1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. 6 aylık enflasyona göre, kamu çalışanlarına, emeklilere ve asgari ücretlilere yüzde 17,79 zam yapılması gerekiyor. Bakalım, asgari ücret nasıl şekillenecek?
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

6 aylık enflasyona göre, kamu çalışanlarına, emeklilere ve asgari ücretlilere yüzde 17,79 zam yapılması gerekiyor. Bakalım, asgari ücret nasıl şekillenecek?

A+A-

Kuzey Kıbrıs’ ta, 2025 Haziran  ayı enflasyonu, yüzde 1.42 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise, ( Geçen  Haziran’ dan bu Haziran’a) yüzde 35.78’ e ulaştı. Böylece, yılın ilk 6 aylık toplam  enflasyonu da yüzde 17.79 olarak gerçekleşti.Bu oranın, kamu çalışanları, emekli maaşları ve asgari ücrete zam olarak yansıtılması gerekmektedir.

Türkiye’de ise, Haziran  ayı enflasyon oranı yüzde 1.37,  yıllık  enflasyon oranı ise, yüzde 35.05 olarak gerçekleşti. Uzun zaman sonra, yıllık enflasyon rakamlarının Türkiye ile nerdeyse eşit çıktığını görüyoruz.Bu da ayrı bir tartışma konusudur.

Öte yandan, mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması ise, kısa sürede, artan asgari ücreti ve diğer maaşları da  eritmekte ve satın alma gücü yeniden düşmektedir.

Yıllık enflasyonda, eğitim ana grubunda yaklaşık yüzde 65, Sağlık ana grubunda ise yaklaşık yüzde 57 fiyat artışları olmuştur. Sağlık ve Eğitim’ deki enflasyon oranları, genel enflasyon oranının (yüzde 35) oldukça üstünde seyretmektedir.

Bu arada, 6 ayda TL, dolar kuru karşısında yaklaşık yüzde 12, Sterlin karşısında yüzde 23 ve Euro karşısında  yüzde 27 değer kaybetmiştir.Bizim piyasada Euro ve Sterlin daha fazla kullanılmaktadır.

Piyasamızda, dövizle fiyatlandırılmayan neredeyse mal ve hizmet yoktur. Yurt dışından gelen malların fiyatlanmasına, kiralardan, araçlara, okul harçlarına kadar, pek çok yerde döviz kullanıldığı için, tüm bunlar enflasyonu da tetiklemektedir.  

İç ve dış etkenlerden dolayı, TL’ nin değer kaybının sürmesi ve döviz kurlarının yükselmesi, ülkemizde tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır.

Piyasamızın pahalılaşması sonucunda, Rumların Kuzey’ den alışverişlerinin azalması ve Türklerin, Güney’ den alışverişlerin artması sonucunda, Maliye çift taraflı  gelir kayıplarına uğramakta ve bütçe hedefleri de tutmamaktadır.

Merkez Bankası rakamları da bunu doğrulamaktadır. 2025 yılı ocak ayında,  2024’ ün  Ocak ayına göre, Güney’ den Kuzey’ e geçen, KKTC vatandaşı olmayan kişilerin sayısı yaklaşık yüzde 10 azalırken, ayni dönemde Kuzey’ den Güney’ e geçen KKTC vatandaşlarının sayısında yaklaşık yüzde 30 artış yaşanmıştır.

Akaryakıtın girdi maddesi olması nedeniyle, yapılan başta mazot ve diğer  zamlar, toplu taşıma ücretleri ve halkın yakıt giderleri olmak üzere, tüm sektörlerde kullanılan pek çok mal ve hizmete zam olarak yansımaktadır. Bu da, hayat pahalılığı oranını yükseltmektedir.

Öte yandan, Asgari ücret artışları, piyasadaki mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır.Oysa, işletmelerin maliyetini  sadece personel giderleri artırmamaktadır.

Malın dış piyasaki fiyatında görülen artış, kur artışları, kira giderleri, elektrik ,akaryakıt, vergi vb diğer giderler de, satılan malın maliyetini artırmaktadır.Bahse konu bu giderlerin dengede olduğu zamanlarda bile, ülkemizde sadece asgari ücret ve personel maaş artışlarından dolayı, mal ve hizmetlere zam yapıldığını da görüyoruz.

Bu dönemde ise, bütün bu giderlerin arttığını düşündüğümüz zaman, gelecek zamların yoğunluk derecesi bile bizleri ürkütmektedir.

Hükümet ‘in piyasa denetimlerini düzenli olarak gerçekleştirmemesi, pahalılık ve enflasyonu  da günden güne artırmaktadır.

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, yüksek elektrik faturalardan dolayı,vatandaş perişan olmuş durumdadır.Hükümet, özellikle elektrik zamlarını halka daha  az yansıtmalı, yapılacak elektrik zamlarının bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Bu durum, enflasyonu da bir nebze olsun azaltacaktır.Ama, Maliye borç içinde olduğu için, bunu da yapamamaktadır.

Pahalılık, maaş, emekli maaşları ve asgari ücrete yapılan artışları kısa sürede erimekte, insanlar geçinemeyince, kredi kartlarına yüklenmekte, asgari tutarı ödediği zaman, kalan yüzde 80 bakiye, faizle birlikte borç rakamını büyütmektedir.

Yüksek enflasyon, devletin yılda 2 defa uygulanan hayat pahalılığı ödeneğini de artırmaktadır. Bu bağlamda, devletin bütçe açıkları ve bu artışı verebilmesi için aldığı borçları da artmaktadır.

Hükümet, yılın ilk 6 ayında, kamu maaşlarını ve piyasaya olan yükümlülüklerini ödeyebilmek için, TL ve Döviz olmak üzere toplamda yaklaşık  10 milyar TL borçlandı. Oluşan faiz ve kur farkları da göz önünde bulundurulduğunda, devletin geri ödeyeceği rakamın 14 milyar TL’ye ulaşması beklenmektedir.

Devletin borçları arttığı zaman da, Hükümet, kontrolündeki vergi, resim ve  harçlara zam yapmakta, bu da vatandaşın satın alma gücünü düşürmektedir.

Pahalılık ve geçim derdi, halkımızın en büyük sorunudur. Bunu, halk ile yapılan röportajlarda ve anketlerde de görüyoruz. Ayrıca, artan enflasyon da, hem halkın hemde devletin bütçe dengelerini bozuyor. Bundan dolayı, dar gelirli vatandaşlar ve devlet günden güne borçlanıyor.Borçlu devlet, borçlu vatandaş sarmalının içine girmiş bulunuyoruz.

Bu yazı toplam 740 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar