1. YAZARLAR

  2. İbrahim Özejder

  3. 400 YILLIK MİSAFİR 20 YILLIK YALAN
İbrahim Özejder

İbrahim Özejder

400 YILLIK MİSAFİR 20 YILLIK YALAN

A+A-

 

Vasiliu gibi (Ortadoğu coğrafyasında pek bulunmayan) barış sembolü politikacıların prestijinin korunması, toplumlarası güven ve barışa inanç bakımından çok önemlidir

Gazeteci Mustafa Gürsel: “Vasiliu kadar Kıbrıslı Türklere değer veren ilgi gösteren, açık ve eşit davranan başka bir Rum politikacı yoktur. Ona yapılan bu haksızlığı bir türlü hazmedemedim.  Söyleşiyi fırsat bierek açıklamak istedim...”

Medyanın da araç olduğu yalanların, etnik çatışmalara zemin hazırlayan toplumsal önyargıları, ne kadar etkili beslediğinin trajik bir örneğini daha yaşadık. Eski Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanlarından Yorgos Vasiliu’nun, Kıbrıs Türk siyaset ve medyasında  zaman zaman ısıtılıp gündeme servis edilen, “Kıbrıslı Türkler 400 yıllık misafirimizdir” sözlerini kullanmadığını öğrendik.

Sıradışı politikacı Vasiliu

Vasiliu geçen hafta Kitap Fuarı’nın konuğuydu. İmza ve söyleşine gösterilen yoğun ilgi bir anlamda onun, “Kıbrıslı Türklerin en çok sevdiği Kıbrıslı Rum politikacı” olduğunun açık göstergesiydi. Vasiliu bu ünvanını, 1988 – 1993 yılları arasında yürüttüğü Başkanlığı döneminde elde etti. Göreve gelir gelmez Kıbrıs Rum siyasetinde taşları yerinden oynatan ve Kıbrıs sorununa çözüm umutlarını artıran Vasiliu, milliyetçilikten, ayrımcılıktan uzak yeni bir siyasal söylem ve çözüm projeleriyle Kıbrıslı Türklerin gönlünde taht kurmuştu.

Ancak, Vasiliu’nun gittikçe yükselen prestiji bir haber yüzünden sarsılır. Rum basınından aktarılan bir habere dayanarak, özellikle sağ siyasi çevreler ve sağ eğilimli köşe yazarları “Vasiliu, Kıbrıslı Türklere ‘400 yılllık misafir’ dedi” iddialarıyla büyük gürültü koparır. O zamanlar Kuzey ve Güney Kıbrıs arasında haberleşme olanakları sınırlı olmasının da etkisiyle, Vasiliu’dan kaynaklanan bir yalanlama medyaya yansımaz. Kuzey’de herkes Vasiliu’nun ‘Kıbrıslı Türkler 400 yıllık misafirimizdir’ dediğine inanır. İnanmayanların da sesi duyulmaz.

Vasiliu’ya mal edilen bu iddianın nelere yolaçtığına gelince; Kuzey’de etnik ayrımcılığa dayanan siyaset eline geçen bu silah ile barış sürecine ve barış düşüncesine saldırır; “İşte Vasiliu’nun gerçek yüzü... En iyi Rum böyleyse...” yaklaşımlarıyla Rumlarla ortak bir gelecek kurulamayacağını savunur(hala ayni argümanları kullanmaya devam edenler var).

Sol ve Barış gazeteciliği pasif

Sol ve barış yanlısı siyasetin ise Vasiliu odaklı saldırılara hemen hemen hiç karşılık vermediği görülür. Sol adına söylenenlerden “Evet, Vasiliu yanlış şeyler söylemiştir ama abartmamak, bu lafları Rum düşmanlığı gerekçesi yapmamak gerekir” gibi pasif sözler akılda kaldı.

Bazı Kıbrıslı Türkler ise (benim gibi) “Politikacılar egemen söylemden kolay kolay kurtulamazlar; Vasiliu da kendi niyetleriyle alakası olmayan ‘400 yıllık misafir’ sözlerini, egemen söylemin etkisinde kalarak kullanmış olabilir” diye düşündüler. Bu kesimin gözünde Vasiliu prestijinden bir şey kaybetmemişti ama aralarında barış yanlılarının da bulunduğu toplumun çoğunluğunun gözünde Vasiliu artık eski Vasiliu değildi. Uzun yıllara dayanan ‘Rumlara güvensizlik’ havuzuna bir argüman daha eklenmişti.

(Bu arada Niyazi Kızılyürek’in kendisiyle yaptığı uzun söyleşilerin yeraldığı kitabı okuyunca çok daha iyi anlıyoruz ki Yorgos Vasiliu, ‘Kıbrıslı Türkler 400 yıllık misafirimizdir’  sözlerini hiçbir zaman sarfetmeyecek kadar, sağlam bir hümanist, birikimli, hoşgörülü ve dünyalı bir kişiliktir.)

Güvensizlik, inançsızlık her zaman görevde

Güvensizlik deyip geçmeyelim. Barış bir süreç meselesiyse bu zaman zaman duraksamaları ve geriye dönüşleri de içerebilir. Aksama dönemlerinde barışa olan inancın yokedilmemesi, sonraki süreçleri son derece olumlu etkiler. Annan sürecini hatırlayalım; Annan Planı Rum tarafında reddedildikten sonra, (maalesef K.T. solunjn da Rum düşmanlığına varan suçlamalarının da etkisiyle) Kıbrıslı Türklerde ortaya çıkan kayal kırıklığı, Rumlara tepki ve barışa inançsızlık...

İnançsızlık ve barışa duyarsızlığın bugün hala devam ettiğini görüyoruz...

Rumlara yönelik hala devam eden güçlü güvensizlik duygularını besleyen faktörler arasında Vasiliu’ya yapılan “itibarsızlaştırma” saldırısının olmadığını kim söyleyebilir?

Barış gazeteciliği barış sembollerini korumalı

Jake Lynch ve Annabel McGoldrick’in ‘Barış Gazeteciliği’ için belirlediği 17 ilkenin sonuncusunda  şu saptama yer alır:
“Sadece ‘bizim’ taraftaki liderlerin çözüm önerilerini beklemeyin. Bunun yerine, nereden
gelirse gelsin tüm barış girişimlerini değerlendirin...”
Yorgos Vasiliu, ‘karşı’(!) tarafın lideri olarak girişimleriyle barış gazetecilerine bulunmaz olanaklar sunuyordu.

Kıbrıs’ta barış veya Kıbrıs sorununun çözümü elbette ki sadece Vasiliu’ya ya da bir başka lidere bağlı değildir. Ancak Vasiliu gibi (Ortadoğu coğrafyasında pek bulunmayan) barış sembolü politikacıların prestijinin korunması, toplumlarası güven ve barışa inanç bakımından çok gerekli bir şeydir. Bunu kim yapacaktı? Öncelikle barış yanlısı Kıbrıs Türk siyaseti ve barış yanlısı gazeteciler.

K.T. sol siyasetin 1990’lı yılların ilk yarısında, ‘400 yıllık misafir’ yalanı karşısında pasif ve (bir anlamda) onaylayıcı bir tavır sergilediğini daha önce anlatmıştık. Medyaya gelince, o zamanlar ‘Barış Gazeteciliği’ pek gündemimizde değildi. Ancak kücümsenmeyecek barış yanlısı bir basın ve gazeteci grubu vardı. Kısıtlı iletişim olanaklarına rağmen, Güney’den doğru bilgi elde edilerek, hakkındaki yalan ortaya çıkarılabilir ve Vasiliu’nun(aslında barışın) prestiji korunabilirdi. O yıllarda ve sonraki yıllarda Vasiliu’nun söylediklerinin gerçeğini yansıtan bir haber veya köşe yazısı hatırlamıyorum.

Mustafa Gürsel gerçekleri açıklıyor

Vasilu, geçen Salı Işık Kitabevi Kitap Fuarı’ndaki söyleşisinde, Kıbrıs’ta barış için çözüm anahtarının “ÖZÜR ve AFFETME” olduğunu vurguladı. 20 yıldan fazla bir zaman geçmesine karşı medyamızda hala kullanılan bu yalan için en azından K.T. gazetecilerin Vasiliu’ya bir özür borcu vardı, Bu özürü bir anlamda söyleşide yaptığı konuşma ile gazeteci Mustafa Gürsel şu sözleri ile dile getirdi:

“Vasiliu,  hiçbir zaman ‘Kıbrıslı Türkler 400 yıllık misafirimizdir’ demedi. Vasiliu, o zaman şunları söylemişti: ‘K. Türk tarafı çözüm için yeterince çaba harcamıyor, çözüm için çok tutuk hareket ediyor, 400 yıllık misafirmiş gibi davranıyor’... Vasiliu burada gerçekleri açıklasın...”

Vasiliu Mustafa Gürsel’in söylediklerini onaylar ve kendine has üslubuyla “400 yıllık misafir mi olur” esprisini yapar.

Telefonla konuştuğum gazeteci Mustafa Gürsel’e neden bu konuyu gündeme getirdiğini sordum. Cevabı şöyle oldu: “Vasiliu kadar Kıbrıslı Türklere değer veren ilgi gösteren, açık ve eşit davranan başka bir Rum politikacı yoktur. Ona yapılan bu haksızlığı bir türlü hazmedemedim.  Söyleşiyi fırsat bierek açıklamak istedim...”

Özür ve Affetme... Vasiliu’nun, onun hakkında 20 yıldan uzun bir süre inandığımız yalandan dolayı bizi çoktan affettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu yazı toplam 2767 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar