız durum ve daha nice sorunlar dağ gibi karşımızda…

Ve bu sorunların karşısında duyarsız kalan bir Eğitim Bakanlığı.

***

Gazete arşivimi tararken Halkın Sesi’nde gözüme ilişti “Kıbrıs Türklüğünün yeni bir lise binasına büyük ihtiyacı vardır” başlıklı, 17 Ağustos 1951 tarihli bir haber.

Haberin içeriğini okuyunca daha bir anladım; bu ülkede yıllar geçse de sorunlarımız yerinde kalıyor. Bir adım ileriye taşınamıyor.

***

74 yıl öncesine ait bir gazete küpürü satırlarında o yıllara ait eğitimde yaşadığımız sıkıntıları şöyle anlatıyor:

“Her geçen gün, Kıbrıs Türklüğünün yeni bir lise binasına olan ihtiyacı artmaktadır. Yeni nesli iyi yetiştirmek andını içmiş olan Kıbrıs Türklüğü, şimdiki bina içinde ve şimdiki şerait altında hedefine asla ulaşamayacaktır.”

Lise binasının yetersizliğinin, eğitimde hedeflenen noktaya ulaşmakta engel teşkil ettiğini vurguluyor.

***

Ve nelerin olması gerektiğiyle devam ediyor:

“Biz öyle bir modern bina istiyoruz ki lise derslerini verebilen ihtisas sahibi öğretmenlerle dolu olsun. Şimdiki kadro genişletilsin, öğretmenlerin aylıkları artırılsın, tekaüdiyeleri temin edilsin. Fen, edebiyat ve ticaret kolları yanında sanat kolları kurulabilecek mahiyette olsun. Ermenilerin teknik koleji olan Melkonian Enstitüsü’nün yaptığı işleri yapsın. Okuyabilen gençlerimiz okusun, üniversitelere hazırlansın. Ticarete, memuriyete atılsın. Kabiliyeti olanlar sanat öğrensin, sanata atılsın, memleketin belkemiğini teşkil etsin. Bu sanatlar sadece marangozlukta ve kunduracılıkta kalmasın. Elektrik, radyo, inşaat ve diğer tekniki sanatlarda, demircilikte, dökmecilikte, muhtelif makinistlik kollarında elemanlar yetiştirsin. Bunlar adanın muhtelif kasaba ve köylerine dağılsın, Türk köylüsüne ve Türk işçisine yardım elini uzatabilsin.”

***

“Gençler sanata ve zanaata yönelsin” diyor… “Bunlar da teşviklendirilsin” diyor… “Okuyabilen, okusun. Üniversitelere gitsin” diyor…

Bunların yanında da “Öğretmen aylıkları artırılsın, tekaüdiyeleri, yani emekli aylıkları temin edilsin” diyor…

Melkonian Enstitüsü de örnek gösteriliyor.

Bilindiği üzere bu okul, Lefkoşa’da yüksek akademik standartlara sahip yatılı bir Ermeni okuluydu.

1926’da Melkonian kardeşler tarafından kurulan okul, faaliyetlerine 2005 yılına kadar devam etti.

***

Yine habere dönelim; “Biz öyle bir lise binası istiyoruz ki müzik kolları olsun, tiyatro, sinema salonu olsun, laboratuarı olsun, sıhhi yatı yerleri, yemekhaneleri, okuma odaları, kütüphanesi olsun. Çocukların bol bol gezip oynayacağı sahası olsun. Spor odaları olsun. Sağlam bir neslin yetişmesini icap ettiren her şeyi temin edebilsin.”

1951 yılında yayınlanan bu haberde, istenilen lise binasında, tiyatro ve sinema salonlarının olması, müzik kollarının olması, sağlık merkezinin olması, kütüphanelerin ve laboratuarın olması gerektiği söyleniyor.

Günümüzde yeni yapılan okullarımıza bir bakalım. Yukarıda arzu edilenlerin kaçı yapılmış?

Konteyner sınıflara hapsettiğimiz eğitimimizde, bunları düşünmek hayal bile değil.

Bunları yazdıktan sonra yine haberdeki satırlarla devam ettireyim yazımı:

“Biz öyle bir lise binası istiyoruz ki, ….. Şimdi olduğu gibi bakımsızlık köhnemiş, içindeki talebeleri barındıramayan, onlara parlak hayat şartları temin edemeyen binaya bakarak içimiz yanmasın, yüzümüz kızarmasın. Laboratuarına girip bir yokluk içinde çırpınmayalım.”

***

Ve son söz… Yine haber küpüründen…

"Dünyada olmayacak iş yoktur. 30 seneden beri yerimizde sayıp durduk. Geçen günlerimize yazık olur doğrusu.”

kupur-012.jpg

Bu yazı toplam 647 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar