1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Tayyip Erdoğan’a yine  hain diyebilecekler mi?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Tayyip Erdoğan’a yine  hain diyebilecekler mi?

A+A-

Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, bu ülkenin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde geçmişe dönüş görmek, hatalı bir bakış açısı değildir…
Ve Türkiye, eğer AB ile ilişkilerini iyileştirecekse, yapması gereken ev ödevlerinden biri, tıpkı Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi, “Annan Planı’nda yapmıştık, yine yaparız”dır!
Bu saptamam da hatalı bir saptama değildir!

-*-*-

Tayyip Erdoğan’ın “Yine yaparız”ının içinde ne vardır?
“Egemen – eşit ve bağımsız bir Kıbrıs Türk devleti” yoktur!

-*-*-

Adı ne isterse olsun, iki taraf olacaktır ve bu iki taraf kendi içlerinde bağımsız olmakla birlikte; dışta tek kimlik, tek temsiliyetle temsil edilecektir…
“Egemen eşit devlet” diye bir model söz konusu bile edilemeyecektir!

-*-*-

Haliyle bu durum, Ersin Tatar gibi “emir kulu” zavallıları ürkütmektedir…
Bu yüzden sürekli olarak, “yok yahu, Türkiye fikir değişmez” demeye çalışmaktadırlar ki Türkiye fikrini değiştirmiştir bile!

-*-*-

Merak ettiğim sadece şudur:
Türkiye’de 2000’lerin ilk yarısında, KKTC’deki faşist çözüm düşmanı “hayır”cılara çok ciddi destek veren bir “derin devlet” vardı!
O derin devletin verdiği destekle, Tayyip Erdoğan’a ana avrat küfredip, bugün AKSA’nın gazetesinde köşe yazısı yazanlar, hatta kabinede bakanlık yapanlar bile var!
Acaba o “derin devlet” hala var mı?
Tayyip Erdoğan’a rağmen, hala Türkiye’de bu karanlık güçler etkili mi?
Gerçekten merak ediyorum!

-*-*-

Tayyip bey, “haydi, Kıbrıs’ta çözüme evet diyoruz” derse, emin olun, AKSA da aynı şeyi söyleyecektir…
Acaba, bugün Tayyip beye yalakalık edenler, o gün gelirse, AKSA’nın gazetesindeki köşelerinde, 2003’lerde yaptıkları gibi, Tayyip Erdoğan’a “hain” diyebilecekler mi?

-*-*-

Hepsine çok acıyorum…
Zavallı ezikler!


Kıbrıs’ın geleceği ile oynanıyor!

Türkiye’de siyasal İslamcılar iktidarda!
KKTC’de, onlara yalakalık yapanlarla birlikte, ortadaki sistemsizlikten, tanınmamışlıktan yararlanıyorlar…

-*-*-

Annan Planı Referandumu sonrası, Türkiye’deki ideoloji, KKTC’ye daha kolay yayıldı…
Bir yanda taşınan nüfus, o ideolojiye çok yatkındı…
Öte yanda özellikle mevcut hükümet ortakları, o ideolojiye tavla teslimdi…

-*-*-

Ve sonuçta dilediklerini, diledikleri gibi yapan bir “yönetim” oluşturdular…

-*-*-

Ümmetçi, dinci ve hepsinden önemlisi “Kıbrıs’ı bilmeyen, Kıbrıs’ı ganimet gören, asla da sevmeyen” bir çoğunluk…

-*-*-

1974 öncesi verilen haklı mücadeledeki kahramanları unutturdular; her şey 1974’ten sonra başlamış gibi davrandılar…
Ne ilginçtir, 1974 öncesi bize saldıranlar da o günleri yok sayıyor! 

-*-*-

Şimdi ülkede Kuran kursları ile birlikte, başımıza gelen her kötülüğün Allah’ın takdiri olduğuna inanış hızla artmaktadır… 
Hala, gerek Kıbrıs kökenliler, gerekse Türkiye’deki ümmetçi zihniyetten kaçıp buralara yerleşenler bir miktar direniyor gibidir ama gidişat “altı delik lenger”dir!

-*-*-

Bir yanda her şeyin Allah’ın emri olduğuna inananlar…
Öte yanda bizim yağcı – yalaka yiyiciler…
Çoğunluğu ele geçirdiler; Kıbrıs’ın geleceği ile de diledikleri gibi oynayabiliyorlar…

-*-*-

Kıbrıs’taki pozisyon, yani şu anda savunulan egemen eşit devlet, tam bir çıkmazdır, imkansızdır ama bunu kime anlatacaksınız?
Ersin Tatar ve Ünal Üstel’e mi?
Yoksa Tahsin Ertuğruloğlu ile Erhan Arıklı’ya mı?

-*-*-

Yukarıda da belirttiğim gibi, Kıbrıs’ın Kuzey’ini tapulu malı sanan, ganimetin helal olduğuna inanan ve Kıbrıs’ı bütün olarak bilmeyen, asla da sevmeyen insanlardan “yaşasın çözüm ve barış” demesini beklemek, hayal bile değildir. 

-*-*-

Haaa bu arada ekonomi çöker, her şey zamlanır, Türk Lirası da değersizliğin dibine vurur ama onlar yine de mutludur!
Külliyeye destek verir, Ercan’ın muhteşem bir eser olduğuna inanır, yollar bozukmuş, elektrik – su yokmuş; çevre pismiş, gençler göç ediyormuş… O’nun sorunu bile değildir!
O, “çok şükür” der, devam eder… 

-*-*-

Kıbrıslı Türkler yok oluyormuş!
Bu korunması gereken bir kültürmüş!
Kıbrıslı Türkler olmasa, Türkiye buralarda olmazmış!
Bunların hiç birinin değeri yoktur onlar için!

-*-*-

Kader, kısmet, Allah’ın takdiri, şükürler olsun!
Bir gün, o gün gelir mi?
Şansımız sıfır gibi görünüyor!
Umarım yanılırım!


Bir güzel Kıbrıslı insan daha eksildik

Behiye Meraklı’yı kaybettik…
Kalavaç köyünün eski muhtarı Ömer Meraklı’nın eşiydi…
30 Temmuz 2023 Pazar günü yaşamını yitirdi…

-*-*-

Kocası, sosyal medyadan duyurdu Behiye hanımın vefatını…

-*-*-

Ömer Meraklı ile çok sayıda program çektik…
Bölgeyi çok iyi bilen bir insan…
O çekimler sırasında tanıştım Behiye hanımla…

-*-*-

Kocası ile çok tatlı çekişmeleri, atışmaları vardı…
Esprili, güler yüzlüydü…
Nefis dolmalar sarardı…
Aslen Lefkoşalıydı…

-*-*-

Çocuklarına torunlarına, ülkesine son derece düşkün bir kadın…
Bilgili, tertemiz…

-*-*-

Ömer Meraklı, siyasete de meraklıydı ama çok fazla rengini belli etmezdi…
İsmi lazım değil, bir siyasi köye gelmişti…
Behiye ve Ömer Meraklı’nın evlerinin ön tarafında, Ömer beyin ofis olarak da kullandığı bir oda vardı…
Çoğu zaman yemek de o odada pişirilirdi…

-*-*-

O siyasiye eşi de eşlik ediyordu…
Behiye hanımın yaptığı dolmaları küçümsemişti…
“Köy evi” küçümsemesi gibiydi tavrı…
Bense, koskocaman bir tencere dolusu çiçek dolmasının en az yarısını götürmüştüm…

-*-*-

Aradan birkaç hafta geçmişti…
Biz yine Kalavaç’tayız…
Bir başka siyasetçi ziyaret etmiş köyü…
Behiye hanım anlatıyordu; “… Bu (Ömer beyi göstererek söylemişti) bir önce gelen siyasetçiye oy verecek… Ama ben daha sonra gelene oy vereceğim, kimse de bana karışamaz” diye çıkışmıştı…

-*-*-

Bu tavrının sebebini merak edip sormuştum ve cevabı şöyleydi:
“… Hatırlan öteki adayın karısı bizi küçümsedi, tenceremizi, odamız, yemeğimizi beğenmedi ve tadına bile bakmamıştı?”
“Hatırlarım” dedim!
Ve ekledim; “Galiba çok dokundu tavrı sana?”…
“Yooook, sadece bu son gelen adayın karısını da davet ettim, dolma yapacağım birlikte yiyelim dedim… Kocasına, ‘sen dolaş, ben Behiye hanımla dolma saracağım’ dedi… Birlikte sardık, pişirdik, birlikte yedik… Halktan, insandan yana olmak, kim olursan ol, kimseye yukarıdan bakmamak benim için çok önemlidir… Oyumu da karısının bu tavrından dolayı, kocası için kullanacağım, Ömer abin kime isterse versin!” demişti…

-*-*-

Her anlattığı dersti…
Nurlar içinde uyusun…

-*-*-

Çok üzgünüm…
Çok iyi bir Kıbrıslı daha göç etti…
Ve bir güzel insan daha eksiğiz…

behiye.jpg

 

Bu yazı toplam 3866 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar