1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Adaylar niye yan yana gelmiyor
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Adaylar niye yan yana gelmiyor

A+A-

Siz istemez misiniz, Akıncı ile Tufan hocayı karşılıklı izlemek, Tatar ile Özersay’ı, Akıncı ile Tatar’ı, Tatar ile Tufan Erhürman’ı…
Hele de salgın koşullarında, meydan mitingleri artık geride kalırken…
Harika bir seçim olurdu, adaylar yan yana gelselerdi.
İşte o zaman demokrasimiz adına gerçek bir ilerlemeden söz edebilirdik.

***


En azından son 10 gün olmaz mı?
Yan yana… İkili izlemek…
Öyle daha kalabalık değil…
Hani ‘tüm adaylar birlikte’ yapılan biraz da adet yerini bulsun gibi oluyor.
- “Buyurunuz, süreniz başladı, söz sizde…”
- “Teşekkür ederiz, şimdi söz sizde, süreniz başladı, buyurunuz.”


***

Özel bir televizyonda, altı aday buluşacakmış, biri vazgeçmiş.
Ersin bey, sanırım…
(Bu satırları yazarken programın yeniden organize edileceği söylendi, iyi bir gelişme, ‘Er Meydanı’ ve Mustafa Alkan’ı da kutluyorum ayrıca… )

***

‘Basın Odası’nın son programını Mustafa Akıncı katılamadığı için yapamamıştık.
Sonrasında da sessiz sedasız programı kapattık zaten…
Çok üzülmüştüm.
Ersin Tatar’la yapacağımız program da sendika baskınına yenilmişti.
Öylece kaldık.

***

Yirmi sene evvel çok daha iyi bir demokratik kültür vardı.
Düşünsenize, en ciddi cepheleşmenin, gerilimlerin, karşıtlığın yaşandığı Annan Planı günleri…
“TV Gazetesi”ni çekiyoruz o zaman, Sami’yle, Genç TV’de…
YDÜ Büyük Salon’da programlar yapıyoruz.
Hem adayların tümü geliyor, hem de sempatizanları, salon doluyor.
Tüm partilere 100 katılımcı kontenjanı veriyoruz.
Parti başkanları yan yana…
Hem biz sorguluyoruz, hem de salona, karşıtlarına söz hakkı veriyoruz.
CTP’li bir genç Eroğlu’nu sorguluyor, UBP’li bir genç Talat’ı…
Bir de anket yapıyoruz üzerinden…
Şimdi dört gazeteci, bir adayı sorgulayamıyoruz, yan yana gelmiyor adaylar…

***

Çok fazla izlemek isterdim, Mustafa Akıncı ile Tufan Erhürman’ı, yan yana…
İkisi…

“Sizin farkınız nedir, niye ayrı ayrı aday oldunuz” diye…
Tatar’ın Akıncı ya da Tufan hoca karşısında ne diyeceğini delice merak ediyorum.
Örneğin federal Kıbrıs ve İki Devletli Çözüm’ü konuşurken…
Ya da yılların deneyimi ile Serdar Denktaş’ın sözlerini…
Örneğin Kudret Özeray’ın kendi farkını ortaya koymak, geçmişten bugüne çelişkilerini yanıtlamak için yüz yüze gelmesini isterdim, diğer parti başkanlarıyla…

***

Demokrasimiz geriye gidiyor.
O nedenle hayatımız da geriliyor.

Sloganların gölgesinden çıkamıyor seçim…
 

Bu yazı toplam 1826 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar