1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Bakan Atakan'dan "YENİ HAVAYOLU" sözleri
Bakan Atakan'dan "YENİ HAVAYOLU" sözleri

Bakan Atakan'dan "YENİ HAVAYOLU" sözleri

Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı Tolga Atakan, devletin yeniden bir havayolu şirketi kurmasının kolay olmadığını söyleyerek, Şu an 3-4 farklı çalışma var. Olgunlaşma sürecine geldiğinde kamuoyu ile paylaşma taraftarıyız” dedi.

A+A-

CAS ÇALIŞANLARI NE OLACAK? “Bir özel şirkettir. Ülkede kurulu birçok şirketten birisidir. Hükümetin duruşu da budur”

KTHY YAŞASAYDI... KTHY yaşasaydı da aynı bilet fiyatlarına uçacaktık. Aksi takdirde KTHY yine batacaktı.”

YENİ HAVAYOLU OLACAK MI?...“Sıfırdan bir havayolu oluşturmak aslında sanıldığı kadar kolay değil. Mevcut bir yapının altında bir şey oluşturmak daha kolay. Şu an 3-4 farklı çalışma var. Biz sıkı takip ediyoruz. Olgunlaşma sürecine geldiğinde kamuoyu ile paylaşma taraftarıyız.”

YOL ÇOK…“Türkiye’de faaliyetlerini durduran bir Borajet var. Belki Borajet'in uçuş lisansı üzerinden yapılabilir veya hali hazırda işletme ve uçuş lisanslarını elinde bulunduran charter firmaları ile olabilir. Yol çok. Ama şu soruyu sormamız gerekir kendimize; İkinci bir KTHY mi yaratmak istiyoruz?”

ARPALIĞA DÖNMESİN…“Devletin sadece öncü olduğu ama işin içine hissedar olarak karışmadığı -ki ben şahsen ikinciyi destekliyorum- önünü açtığı bir havayolu yapılanması mı? Devlet hem olsun hem olmasın. Olsun, gölgesi olsun. Olmasın hissedar olmasın ki yarın obür gün arpalığa dönmesin.”

ZEKİ ÇELER BAF'TAN UÇTU: GOL OLDU… “Öncellikle gidiş şekli gittiği yer ile polemiğe girmek istemem ama gittiği destinasyona kolay ulaşım ile o havaalanını seçtiğini biliyorum. Sadece uçak biletleri üzerinden bir tartışma yapılmasını çok da gerçekçi bulmuyorum. Bu bize gol oldu.”

TOPLU TAŞIMADA SAHTEKARLIK…“Trafiğe çıkmaması gereken araçların yolcu taşıdığını tespit ettik, plaka sahteciliği belirledik. Aynı plakadan başka otobüslerin olduğunu yakaladık. Hiç taşıma izni olmayan kişilerin otobüs ve öğrenci taşıma izni aldığını tespit ettik.”

YOLLAR ŞANTİYE OLACAK…“Şuna alışmalıyız 2019 yılının sonuna kadar bu ülkenin yolları şantiye olacak. Dolayısıyla beklemeye de tek şeritte gitmeye de alışmamız gerekir. Ama sonu güzel, rahat olacak.”

 

Fayka Arseven KİŞİ

Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı Tolga Atakan, devletin yeniden bir havayolu şirketi kurmasının kolay olmadığını söyleyerek, “Mevcut bir yapının altında bir şey oluşturmak daha kolay. Şu an 3-4 farklı çalışma var. Olgunlaşma sürecine geldiğinde kamuoyu ile paylaşma taraftarıyız” dedi.

Atakan, uçak bilet fiyatlarının daha da pahalı olmaması için alternatifler üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Yol çalışmalarının devam edeceğini ve yolların şantiyeye döneceğini de belirten Atakan, “2019 yılının sonuna kadar bu ülkenin yolları şantiye olacak. Dolayısıyla beklemeye de tek şeritte gitmeye de alışmamız gerekir. Ama sonu güzel, rahat olacak” ifadesinde bulundu.

Yeni T izni verilmediğinin altını çizen Atakan, yeni mevzuat hazırlığı aşamasında olduklarını ve artık T izinlerinin belli kriterlere göre verileceğini söyledi.

Toplu taşımacılık yapan bazı kişilerin izinsiz, plaka sahteleyerek yolcu taşıdığını da vurgulayan Atakan, bazı olayların polise intikal ettiğini de açıkladı. 

Bu hafta Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı Tolga Atakan ile sohbet ettik. 

 

YENiDÜZEN: CAS çalışanları ile ilgili gelinen aşama nedir?

Tolga ATAKAN: Bir aşama yok. Başbakan süreci çok güzel özetledi. Devletle ilişkisi olmayan ama gelmiş geçmiş özellikle bizden önceki hükümet tarafından sanki devletmiş gibi addedilen bir şekilde aslında kandırılan -şimdiki çalışanların hiçbir suçu yok hepsi ekmeğinin peşinde- ama yasal olarak devletle bağı olmayan özel bir şirket. Yine de hükümet, sosyal devlet sorumluluğu çerçevesinde en azından bir kısım maaşlarını karşılamak için adım attı ama bu sürdürülebilir bir şey değil. Tabi arkadaşların da ‘biz devlet çalışanıyız, devlete alınalım’ gibi talepleri var. Bu da mümkün değil.

YENiDÜZEN: Böyle bir talep var mı çünkü tam aksine bir açıklama vardı.

Tolga ATAKAN: Esas düşünceleri odur. Şudur daha doğrusu; özel bir şirkettir. Yarın X bir havayolu bizimle çalışmayı bırakırsa ne olacak? Ama özel bir şirkette bu her an olabilecek bir şeydir. Başka bir iş yapıyorsanız onun da bir riski vardır. Arkadaşlar güvence istiyor, devlet güvencesi. Nasıl olsun bu? ‘Devlet bizi korusun.’ Yapamaz. Nasıl ki başka özel şirketlere bunu yapamıyorsa size de yapamaz.

YENİDÜZEN: Tamamen o çerçevede mi değerlendiriyorsunuz?

Tolga ATAKAN: Tabi ki. Savcılığın da kararı; CAS, şirketler mukayyitliğine kayıtlı özel bir şirkettir. Kaldı ki geçmiş dönem içerisinde yaptıkları bir sürü eylem de bunun göstergesidir. Örneğin; yanılmıyorsam 2015’te CAS, sırf sendikalıdırlar diye 35 kişiyi işten durdurdu. Hangi devlet kuruluşunda kişi sendikalıdır diye işten durdurulabilir? Yoktur böyle bir şey. Kaldı ki Genel Müdür’nde Ombudsman’a yazısı var. ‘Biz özel şirketiz, bizi denetleyemezsin’ diye.

YENiDÜZEN: Hükümet bir şey yapamaz noktasında mı?

ATAKAN: Yapacak bir şeyi var da yapamaz anlamında değil. Bir özel şirkettir. Ülkede kurulu birçok şirketten birisidir. Hükümetin duruşu da budur. Bundan önceki hükümetlerin yaptığı popülizmi bu hükümet yapmayacak. Bundan öncekilerin yaptığı gibi çalışanlara yalan da söylenmeyecek. Ki bugüne kadar Sayın Başbakan ne söylediyse bire bir yapıldı.

YENiDÜZEN: Havayolu şirketleri, uçak bilet fiyatları… Ulaştırma Bakanı konunun neresinde, ne yapıyor? Her şey de KTHY’nin kapanmasına bağlanıyor. Sizin değerlendirmeniz ne?

ATAKAN: Tam da göbeğindeyiz. Şunu atlıyoruz; havacılık öyle bir sektör ki bütün girdileri döviz üzerine. Uçağa koyulan yakıttan, yapılan sözleşmelere kadar. Uçuş işletme ve benzeri izinler de döviz üzerine. Tabi ki çok büyük şansızlık aslında, belki de son 10 yılda yaşanmayan dalgalanma son 3 ayın içerisinde yaşandı. Bu ister istemez bilet fiyatlarına etki ediyor. Şöyle bir düşünce var halkta; ‘KTHY yaşasaydı’… KTHY yaşasaydı da aynı bilet fiyatlarına uçacaktık. Aksi takdirde KTHY yine batacaktı. Ortada doğru bir tanedir. Biraz fazla mı kar var? Evet çünkü ciddi talep var. Arz noktasında yaşanan bir sıkıntı var. 1 yıl önce bu tarihlerde uçan 2 şirket şu an uçmuyor. Atlas Jet sefer azalttı. Kaldık Pegasus, THY ve Anadolujet’e. Hatta bazı şehirlerde bazı havayolu şirketi tekel oldu. Bunu aşmanın yollarını uzunca bir süredir arıyoruz. Dövizdeki dalgalanmaya, TC’deki erken seçim de biraz olumsuz etkiledi. Bir önceki Ulaştırma Bakanı ile hava yolu ulaşımını belli bir seviyeye getirdik. Sonra seçim oldu, bakan değişti. Şimdi yeni bakan ile görüşme yapacağız. THY, devletin kontrolünde bir havayolu... Anadolujet de onun alt markası… Pegasus gibi şirkete ‘5 kez daha uç Kıbrıs’a’ demesi doğru olmaz veya o talep karşılık bulmaz. Ama bir devlet kuruluşuna ‘sıkışan destinasyonlarda Kıbrıs’a sefer yapacaksın’ denebilir. Bunun üzerine çalıştık. Yine yaptığımız o çalışmaların karşılığını Ağustos içerisinde göreceğiz. Anadolujet’in uçak kaydırma planı var. Bu da bize arz noktasında artı olacak. Eylül ayının 2’nci yarısında öğrencilerin talebi artacak o yönde çalışmalarımız var.

YENiDÜZEN: Anlattıklarınızdan kastınız biletlerin ucuzlaması mı?

Tolga ATAKAN: Ucuzlayacak demek şu an için yanlış olur ama en azından artmasının önüne geçilecek.

YENiDÜZEN: Geçmişte bazı bakanlar KTHY kapanınca yeni havayolu kurulacak söylemlerinde bulunmuştu. Sizce bu gerçekçi mi?

ATAKAN: Sıfırdan bir havayolu oluşturmak aslında sanıldığı kadar kolay değil. Sadece izinlendirilmesi ve alt yapı çalışması en az 2 yıllık bir süreç. Mevcut bir yapının altında bir şey oluşturmak daha kolay. Örneğin yakın zamanda Türkiye’de faaliyetlerini durduran bir Borajet var. Belki Borajetin uçuş lisansı üzerinden yapılabilir veya hali hazırda işletme ve uçuş lisanslarını elinde bulunduran charter firmaları ile olabilir. Yol çok. Ama şu soruyu sormamız gerekir kendimize; İkinci bir KTHY mi yaratmak istiyoruz? Niçin söylüyorum bunu; devletin dahil olduğu, hissedarı olduğu veya o süreci hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Nelerin nelerin döndüğü inanılmaz yöntemlerle içinin boşaltıldığı bir KTHY. Tekrardan bunu mu yaşamak istiyoruz yoksa devletin sadece öncü olduğu ama işin içine hissedar olarak karışmadığı -ki ben şahsen ikinciyi destekliyorum- önünü açtığı bir havayolu yapılanması mı? Devlet hem olsun hem olmasın. Olsun, gölgesi olsun. Olmasın hissedar olmasın ki yarın obür gün arpalığa dönmesin. Çünkü bugün gerçek anlamda buna kafa yoran görüş iktidardadır yarın bambaşka bir görüş gelebilir. Yine arpalığa çeviririz, yine batırırız. Ama şu an 3-4 farklı çalışma var. Biz sıkı takip ediyoruz. Olgunlaşma sürecine geldiğinde kamuoyu ile paylaşma taraftarıyız.

YENiDÜZEN: Ağırlık Borajet üzerinden mi?

TOLGA ATAKAN: Üç farklı çalışma var. Biz bunları takip ediyor, yol gösteriyoruz. Belli bir olgunluğa geldiğinde kamuoyu ile paylaşacağız.

YENİDÜZEN: Çalışma Bakanı Zeki Çeler’in yurt dışı tatiline gidişi için tercih ettiği havayolu tartışıldı. Çeler’in açıklamaları da oldu. Kabinedeki arkadaşınızın açıklamasını nasıl değerlendirdiniz?

TOLGA ATAKAN: Açıklamasını okudum. Öncellikle gidiş şekli gittiği yer ile polemiğe girmek istemem ama gittiği destinasyona kolay ulaşım ile o havaalanını seçtiğini biliyorum. Sadece uçak biletleri üzerinden bir tartışma yapılmasını çok da gerçekçi bulmuyorum. Bu bize gol oldu. Ama bizim birebir elimizde olan bir şey değil bu. Ekonominin en önemli kuraldır. İki tane karşı koyamayacağınız kanun var. Biri; yer çekim kanunu biri de; arz talep kanunu. Bu da onun gibi bir şey. Talebin yüksekliğini siz yeterli arz ile karşılayamazsanız mutlaka bu fiyatlar bu seviyelerde seyredecek.

YENiDÜZEN: T izinleri de hep tartışmalı… Hatta siyasi olarak da bu geçmişte çok kullanıldı. Siz bazılarını iptal ettiniz. Şu an durum ne? Verildi mi hiç T izni?

TOLGA ATAKAN: Hiç T izni vermedik. Hatırı sayılı T iznini iptal ettik, işletme iznine hilaftan dolayı. Aslında sektörün farklı farklı paydaşlarını dinlediğinizde ihtiyacın olduğu da olmadığı da dile getiriliyor. Ama şu bir reailte; geçmiş dönemlerde hiçbir ayırım yapılmamış. Bir kişi gerçekten bu işten mi ekmek yer, işinin ehli midir? Hiç bunlara bakılmamış, farklı farklı alanlarda görev yapan ve üzülerek söylüyorum partizanca yaklaşımlar sonucunda bu izinler dağıtıldı. Bugün bile bir kriter yoktur. Siz de başvurun sizin de hakkınız var. Bunu değiştirmek için mevzuat çalışması yapıyoruz. Ayrım yapmak lazım. Uzun yıllardır taksi izni verilmiyor, verilmemiş. Bundaki yaratılan boşluğu da turistik T yaratmışlar ve bununla doldurmaya çalışmışlar. Bir yere kadar yararı olmuş bir noktadan sonra da sistem içerisinde birbiriyle çakışan, çarpışan iki olguya dönüşmüş. Belki de 6 aydır en çok üzerinde mesai harcadığımız konudur bu. Son aşamasına geldik. Çok ciddi mevzuat değişikliği yapıyoruz. Sektörün içerinde bu paydaşların birbirlerinin alanlarına tecavüz etmeyeceği şekilde düzenleme yapıyoruz. Üstelik turistik T izinleri kiralanamaz, devredilemez. Kiralayandan kiralayanları tespit ettik. Neler neler…

 


 

“6 binin üzerinde kiralık araç”

 

YENiDÜZEN:  Şirketlere verilen rent a car ile bir düzenleme olacak mı?

TOLGA ATAKAN: Onlarda bol keseden verildi. Şimdi yollarımızda 6 binin üzerinde kiralık araç dolaşıyor. Bu bir ihtiyaç mı zaman zaman bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor. Ama bazı dönemlerde ihtiyaç olmaktan çıkıyor. Kiralık Araç İşletmecileri Birliği ile görüştüğümüzde onlar yeni izinler verilmemesi yönünde görüş veriyor bize çünkü pasta dilimi her gün küçülüyor. Ciddi sıkıntı oluyor. Sırf ellerindeki araçları kiralayabilmek için daha ucuz fiyata tabiri caiz ise yoldan geçenlere veriliyor. Hemen hemen her gün de bir kazayla karşılıyoruz.

YENiDÜZEN: Okullar açılıyor, otobüslerin hali ortada… Bu konuda ne gibi bir çalışma yapacaksınız?

TOLGA ATAKAN: Eğitim Bakanlığı izin veriyor. İlk kez ortak bir çalışma yaptık. Bir genel döküm aldık. Ciddi sıkıntılar tespit ettik. Trafiğe çıkmaması gereken araçların yolcu taşıdığını tespit ettik, plaka sahteciliği belirledik. Aynı plakadan başka otobüslerin olduğunu yakaladık. Hiç taşıma izni olmayan kişilerin otobüs ve öğrenci taşıma izni aldığını tespit ettik.

YENiDÜZEN: Polise intikal etti mi bunlar?

Tolga ATAKAN: Polise intikal edenler de var. Yeni öğretim sezonuna çok daha sıkı denetlenen yapıyla gireceğiz. Devlet bunun için de ciddi paralar harcıyor. Hatta iddiamız geçmiş senelerde verilen paraların belki de yarısını harcayacağız. Ama gerçek anlamda o hizmeti alacağız.

YENiDÜZEN: Toplu taşımacılıkta hedefiniz var mı?

Tolga ATAKAN: Toplu taşımada Lefkoşa’yı pilot bölge belirledik. Lefkoşa içindeki izin sahiplerini bir araya topladık. Bir şirketleşme bir kooperatifleşme şeklinde bütün Lefkoşa’yı kapsayacak sadece hastanenin önünden Kuğulu Park’a değil. Dumlupınar’ı, Kaymaklı’yı, Metehan’ı içine alacak bir çalışma yapmalarını rica ettik. Haftaya bize sunum yapılacak. Bu sunum çerçevesinde Lefkoşa ve Gönyeli Belediye başkanı ile de biraraya geleceğiz. Eğer her şey planladığımız gibi giderse  bu bize ciddi bir trafik rahatlığı yaratacak.. Özellikle 2019’un ikinci yarısında. Lefkoşa’da edindiğimiz tecrübe ışığında Girne ve Mağusa’ya bunu taşıyacağız.

 

YENiDÜZEN: Ulaştırma Bakanlığı’nın önceki dönemleri mercek altına alındı mı, yolsuzluk tespit edildi mi?

Tolga ATAKAN: Şu an itibarıyla yok. Yapılıyor ama bir bulgu şuan için ulaşmadı.

YENiÜZEN: Telefon Dairesi her dönem konuşulan bir daire… Siz ne olmasını istiyorsunuz? Devlet bu yükü taşıyabilir mi?

Tolga ATAKAN: Devlet bu yükü taşıyamaz. Örneğin 5-6 yıldır evlerine telefon bağlanamayanlar var. Ciddi abonelik sıkıntıları yaşıyoruz. Yeni yatırımlar yapılamıyor. İlk defa bu yıl artı bir bütçemiz oluştu da 20-25 bin kişilik bir santral yatırımı yapabileceğiz yıl sonuna doğru.

YENiDÜZEN: İhtiyaç var mı?

Tolga ATAKAN: Var. Özellikle Girne ve Mağusa bölgesinde alt yapı eksikliği var. Sistemler geri kaldı. Bu sistemleri yenilememiz gerekiyor. Daha çağdaş ve dijital yapıya uygun sistemler almamız gerekiyor. Biz biraz daha ileriye gider miyiz diye hayal ediyorduk. Ancak da mevcuttu yenileyebiliyoruz. Dolayısıyla bu sürdürülebilir değil. Ama bunu da geçmiş dönemlerde yapılan özelleştirmeler gibi ‘al anahtarı senin olsun’ şeklinde yapmak yerine gerçekten kamunun içinde yer aldığı o düzenleyici rolünü kaybetmeyeceği bir yapıyla yapmak gerekir.

Türkiye’deki Türk Telekom bunun bir örneğidir. Tam birebir değil ama bir örneğidir. Orada kamunun kontrolü biraz düşük... Daha yüksek haliyle bizim ülkemizde hayata geçirilmesi bence mümkün.

Bu haber toplam 3156 defa okunmuştur