1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. BU PAHALILIK ÖNLENMELİ
Sami Özuslu

Sami Özuslu

BU PAHALILIK ÖNLENMELİ

A+A-

 

Virüs nedeniyle hayat altüst oldu ve tamirat çok zor olacak. Birleşmiş Milletler de zaten ‘eski normal’e dönüş olamayacağını söylüyor. Yani belki de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. En azından birçok şey değişecek.
Yaşam tarzı ve ekonomik ilişkiler dahil…
Sektörler nasıl ayağa kalkacak, kalkabilecek mi, zaman gösterecek. Emekçiler nasıl bir çalışma ortamıyla yüzleşecek, kaç kişi işinden olacak, geriye kalanlar hangi şartlarda çalışabilecek, belli değil.
‘Tuzu kuru’ bir kesim vardır elbette, onlar belki de bu süreci en az hasarla atlatacak, ama çok geniş kesimler için gün gele virüs tehdidi bitse bile, ‘ekonomi virüsü’ çok büyük bir tehdit oluşturacak.
Hatta bir buçuk aylık sürenin sonunda ‘sıfırı tüketenler’ az sayıda değildir.
Bireysel ve ailevi açından da, işletmeler bakımından da durum vahimdir.
Gelirler dibe vurmuştur ama giderlerin çok büyük kısmı orada durmaktadır.
Borçlar…
Kira giderleri…
Taksitler…
Önceden yapılmış ödemeler…
İleri tarihli çekler…
Ve devletin alacakları!..
Yani vergiler…
Yani elektrik ücretleri…
Yani sosyal transferler…
Yani belediye harçları…
Liste çok uzun!..
**
Covid krizi döneminde hükümet ‘ekonomik tedbirler’ konusunda çok kötü bir sınav verdi, toplumu hayal kırıklığına uğrattı.
Çünkü elini sadece dar ve sabit gelirlinin cebine soktu.
Maaş kesti, özel sektöre ‘maaş desteği’ adı altında ‘sadaka’yı reva gördü, işsizlik ödeneğini budadı, ‘yasaklayacağım’ demesine rağmen işten durdurmaları önlemedi, ‘kurtarıcı’ diye lanse edilen kredi paketlerine erişmek mümkün olamadı, erişilse bile anapara ve faizini ödemenin imkansızlığından dolayı birçok esnaf ‘daha da batmamak’ adına kredilerden uzak durdu…
Hükümet bunları yaparken ‘varsıl’ kesimleri oyuna katmadı, onlardan özveri talebinde bulunmadı ve Corona virüsün bütün faturası alt gelir gruplarındakilere ödettirildi.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi hükümet fahiş duruma gelen piyasadaki fiyatlara hiç müdahale etmedi, Fiyat İstikrar Fonu’nu (FİF) doğru düzgün çalıştırmadı, akaryakıtı da elektriği de ucuzlatmadı, gariban vatandaş perişan oldu.
Üstüne üstlük insanımız can derdindeyken hükümetimiz bir de ‘kendi alacakları’nın peşine düştü. Laf ola yapılan birkaç erteleme dışında kendi gelirlerinden feragat etmedi, ay sonlarında vergisini, sigortasını, ihtiyat sandığını, araç kayıt ve seyrüsefer ücretini, tapu harcını, posta pulunu tahsil etmenin peşine düştü.
Bu arada Türk Lirası virüslü dönemde de hızla değer kaybetmeyi sürdürdü ve bu da ekstra maliyet olarak dar ve sabit gelirlinin sırtına bindi.
Ekonomik vaziyet berbattır.
Geliri düşen insanların daha da zora girmesinin önlemek için hayatı ucuzlatmak yerine kılını kıpırdatmayan hükümete bu mantıkla devam edilemeyeceğini, sosyal patlamaların kapıda olduğunu anlatmak ve behemehal ‘hayat pahalılığını önleyici’ tedbirler almasını sağlamak kaçınılmazdır.
Bu dönemde gelirler artmayacağına göre tek çare hayatı olabildiğince ucuzlatmaktır.
Hükümet ekonomide ayakta duran sektörleri karşısına oturtup irade ortaya koymalı ve gereğini yapmalıdır.
Aksi halde uçurum çok yakındır!
 

Bu yazı toplam 1483 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar