1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Biz İçe Odaklandık; Rumlar Uluslararası Siyasette Cirit Atıyor…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Biz İçe Odaklandık; Rumlar Uluslararası Siyasette Cirit Atıyor…

A+A-

Bu köşe yazısını yazarken UBP hala daha yeni hükümeti kuramamıştı… Afra-tafra atarak hükümet kurmaya çalışan Sucuoğlu halen ortak seçemedi; HP’ye odaklanmış gibiler ama bu odaklanma DP’ye şantaj kokuyor… Hükümeti kurmuş olacağına dair kaç defa tarih vermişse, Sucuoğlu sonuca gidemedi; Pazartesi açıklayacakmış diyor ama neyi açıklayacağına dair bir ipucu dahi açıklayamıyor. Neticede bir sağ hükümet kurulacak da sağ-salim hükümet olabilecekler mi belli değil; bakan olamayan UBP ve DP milletvekilleri kazan kaynatacak…

Erhürman’ın Başbakanlığındaki Dörtlü Koalisyon Hükümeti HP tarafından yıkıldığından beri KKTC iç siyaseti UBP marifetiyle çalkalandı durdu; halen de durulamadı, bir hükümeti bile bir türlü kurmaktan acizlikle yeni bir erken seçim olasılığını gündeme getirdiler… Kıbrıs sorunu bağlamında ise, önce Maraş’ın yüzde uç buçuğunu belirli saatlerde ve kontrollü olarak halkın ziyaretine açtılar, sonrasında da yeni Cumhurbaşkanı (CB) seçilen Tatar BM Ölçütlerinde çözümü reddettiğini açıklayıp İki Devletli Çözüm önerisini uluslararası siyasete sürdü… Neyi değiştirdiler?! Maraş’ı açma konusunda daha ileri adım atamadılar; uluslararası siyasete sundukları İki Devletli Çözüm önerisini de Tatar Türkiye’de il il gezip anlatıyor! Kuzey Kıbrıs halkı ve siyaseti olarak içe kapandık; sadece CB Tatar Türkiye’de protokol düzeyi anlamında muhatabı olmayanlara sık sık ziyaretler yaparak dışa açık bir süreç izliyor… Kıbrıs sorununda uluslararası siyaset yaptığımız yok, Lefkoşa’da açıklamalar yapıp, ona-buna yanıt verip kendimiz söyler, kendimiz dahi dinlemez olduk…

Ya Rum tarafı n’apıyor?! Uluslararası siyasetle sorunları var ama Kıbrıs Türk tarafı içe odaklandığı için onlar uluslararası siyasette tek takım oynayıp durumlarını düzeltecek gollerin peşinde koşuyor. Uluslararası siyasetle, esas itibarıyla, iki nedenden dolayı sorunları var: Annan Planı’nı reddetmiş olmak ve Crans-Montana Konferansı’nın çökertmek… Anastasiadis’in uluslararası siyasette itibarının çok zayıf olduğunu özel temsilcisi, baş müzakerecisi Mavroyannis bile söylemişti… Hidrokarbonlar konusunda da kendilerince projeler ve ittifaklar oluşturdular ama Türkiye de zecri tedbirlerle Doğu Akdeniz’de hidrokarbonlara ulaşılmasını engellemeyi başardı… Uluslararası siyaset bu konuda Türkiye’yi eleştiriyor, laf da çok ama bu çok laflardan gofa gelen Kıbrıs Rum tarafının gofladığı “Türkiye’ye uluslararası baskı ve yaptırım” projesi de hiç yol almadı… Neden? Çünkü Kıbrıs Rum tarafına güven ve liderleri Anastasiadis’e de itibar duymuyor uluslararası siyaset…

BM Genel Sekreteri BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu bir Kıbrıs Raporu’nda çözüm sürecinin donukluğunu aşmak için Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) uygulamasının önemini vurgulamıştı… Türkiye’ye uluslararası yaptırım ve baskılardan somut sonuç alamayan ve hatta kendileri nedeni ile sonuç alamayacaklarını da anlayan Kıbrıs Rum tarafı uluslararası siyaseti kendi lehlerine etkilemek için bu GYÖ konusuna yoğunlaştı. Siyasi piyasaya sürdükleri GYÖ projeleri de defalarca sürdükleri Maraş’ın BM yönetiminde eski sakinlerinin geri dönüşüne açılmasına karşılık KKTC’deki limanların gene BM yönetiminde uluslararası trafiğe açılması … Bu ısıtılıp ısıtılıp servis ettikleri ve Kıbrıs Türk tarafınca da reddedilen ‘yeni’ GYÖ projesini Dış İşleri Bakanları Kasulidis ABD’li mevkidaşı ile görüştü, Brüksel’de de AB’deki mevkidaşı ve üye ülkelerdeki mevkidaşları ile de görüşecek… Bu arada da Anastasiadis’in müzakerecesi Mavroyannis ile Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Korniliyu Brüksel’e gitti, GYÖ projeleri konusunda yoğun temaslar ve lobi yaptı… Ardından da Anastasiadis gidecek ve AB üye ülkelerinin liderlerine ve AB kurumlarının başkanlarına GYÖ’lerini ve bunlarla nereye varmak istediklerini anlatacak.

Nedir muratları? Dış siyaset bağlamında, Kıbrıs Türk tarafının Maraş’ı kendi yönetimlerinde Kıbrıslı Rumların geri dönüşüne açmalarını engellemek ve görüşme sürecinin başlamasına zemin hazırlamak; bunun için de AB ve uluslararası siyasetten ilgi ve destek istemek, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisinin atanmasını da sağlamak… İç siyaset bağlamında da yaklaşan seçimlerinde Maraş kökenli seçmenlerinin oylarını almak…

Yani Kıbrıs Rum hükümeti uluslararası siyasette cirit atıyor, itibar kazanmaya, etkili ve etken baskı unsurları yaratmaya çabalıyor… Kıbrıs Türk hükümeti?! Bir süreden beri yoklukla malul… Gerçi olsa idi ne yazardı ki?! Halbuki, Kıbrıs sorununa çözüm olarak BM Ölçütlerini desteklemeye devam etseydik, uluslararası siyasetin sempatisi ve desteği bizde olmaya devam edecekti ve çözüm süreçlerinde sonuca varmak için masada güçlü taraf olacaktık. Peki bunu yapmadınız, İki Devletli Çözüm önerisini sundunuz; çıkın dış dünyaya temaslar yapın, lobi faaliyetlerinde bulunun, tezinizi anlatın, uluslararası siyasette cirit atın… O da yok! Niye yok? Bu öneriyi yaparken kabul edilsin diye yapmadılar ki… Amaçları, mevcut durumu uzatsınlar, Türkiye Doğu Akdeniz hidrokarbon kaynaklarından aslan payını alabilmesi için süre kazansınlar ve Kıbrıs sorununun çözümünü de hidrokarbonlarda Türkiye’nin tatmini için kullanabilsinler… Ve çözüme ihtiyacı gün geçtikçe daha da harlanan Kıbrıslı Türklerin dikkatini dağıtmak için iç siyasete odaklanmayı sağlamak da onlar için bir araçtı… Falyalı cinayeti de bu amacın bir başka araç unsuru oldu…

Dolayısıyla, daha çoook eğleşeceğiz hükümet kurma işleri, kimler bakan oldu konuları, kimler üst kademelere atandı diye… Ve Falyalı cinayeti senaryoları, yargı süreci ile… Kıbrıslı Türk ve Rum çözümsüzlük güçlerinin güç birliği ile sürdürdüğü bölünmüşlük koşulları daha sürecek, Sucuoğlu da katıldığı bir TV programında CTP’nin dış siyaset duruşunu eleştirmek üzere söylediği sözlerde bunu açıkladı: “Bırakın bu Kıbrıs sorunu olayını. Bir şey olacağı yok. Zaten buzluğa kaldırıldı. … En az birkaç yıl da bir şey olmayacak.”

Ama bu süreçte uluslararası siyasette Rum tarafı cirit atarak kaybettiği itibarını geri kazanmaya çalışacak, Kıbrıs Türk tarafı da içe odaklanması nedeniyle sahip olduğu itibarı yitirecek… Bu kaderi ters çevirmek BM Ölçütlerini destekleyen çözüm güçlerinin elindedir… Uluslararası siyasetten geri ve uzak kalmamalılar…  

Bu yazı toplam 1102 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar