1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. TC Merkez Bankası faiz indirimi yerine, enflasyon riski nedeniyle faizleri sabit de tutabilirdi
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

TC Merkez Bankası faiz indirimi yerine, enflasyon riski nedeniyle faizleri sabit de tutabilirdi

A+A-

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim ayına ilişkin faiz kararını açıkladı ve politika faizini 100 baz puan indirdi. Piyasadaki ortalama beklentilere yakın bir faiz indirimiydi. Böylece, politika faizi yüzde 40.5’ dan yüzde 39.5’e çekildi.

Merkez Bankası açıklamasında ,  enflasyonun ana eğiliminin Eylül ayında yükseldiğine ve dezenflasyon sürecinin yavaşladığına dikkat çekilmektedir. Enflasyon beklentileri ile fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu risklerin belirginleştiği ifade edilmektedir.

Ayrıca TCMB, başta gıda olmak üzere son dönem fiyat gelişmelerinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları kanalıyla dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu risklerin  belirginleştiğini açıklamıştır.

Artan bu risklere rağmen TCMB, önceki toplantıya göre daha düşük oranda da olsa faiz indirim sürecine devam etmeyi tercih etmiştir. Bu indirim, MB’nın enflasyon karşısında temkinli bir görüşe sahip olduğunu da ifade ediyor. Aslında, enflasyon ana eğiliminde bozulma nedeniyle faiz indirimine ara da  verilebilirdi.

Bende, geçen günkü toplantıda faizlerin sabit bırakılabileceğini, Aralık’ta yapılacak olan yılın  son toplantısında ise, enflasyon, asgari ücret ve döviz kuru gelişmelerine göre hareket edilebileceğini düşünmekteydim.

Ancak, dünkü faiz indirimi sonrasında, Aralık ayındaki toplantıdaki faiz kararı merakla beklenecektir. Öte yandan, Ekim ve kasım ayları enflasyon oranları ile ABD-Çin arasındaki ticaret müzakerelerinin durumu da, aralık ayındaki  Merkez Bankası faiz kararını doğrudan etkileyecektir.

Merkez Bankası’nın enflasyon ana eğiliminde bozulmayı geçici gördüğü için, faiz indirim sürecine devam ettiğini anlıyoruz. Ancak, asıl belirleyici olacak olan ekim ve kasım ayı enflasyonları ile Aralıkta belirlenecek asgari ücret artışı olacaktır.

Eğer, ekim, kasım aylarında enflasyon yüksek gelir ve asgari ücret artışları beklenenden fazla olursa, Merkez Bankası, faiz indirimlerine ara verebilir.

Politika faizi başta, mevduat faizleri ve kredi faizleri olmak üzere borçlanmanın maliyetine etki ediyor. Enflasyon hedefine yaklaşıldığında, merkez bankası faiz oranlarını sabit tutabiliyor veya düşürebiliyor. Böylece, harcamaları ve ekonomik büyümeyi artırıyor.

Faiz indirimi, üretim kapasitesinin artırılmasına, ticaretin canlanmasına ve istihdamın güçlenmesine katkı sağlayabilmelidir.

Enflasyonla mücadele süreci devam ederken, üretimi destekleyecek, istihdamı artıracak ve yatırımı teşvik edecek adımlar da eş zamanlı atılmalıdır.

Politika faizi indirimini, bankalar da uygulayarak, işletmelerin daha düşük faizle finansmana erişimini kolaylaştırmalıdır. Kredilerin düşük faiz ve uzun vadeli kullandırılması, işletmeleri daha da rahatlatacaktır.

Yüksek faiz oranları, özellikle KOBİ’lerin, krediye erişimini zorlaştırmakta, işletmelerin öz sermayeleri ve yatırımlarını azaltmaktadır.

Öte yandan, enflasyon riski devam ettiği süreçte, faiz indirimine gidildiği zaman, altına, dövize talep artışı ve  MB rezervlerinin azalması görülebilmektedir.

Geçtiğimiz günkü faiz indiriminden sonra, döviz kurlarında yükselişler olmadı. Zaten, karar öncesindeki günlerde, iç ve dış ekonomik ve siyasi gelişmelere paralel olarak, döviz kurlarında belli miktarda yükselişler yaşamıştık.

Cuma günü, CHP kurultayının geçersiz kılınmasına yönelik davada, Mahkemenin kurultayı geçerli kılması, borsa ve döviz piyasalarında da olumlu etki yaratmıştır.

Faiz oranları düştüğünde, enflasyon halen yüksekse, mevduat sahipleri daha düşük getiriler nedeniyle TL cinsinden varlıklara yatırım yapmaktan kaçınabilir. Bu durum, dövize ilgiyi artırarak döviz kurlarını da yükseltebilir. Ayrıca, kurların yükselmesi, ithalat maliyetlerini artırarak, enflasyonu da artırabilir.

Faiz indirimi, bankaların daha düşük faizle kredi vermesini sağlayarak, kişiler ve işletmelerin  daha ucuz krediler alarak, tüketimlerini ve yatırımlarını artırıp, ekonomik büyümeyi yükseltebilir. Faiz düşüşünün sürmesi, ancak, enflasyondaki gerilemeyle mümkün olabilecektir.

KKTC, döviz kuru yükselişlerinden, enflasyon ve pahalılık olarak Türkiye’ den daha fazla nasibini almakta, halkın borçlanması ve fakirleşmesi günden güne çoğalmaktadır. Temennim, döviz kurları ve petrol fiyatlarında aşırı yükselişler görülmemesidir.

Piyasa faizlerinin inmesi önemlidir ama esas önemli olan, pahalılığın azalması ve satın alma güçlerinin artması ile birlikte,  halkın, üreticilerin ve esnafın rahat nefes alabilmesidir.

Bu yazı toplam 1844 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar