1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Barçın: “Esnaf elektrik faturası ödeyemezken, siz müdürü müsteşar yapıyorsunuz”
Barçın: “Esnaf elektrik faturası ödeyemezken, siz müdürü müsteşar yapıyorsunuz”

Barçın: “Esnaf elektrik faturası ödeyemezken, siz müdürü müsteşar yapıyorsunuz”

Milletvekili Devrim Barçın, ‘Mali Olarak Türkiye’ye Bağımlı olunmamasının’ aslında talimat almadan, kendi iradesiyle karar üreten, yerel iradenin ortaya konduğu politik uygulamalar anlamına geldiğini kaydetti.

A+A-

Milletvekili Devrim Barçın, ‘Mali olarak Türkiye’ye bağımlı olunmamasının’ aslında talimat almadan, kendi iradesiyle karar üreten, yerel iradenin ortaya konduğu politik uygulamalar anlamına geldiğine işaret etti.

Barçın, Meclis’te “Mali Olarak Türkiye’ye Bağımlı Değiliz, Kendi Kendimizi Yönetebiliriz” gündemiyle konuşmasını yaptı.

Maliye Bakanlığı Resmi verilerine dayandırdığı açıklamasında, işletme faaliyetlerine ilişkin vergi beyanı oranları ve devletin bunlardan elde ettiği gelirlere değinen Barçın, “Kendi ayakları üzerinde duran, biz bize yeteriz diyebilin bir durumun her ortaya konuşunda müdahale ile hükümetler bozuldu, hükümetler kuruldu” dedi.

Hükümetin yaptığı atamalara da değinen Barçın, “Esnaf elektrik faturası ödeyemezken, siz müdürü müsteşar yapıyorsunuz, bunun yerine esnafa aylık bin TL yardım yapabilirsiniz. Anadolu halkalarının vergilerini müdür ve müsteşar atamak için mi kullanıyoruz?” diye sordu.

Barçın, ülkedeki yerel kaynakların çarçur etmeden kullanılması durumunda dıştan kaynak talep etmeye gerek kalmayacağına da değindi.

TC ile kurulan mali ilişkilerin de sağlıklı olmadığını savunan Barçın, bu doğrultuda yapılan karşılıklı bazı gider kalemlerinin çeşitli şartlarla gerçekleştirildiğini anlattı.

“Çok net siyasi idare istiyoruz, böyle bir ekonomik ilişki olamaz” diyen Barçın, bütçede Maliye Bakanı’nın bütçe açığı açıklamasına karşın, 275 Milyon TL ile artıda olduğuna yönelik açıklama yapıldığını belirtti.

“Ödenmeyen vergi 393 milyon 102 bin TL”

Maliye Bakanlığı resmi verilerine göre 2020 yılında 5 Bin 461 Kurumdan 2 Bin 612’sinin, hiçbir zorlayıcılık olmadan, hem de pandemi öncesi devlete vergi vereceğini beyan ettiğine işaret eden Barçın,  bu kurumların devlete ödemeyi beyan ettiği vergi miktarın da 892 Milyon 102 Bin Türk Lirası olduğunun altını çizdi. Bunun yanı sıra 2 Bin 849 kurumun ise vergi vermeyeceği beyanında bulunduğunu belirten Barçın, 2020 Bütçesinin açıklanan verilerine göre 2020 sonu itibariyle 2019 yılına binaen beyan edilip Devlete Ödenen ve/veya Devletin Topladığı Kurumlar Vergisi’nin de 499 Milyon Türk Lirası olduğunu belirtti.

“Ki 2020 yılında peşin vergi yapıldığı için 2 kat vergi topladınız yani 2020 yılı vergilerini de 2020 yılında topladınız” diyen Barçın, 2020 kurumların pandemi öncesi 2019 yılına ait tamamen beyana dayalı bir şekilde ödemeyi taahhüt edip ödemediği verginin şu an itibariyle 393 milyon 102 bin Türk Lirası olduğunu altını çizdi.

“Teşvik politikamızı yeniden gözden geçirmeliyiz”

2020 yılında tahsil edilen kurumlar vergisinin de 235 Milyon 191 Bin TL’sinin, yani %47.13’ü ise Bankacılık Lisansına sahip sadece 21 ticari bankaya ait olduğunu ifade eden Barçın, ödenen kurumlar vergisinin çok büyük kısmının sıkı denetim olan finans alanından olduğunu ve teşvik verdiğimiz bir çok alandaki kurumun devlet bütçesine katma değerinin olmadığını kaydetti.

Barçın, bu durumun ise teşvik politikamızı yeniden gözden geçirmemizi zorunlu kıldığına vurgu yaptı.  

Barçın, 2019 yılına ait rakamları da şöyle paylaştı:

“2019 yılında 2 Bin 467 kurum, bizzat kendisi, hiçbir zorlayıcılık olmadan devlete vergi vereceğini beyan etmiştir. 2 Bin 467 kurumun 2018 yılı kazançlarına yönelik 2019 yılında devlete ödemeyi beyan ettiği vergi miktarı ise 736 Milyon 611 Türk Lirası’dır.

2019 Bütçe gerçekleşmesinde ise 2018 yılına binaen beyan edilip Devlete Ödenen ve/veya Devletin Topladığı Kurumlar Vergisi ise 458 Milyon 393 Türk Lirası’dır.

Yani 2019 yılında ülkemiz ekonomisinde faaliyet yürüten kurumların hiçbir zorlayıcılık olmadan tamamen beyana dayalı bir şekilde ödemeyi taahhüt edip ödemediği vergi 278 MİLYON 218 BİN Türk Lirasıdır.”

“Devlet vergi toplasaydı, açık çok daha az olurdu”

Yaşanan döviz krizi sonrasında,  2019 yılı gerçekleşen bütçe rakamlarından hareket edildiğinde bütçemizde genel gelir gider arasındaki açığın 285 Milyon 563 Bin TL olduğuna işaret eden Barçın, devlet yasa gereği kurumların beyan ettiği vergiyi toplamış olsaydı 2019 yılı için bütçenin 7 Milyon 345 Bin TL açık vereceğinin ve dışa bağımlı olmadan alt yapı yatırımlarına da bütçemizden kaynak yaratmış olacağının altını çizdi.

Barçın, “Hatta 2019 yılı öncesi için rakamları incelediğimizde görmekteyiz ki  kurumlar beyan ettikleri vergileri ödemiş olsaydı bütçemiz fazla bile vermiş olacaktı” şeklinde konuştu.

2022 Şubat sonu itibariyle genel gelir gider dengesinin 79 milyon askeri harcamalar yapılmasına binaen 275 milyon TL artı verdiğini belirten Devrim Barçın, buna karşın öğrencileri burslarının halen yatmadığına işaret etti.

“Vergi konseyi kurulsun”

Hükümet’in pandemi döneminde geliri artan sektörlere, vatandaşın devlete vermek üzere ödediği KDV’yi zamanında yatırana yaptığı indirimle devletin gelirini azalttığını hatırlatan Barçın, ‘vergi konseyi’ kurulmasını önerdi.

Barçın’ın ifadeleri şöyle:

“Vergi Konseyi’nin işlevi, ulusal ve uluslararası gelişmeler ışığında; ekonomi politikaları ile uyumlu, büyümeyi gözeten, mükellef haklarına değer veren, güçlü ve etkin vergi idaresine ve denetimine katkı sağlayan, adil ve hukukun üstünlüğünü esas alan, çağdaş ve etkin bir vergi sisteminin oluşturulmasına “ortak akıl ve uzlaşma” ya dayalı katılımcı bir anlayışla katkı sağlamak olacaktır.

Aynı zamanda Maliye Bakanlığı’na, vergi politikalarının oluşturulması ve uygulanması ile ilgili görüş bildirmek ve bu konularda araştırma ve çalışmalar yapmak, alınacak bir kararın mali ve ekonomik etkilerini hesaplayıp raporlaştırmak üzere siyasilerin, akademisyenlerin, sivil toplum örgütü temsilcilerinin vb. temsilcilerden oluşturulacak geniş çevrelerin katılımı ile danışma organı olarak kurulacak olan Vergi Konseyi, Vergi politikalarını oluşturan birimlerle mükellef arasında köprü vazifesi görerek tüm tarafların temsil edildiği toplumsal bir mutabakat platformu da olacaktır.

Gün artık mazeret üretme günü değildir. Bir şeylerden şikayet ediyorsak ve bu ülkede kendi ayaklarımız üzerinde durmak istiyorsak bunun mevcut statükoya karşı alternatiflerini veri ve bilimsellik temelinde somut olarak ortaya koymalı ve bu yönde mücadelemizi yürütmeliyiz diye düşünmekteyim.”

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1365 defa okunmuştur
Etiketler : ,