1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3. KKTC Çökme Dönemi
Fatma Azgın

Fatma Azgın

KKTC Çökme Dönemi

A+A-

Bu siyasi bir saptama değil, sosyolojik gerçekliktir.
5-10 yıl öncesinde başlayıp son yıllarda son sürat yokuş aşağı giden sosyal bir yapı ile karşı karşıyayız.
Bu çöküşe kısa sürede çare bulmak imkansız görünüyor.
Çünkü sistem ve toplum kendi kendisini yok eder hale geldi. 

Medeniyet dediğimiz şey, insanların doğa ile başa çıkabilmesi için oluşturduğu bilgi birikimidir.
Lüks ve modern evlerde, sanki de ilk çağlardaki tehlikeler yaşanıyor. 2014 yılı sonunda doğa ve çevreye yenik düşen “bilgi çağı” toplumu!
İnanılmaz bir şey!

Nerede devlet, yetişmiş mühendisler ve gelmiş geçmiş yerel yönetimler?
Ya insanlarımız? Bir sürü para verip ev alırken fiziki koşullara neden bakmıyorlar? Devlet umursamaz, insanlar daha umursamaz.

Ben her zaman sorumlu sandalyesine yöneticileri oturturum.
Toplum haklıdır; uzun zamandır yöneticilerin sistem düzelttiğine tanık olamıyor.
O zaman halk kendi bilgi ve birikimlerini kullanmak, tehlikelerden korunmak zorundadır.

Adanın kuzey parçası normal insanlar için yaşanmaz, öldürücü bir hal almıştır.
Toplumun hiç bir konuda güvencesi kalmamıştır.
Burası, karapara ve rezalet işlerden tanımadığımız bir sürü insanların para kazandığı bir yer olmuştur. Toplumu tehdit eden en önemli konu budur.

Çok köklü önlemler almak ve planlar yapmak lazım. O halde bile çöküşü durdurmak için uzun zamana ihtiyaç vardır.

Ülkedeki korkunç durum, seçimle, hükümetle, şu kişi bu kişi ile düzeltilebilecek halden çıkmıştır. Sanki burayı yöneten kötü bir el dolaşıyor. Yöneticilerimiz aciz hale geldi. Neyi nasıl yapacaklar, nasıl değiştirecekler? Sosyal patlamalar bir biri arkasına geliyor. Birini halletmeden diğeri patlıyor.

Hükümeti oluşturan iki parti acilen “kurtuluş planı” hazırlamalı. Gerçi bu hamleyi yapabilecek ve toplumu inandıracak durumda mıdırlar?
Son günlerde, hapisten çıkıp müdür olan kişiyi hükümet 3 imza ile atamadı mı? Bu çöküş ile nasıl ayağa kalkabilecekler?
Belli oluyor ki, iki parti anlaşmış. Birinin atama yapmasına diğeri ses çıkarmıyacak!
Yani idari kaos akıl, usul, mantık dışına çıkmış..Komik ve yorum yapılmaz hale gelmiş..

Yine de yöneticiler durumun vehametini kavramalı. Bu durum böyle gidemez. Artık her an her gün çok daha anormal durumların çıkabileceğini idrak edilmeli. Önce onlar şapkalarını masaya koymalı, kafa yormalı, samimi olmalı.
Sonra da başka partilerle, kuruluşlarla, sendikalarla görüşmeler yapılmalı.
Herkes bir adım geri çekilmeli. Kangren olan kollarımız bacaklarımız kesilip atılmalı.

Toplum bu çöküşten kurtulur mu, belli değilse de, halk yöneticilere görev vermiştir. Denemek birşeyler yapmak zorundadırlar.

İşin en acıklı yanı, çökmekte olan bir toplumun, Kıbrıs’a çözüm gelmesi için nasıl katkı yapabileceği sorusunun havada asılı durmasıdır.

Bu yazı toplam 3270 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar