Bu kadın bu işi yapar
Dr. Sıla Usar İncirli…
CTP’nin yeni lideri…
Hayırlı olsun…
-*-*-
Sıla Usar İncirli, yeğenimle evlidir…
Mehmet İncirli…
BRTK’dan meslektaşımız, akademisyen arkadaşımız…
-*-*-
Yani en baştaki yakınlığım tabii ki Mehmet’ten dolayıdır ama Sıla Usar İncirli, ailemde kim varsa, tümünün doktorudur…
-*-*-
Ve çok eski bir partili olarak, “Naci Talat’ın kızı” olması itibarı ile – çok eminim ki bir çok CTP üyesinin “tereddütsüz oy verdiği” biridir…
-*-*-
Ama Sıla Usar İncirli’nin seçilmesinin sebepleri içerisinde elbette doktorluğunun ve Naci Talat’ın kızı olmasının olumlu etkisi olacaktır ancak tek başına bunlar elbette yeterli değildir…
-*-*-
Konuştuğu çok net anlaşılan, son derece kararlı ve biriktirdiği tecrübe ışığında kriz anında “güven veren” bir portreye sahiptir…
-*-*-
Kimse “tutarsız” veya “zayıf yönü budur” diyemez…
-*-*-
Hemen araya gireyim, öteki iki adayın kesinlikle farkları yoktur ancak bu bir yarıştır… Ve yarış tamamlanmıştır…
-*-*-
Dr. Sıla Usar İncirli halkla iç iç içedir ve herkese dokunan “bizden biri”dir…
-*-*-
Yapmacık değildir…
Samimidir, resmi davranmaz…
-*-*-
Partiliye “sol değerler adına” ciddi güven veren bir duruşa sahiptir…
-*-*-
Kibardır, tertemiz bir geçmişe sahiptir…
Mütevazıdır…
Çok iyi bir hatiptir…
Genel Kurul’daki konuşması çok başarılıydı…
-*-*-
Belki “devlet yönetimi” konusunda, bakanlık geçmişleri olan diğer iki adaya göre “tecrübesiz” sayılabilir ama sadece partilileri için değil, ülkede büyük çoğunluğun “Bu kadın bu işi yapar” dediği biridir.
-*-*-
Kadın olması bir avantaj mıdır?
Seçilmesi adına bilemem ama bu ülke adına ve partisi adına evet avantajdır…
Kolay gelsin…
Amerika ve bizim mesele!
Amerika’nın Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, Türkiye – Yunanistan arasında sorun olmaması gerektiğine dikkat çekiyor…
-*-*-
“Ve çözelim” diyor!
-*-*-
Donlad Trump, farklı bir Amerikan Başkanı mı?
Tarz farkı var!
-*-*-
Ama Amerika’nın tavrı eskiden nasılsa şu anda da öyle!
Tek veya en önemli fark Trump’ın bunu diplomatik dil kullanarak değil, doğrudan söylüyor olması!
-*-*-
Mesela Honduras’lılara geçtiğimiz gün dedi ki, “… Benim desteklediğim cumhurbaşkanı adayını seçmezseniz size yardımı keserim…”
-*-*-
Amerika bunu yıllardır yapıyor!
Ama bazen bunu yapmak için CIA’den tutun, hangi ilgili kurumu varsa tümünü harekete geçiriyor, milyonlarca dolar harcayabiliyor!
-*-*-
Şimdi, Trump ya da aynı kafadaki “büyükelçileri” benzerini yapabiliyor!
Ucuza!
Doğrudan!
-*-*-
Tom Barrack, ABD’nin Türkiye ve Yunanistan arasında “köprü” rolü üstlenmeye hazır olduğunu söylüyor…
-*-*-
Barrack’a göre “… iki ülke arasındaki gerginliklerin çözümü, geçmişte yüzlerce ya da binlerce yıl önce yaşanmış olaylara takılı kalmak yerine, iletişim ve işbirliğiyle başlamalı.”
-*-*-
Barrack, bu noktada “Kıbrıs sorunu”na da değiniyor ve “… bölgesel bir uzlaşma veya işbirliği çabasının Kıbrıs’ı mutlaka içermesi gerekir” diyor…
-*-*-
“Sağlıklı bir bedenin ortasında apseniz olamaz. Beden tamamı iyileşmeli.”
Yani Doğu Akdeniz sorunu büyük bir hastalıksa, onu çözeceksek, küçük bir sivilce dahi olsa, Kıbrıs’ı da kapsamalı…
-*-*-
Bu sözlerin anlamı şudur: Geliyor gelmekte olan!
Amerikalılara göre, Kıbrıs sorunu çözülmeden Doğu Akdeniz’de kalıcı istikrar olamayacak…
-*-*-
Pek üç – beş yıl öncesine göre ne değişti?
Çok bir şey değişmiş değil…
Sadece şartlar uygun hale gelmiştir…
-*-*-
ABD, Doğu Akdeniz’de enerji, ticaret ve diplomatik işbirliği gibi unsurları içeren daha geniş bir “yapı” planlıyor…
Barrack bu planı gizlemiyor ve bu plan ya da yapı içerisinde Kıbrıs’ın “kritik” bir rol oynadığını vurguluyor…
-*-*-
Efendim peki geçmişte yaşananlar?
-*-*-
Çözüm karşıtları geçmişte yaşananlar üzerinden yürümeye devam ediyor…
Hatta CTP’nin yeni genel başkanı Dr. Sıla Usar İncirli’yi “bıyıklılar destekledi, bunlar hep Türkiye düşmanıdır” diye vurmaya kalkıyorlar!
Çözümsüzlük devam etsin; hırsızlık – rüşvet – ahlaksızlık – sahtecilik sürsün, cepler dolsun!
-*-*-
Ama bilmiyorlar ki her balığın bir büyüğü vardır!
-*-*-
Geçmiş unutulmasın ama çözüm isteniyorsa, o geçmiş affedilmeli ve olası bir çözümün Amerikalılar tarafından empoze edilmesi de beklenmemeli!
Doğru olan budur!
-*-*-
Eğer bunu başaramayacaksak, empoze ile karşılaşacağımız unutulmamalı!
Değil mi Sayın Erhürman ve Sayın Hristodulidis?
Oğuzhan Hasipoğlu’na!
Yazmazsam çatlarım!
-*-*-
Sevgili Oğuzhan Hasipoğlu bakanım; Ahbap gazetesinde Devrim Demir’in yazdıkları, soruşturma başlatmanız için yeterli değil mi?
-*-*-
Beni Juju zerre ilgilendirmiyor…
Beni, Luricina’da kendi yaşamına son veren 29 yaşındaki kadın ilgilendiriyor…
Beni Zeynep Efe’nin ölümü ilgilendiriyor…
-*-*-
Ne kadar duygusuz, sevgisiz bir toplum olduk!
Yazıklar olsun hepimize!
Hüseyin Özuslu
“Merhaba ben Serhat İncirli, küçük bir sorunum vardı, acaba yardımcı olabilir misiniz?”
-*-*-
“Abi selamlar ben Hüseyin!
Hüseyin Özuslu!”
-*-*-
“Özuslu?
Sami?”
-*-*-
“Kardeşiyim abi…”
-*-*-
“Selamlar Hüseyin, nasılsın?”
-*-*-
“İyiyim abi!
Neydi sorun?”
-*-*-
……….
-*-*-
En son muhabbetimiz bu oldu…
-*-*-
Sevgili Sami Özuslu, kötü gün dostlarımın en başında gelenleri arasındadır…
Bir insan güzelidir…
-*-*-
Hüseyin’i o kadar yakından tanımadım ama ardından yazılanlara bakacak olursak, Sami’yle yarışır hatta O’nu geçer bir insan güzeliydi…
-*-*-
Çok erken ayrıldı aramızdan…
Çok üzgünüz…
Allah rahmet eylesin…
Sevgili Sami kardeşimize başsağlığı ve sabır diliyoruz…
-*-*-
Sevgili Sami, Hüseyin’in yeri doldurulamaz ama unutma, biz de kardeşiniz…








