1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Siyaset bedenen gençleşebilir ama zihnen gençleşti mi?”
“Siyaset bedenen gençleşebilir ama zihnen gençleşti mi?”

“Siyaset bedenen gençleşebilir ama zihnen gençleşti mi?”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü 14. Olağan Kurultayı’nda Genel Başkan seçilen Şehan Tömgüsehan YENİDÜZEN’e konuştu:

A+A-

“Gençlerin talepkâr olması lazım. Daha üst yönetimlerden de gençlere destek gelmesi lazım. Çağ artık değişiyor. Mesela böyle bir laf var, gençler aday olsun destekleyeceğiz. Hep bunu duyarız, gençler aday olsun gibi laflar söylenir. Ama maalesef ben emin değilim toplumumuz genel anlamda gençlere oy verir mi. Yani gençlere oy verme anlamında toplumumuz hazır mı benim sıkıntım var”


“Siyaset bedenen gençleşebilir ama zihnen gençleşti mi? Bir de genç olmak tek başına anlam ifade etmez; donanım gerekir, bilgi birikimi gerekir, ilke ve ideoloji gerekir…”

“Bonzai denen bir pislik var ve gençleri cayır cayır öldürüyor.  Ayrıca bugün toplum olarak geleceğin kumarbazlarını yaratıyoruz. Gençlerimiz bet ofislerde futbol, köpek at yarışlarına yüksek paralar yatırıyor. Küçük rakamlarla oynuyorlar fakat uzun vadede büyük rakamlara çıkıyor”

Levent ÖZDAĞ


CTP Gençlik Örgütü yeni başkanı Şehan Tomgüsehan, gençlerin son yıllarda siyasetten uzaklaştığına vurgu yaparak gençleri yeniden kazanmak için politik hamleler yapılmasını gerektiğini söyledi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü 14. Olağan Kurultayı’nda Genel Başkan seçilen Şehan Tömgüsehan, YENİDÜZEN’e açıklamalarda bulundu. Tomgüsehan, örgütün hedeflerinden, Kıbrıs konusuna, gençlerin sorunlarından, barış sürecine kadar birçok konuda Gençlik Örgütü’nün görüşünü açıkladı. Tomgüsehan, gençlerin son yıllarda siyasetten uzaklaştığına vurgu yaparak gençleri yeniden kazanmak için politik hamleler yapılmasını gerektiğini söyledi.

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum gençler 'barış sürecine' nasıl katkı da bulunacak? Ortak bir çalışma gündemde var mı?
CTP Genlik Örgütü kurulduğu günden beri iki toplumlu çalışmalara destek verir. Adanın kuzeyinden Kıbrıs’ın güneyine barış, federalizm konusunda ses veren ilk örgüttür. Bu bizim örgütleşmeden önce kol olduğumuz dönemden, temsilcilik günlerimizden bu güne geldi. 20-25 yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Kimilerinin güneydeki yoldaşlarımız iletişime imkânı yokken biz oralardaki arkadaşlarımızla görüşüyorduk. Bu ilişkileri devam ettiriyoruz. EDON ve AKEL ile ilişkilerimiz çok sıcaktır. Dönem dönem etkinlikler yapıyoruz, sık sık toplantılar yapıyoruz. Görüş alış verişi içindeyiz. Şuanda tabii NEDİSİ de bu sürece dahil oldu. NEDİSİ son birkaç yıldır adanın kuzeyine dönük bir giriş yapmaya çalışıyor. Aslında NEDİSİ’nin EDON ve AKEL’den farkı kuzeydeki salt bireyi anlama yönündedir. EDON’un duruşu enternasyonaldir. Yani ancak sol işçi güçlerin adaya barış getireceği yönünde bir görüş vardı. Dolayısıyla EDON sol güçleri de kendi çemberine alır. NEDİSİ şuanda bizimle görüşür, daha çözüm odaklı, barış odaklı değerler üzerinden meselelere bakıyor, kendileriyle ilişkilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Onlar son dönemde bizleri anlayabilecek pozisyona geldiler. Gençlerin barış konusuna tekrardan motive olmasını sağlayıcı birkaç adım planlamaya çalışıyoruz. EDON ve AKEL ile sık sık görüşüyoruz, en son kurultayımıza geldiler. Ocak ayında sanırım kurultayları var. Kurultaydan sonda daha sağlam bir yapı koyacağız ortaya.”

‘Genç olmak tek başına yetmez’

Gençler, yeterince siyasi sürece dahil ediliyor mu?
Gençlerin bir yandan siyasette daha aktif olması konuşulurken, apolitikleşme süreci de dikkat çekiyor. Bunun bir sebebi de belki gençlerin değişim yönünde ümitlerinin zayıflaması. Değişim çok önemli ve gençlerin adanın geleceğini değiştirebileceğini her zaman söylüyoruz. Apolitik duruşu sorgulamak gerekiyor. Siyaseti evlerde de konuşulacak noktaya getirmeliyiz. Eskiden evlerde siyaset konuşulurdu ve siyaset önemliydi. Şu anda söylenen, gelen-giden aynı, fark eden bir şey yok... Gelen-giden aynı, siz de gelseniz bir şey olmayacak, canınızı yemeyin arkadaşlar, hayat çok basittir gibi cümleler kuruluyor. Dünyada yaygınlaşan bir bilinç bu, hiçbir şey üretme, hiçbir şey sorgulama herkes aynıdır deniliyor. Ama kimse aynı değil. CTP’nin duruşu ile UBP veya DP’nin duruşu bir olmamalıdır. Gençler hayatı siyaseten okumayı bıraktığı için aslında bu aynılaştırma yaşanıyor.  Her birey birbirinden farklı olduğu gibi siyasi partiler de farklıdır. Bizim görevimiz siyaseti gençlere anlatmaktır. Gençlerin talepkar olması lazım. Daha üst yönetimlerden de gençlere destek gelmesi lazım! Çağ artık değişiyor. Mesela böyle bir laf var, gençler aday olsun destekleyeceğiz. Hep bunu duyarız,  gençler aday olsun gibi laflar söylenir. Ama maalesef ben emin değilim, toplumumuz genel anlamda gençlere oy verir mi. Yani gençlere oy verme anlamında toplumumuz hazır mı, benim sıkıntım var. Gençlik konusunu bir de tartışmak lazım. İngiltere’deki gençlik kavramı ile bizdeki aynı mı? 45 yaşında orada genç olarak anılmaz kimse, o artık yetişkin bir siyasetçidir. Ancak bizde 35, 40 yaşında birine halen genç siyasetçi diyoruz. Genç siyasetçi bence 28, 30 yaşında biri olabilir. 45 yaşında birine genç siyasetçi denmez. Geçen milletvekili seçimlerinde en çok yaşanan sıkıntı buydu. Gencim bize oy verin, diye gezildi. Gençlik dönemsel bir faktördür. Şu an gençsin 15 sene sonra değilsin. Siz hiçbir zaman bir şirket veya firmada patronunuza ben gencim artık genel müdür olmak isterim diyemezsiniz. Ama siyasette şunu yapıyoruz, ben gencim bana oy verin. Tamam gençsin ama ya sonrası?  Hem donanımı, hem de bilgi birikimi ve ideolojisi, inandıkları ilkesel çizgisi varsa anlamlıdır. O durumda seçmen der ki, hepsinden daha niteliklidir ve aynı zamanda gençtir. Siyaset bedenen gençleşebilir ama zihnen gençleşti mi? Bunu arkadaşlara sorgularım. Bana derler ki sen genç olarak bu gençlerin hareketini sekteye mi uğratacaksın. 1968-80 kuşaklarındaki gençler, yani bugünün orta yaşlı insanlarının gençken ortaya koyduğu çabayı, uğurlarında öldükleri ideolojiyi hangimiz aynı cesaretle sürdürüyoruz? Hangimiz onlar kadar kendimizi geliştirebiliyoruz? 68’lerde 25 yaşındaki genç ile 2015 yılındaki genç aynı olgunlukta değil. Siyasi merakta da değil. Siyaset gençleşmeli ama donanımlı gençler ile bunun olması gerekiyor.”

***

Gençlerin en önemli sorunu ‘uyuşturucu’

“Bonzai denen bir pislik var
ve gençleri cayır cayır öldürüyor”

Gençlerin en büyük sorunu nedir? Gündemlerini en fazla meşgul eden sorun nedir?
“Gençlerin şuanda en çok tartışması gereken konu uyuşturucu konusudur. Uyuşturucu konusu gerçekten genç arkadaşların sıkıntısıdır. Maalesef genç arkadaşlarımız tüm dünya genelinde uyuşturucu ile yok oluyor. Bizim toplumumuzun uyuşturucu ile algısını anlamak lazım, ilk önce bunu çözmek gerekir. Uyuşturucu ile ilgili büyük bir politik hamle yapılması lazım. Çünkü artık bireyin bir sorunu değil politik bir sorundur. Gencecik arkadaşlarımız her gün gazete sayfalarında…  Bu arkadaşlarımızın yaptığı bir hatadan dolayı hayatını köreltiyoruz. Kuzey Kıbrıs’ta rehabilitasyon merkezi yok. Bu iş için çözüm bulacak kolluk kuvvetleri yok. Bu işi savunacak bağımsız bir yargı yok. Paran varsa kendini savunabilecek bir noktadasın. Ama aslında para yoksa ve bu hatalara düşmüşsen seni kurtaracak kimse yok. Hapishaneler dolu taştı. Dünyada cezaevleri, oradaki insanları rehabilite ediyor. Güney Kıbrıs bu konuyu tartışıyor, çözüm yolları arıyor. Hollanda büyük bir örnek ve bunu çok önce aştı. Uyuşturucu konusu ile ilgili bireyin bilinçlenmesi ve devletin politika oluşturması lazım. Şu anda gençlerimiz ölüyor. Bonzai denen bir pislik var ve gençleri cayır cayır öldürüyor.  Bonzaiyi ve uyuşturucunun ne olduğunun, sınıflarının ne olduğunu, nasıl olabileceğini öğrenmemiz lazım.
Gençler arasındaki bir diğer büyük sorun kumardır. Biz aslında bugün toplum olarak geleceğin kumarbazlarını yaratıyoruz. Gençlerimiz bet ofislerde futbol, köpek at yarışlarına yüksek paralar yatırıyor. Küçük rakamlarla oynuyorlar fakat uzun vadede büyük rakamlara çıkıyor. Şu anda küçük cep paraları ile oynayan gençler ileride meslek sahibi olduğunda büyük rakamlarla oynayacak. Kıbrıs’ın içinde tutulması gereken bir parayı, hiçbir yatırım yapmadan birkaç kumar şirketine verecek. Hem ekonomik bir erozyondur hem de sosyolojik olarak bir erozyondur. Toplumun çekirdeği olan aileyi de çürütmektedir. Ailenin mutluluğu kumar yüzünden sıkıntıya girer.”

Geçlik Örgütü'nün görev süresi boyunca hedefleri nedir? Farklı siyasi yöntemler geliştirmeyi düşünüyor musunuz? Gençleri siyasete nasıl kazandırmayı düşünüyorsunuz?
“Belli bir örgütlenme yapımız var. Gençlik Meclisi ve ilçelerde örgütlerimiz vardır. Gençlik Örgütü’nün siyasi programlarını Gençlik Meclisi belirler. Gençlik Meclisi’ne yönetmeliğin verdiği ödevler vardır. Son dönemde bizim için önemli olan vicdanı ret konusudur. Vicdanı ret konusunu tekrardan konuşup, tartışmalıyız. En yakın tarihte en çok konuştuğumuz konulardan bir tanesidir. En azından bu konuyu önemserim. Öncelikle vicdanı ret nedir öğrenmeliyiz. Bunu arkadaşlarımızla paylaşmalıyız. Vicdani ret hakkının bir insan hakkı olduğunu ve yapmak istemediği bir şeyi de yapmayacağı özgürlüğünün tartışma konusudur şuanda. Bu bizim için önemlidir ve vicdani ret hakkına inanan her bireyi de aramızda görmekten mutlu oluruz. Gençlik Örgütü şu anda iktidarın büyük ortağı ve hükümetin yaptığı icraatları da takip ediyor ve genç arkadaşlarımıza anlatıyoruz.”

Mevcut hükümetin gençlere yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Özkan beyin, Ömer beyin başbakanlığı döneminde de hükümetin icraatları, gençler ile ilgili politikaları şu ana kadar gençler için yapılmış en iyi gençlik politikalarıdır. Hükümet programına giren gençlik politikalarının temelde kaynağının CTP Gençlik Örgütü’nün olması bizim için gururdur. Gençlik parlamentosu kavramı, Avrupa’daki gençlik parlamentolarının bizimkiler ile benzeştirilmesi, askerliğin tekrardan tartışılması, 2015 yılında üçüncü ülkelere burs hakkı gibi. Gençlik Örgütü’nün hem parti içinde hem parti dışında yaptığı çalışmaların sonunda ortaya çıkmış bir şeydir. Son hükümet programında gençler için yazılan politikaları çok önemserim ve takipçisiyim. Gençlerin aktif siyasete yeniden donanımlı şekilde rol almasını istiyoruz. Askerlik konusu ile yapılan tartışmalarda biz çok üzülüyoruz. Adanın kuzeyinde askerliğin süresi, yapılma koşulları ve hatta askerliğin kaldırılması gibi konuları ilk tartışan örgüt biziz. İlk olmak bize bir anlam ifade etmez, alkış alacağımız anlamına da gelmez ama tarihe not düşmesi anlamında söylüyorum. Gençlik Örgütü’nün bu kadar zamandır emeği olduğu konu sanki başka yerlerde başka zümrelere, tek bir kişinin zaferi gibi aktarıldı. Burs konusunda 2015 yılında bir şeyleri ivedi olarak sağlayabildik. Örgüt olarak düşüncemiz eğitim hakkının tamamen ücretsiz olmasıdır. KKTC siyaseti bize bunu pek mümkün kılmıyor. Burs bir öğrencinin en önemli konularından bir tanesidir. Örgütlenen gençlik hareketleri nihai hedefi yalnızca burs olmamalıdır. Böylesi bir talep tek başına örgütlenmenin kalitesini düşürür. Öğrenci hareketinin tek hedefi bu olmamalıdır.”


 

Bu haber toplam 3139 defa okunmuştur