
SBS Kaldırıldı...
Şükürler olsun!
Eğitim Bakanlığı nihayet iki yıldır yaptığı yanlış uygulamadan vazgeçti. İlkokul dördüncü ve beşinci sınıf öğrencilerine uyguladığı Seviye Belirleme Sınavını (SBS) 2012-13 öğretim yılında kaldırdığını açıkladı. Daha doğrusu dolaylı olara
Şükürler olsun!
Eğitim Bakanlığı nihayet iki yıldır yaptığı yanlış uygulamadan vazgeçti. İlkokul dördüncü ve beşinci sınıf öğrencilerine uyguladığı Seviye Belirleme Sınavını (SBS) 2012-13 öğretim yılında kaldırdığını açıkladı. Daha doğrusu dolaylı olarak mahcup ve utangaç bir tavırla yapacaklarını açıkladı. Yapacakları arasında SBS yok.
Sadece kolejlere girmek isteyen beşinci sınıf öğrencileri üç aşamalı Kolej Giriş Sınavı’na (KGS) girecekler. Bu yıl KGS-1 (26 Ocak 2013), KGS-2 (11 Mayıs 2013) ve KGS Yerleştirme (8 Haziran 2013) adı altında üç sınav yapılacak. İlk iki sınavın %25’er, son sınavın ise %50 ağırlığı olacak. Birinci ve ikinci sınavlar daha önce SBS adı altında yapılıyordu. Sınavın biçim ve içeriğinde bir değişiklik yapılmadan sadece adı değiştirildi. Yani SBS oldu KGS...
Sınavlara kayıtlar 17-28 Aralık 2012 tarihlerinde yapılacak. Öğrenciler kayıt esnasında iki tercih yapacaklar. Hala Sultan İlahiyat Koleji’ne (HSİK) bu sınavlarla öğrenci alacaklar.
SBS sınavları 2010-11 öğretim yılından beridir ilkokul dördüncü ve beşinci sınıf öğrencilerinin tümüne zorunlu olarak uygulanıyordu.
Dördüncü sınıflara ilk uyguladıkları SBS’de sorular kısa cevaplıydı. Ne yazık ki SBS-2’nin sonuçlarını hala açıklayamadılar. Öğrenciler ortaokula başladılar, bitirecekler, Bakanlık hala sonuç açıklayacak. Baktılar gördüler ki yapamıyorlar bir yıl sonra tüm sınavları çoktan seçmeli testlere dönüştürdüler. Din, Resim, Müzik ve Beden Eğitimi derslerini sınav kapsamına aldılar. Çoktan seçmeli testlerle resimi, müziği, beden eğitimini ve dini ölçmeye çalıştılar. Onuda başaramayacaklarını anlayıncalar sınav kapsamından çıkardılar.
Nihayet SBS’yi de başaramayacaklarını ve yanlış olduğunu anlayıncalar kaldırdılar.
Eğitim Bakanlığı’nın SBS kaldırması, aslında “yanlış bir uygulama” olduğunu kabul etmesi anlamına da gelmektedir. Gerçi uygulamaya başlamadan “yanlış” olduğunu söylemiştik ama meram anlatamadık. Kimisi doğruyu yaşayarak, kimisi dinleyerek, izleyerek anlar. Bunlar hem yaşadılar, hem yaşattılar. Hem çektiler, hem de çektirtiler... Sonra aklıları başlarına geldi...
Dönemin Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun sözleri kulaklarımda çınlıyor: “Projenin uygulanmasıyla kolej sınavına girecek öğrencilerin ek ders almasına gerek kalmayacağını, öğrencilerin sınıfta öğrendikleriyle başarılı olabileceğini herkesin göreceğini belirtti (15 Eylül 2010, TAK).”
Ne oldu?
Proje yürürlükten kaldırıldı.
Neden? Çünkü herkes gördü ki sınıfta öğrendikleriyle öğrenciler sınavda başarılı olamıyorlar. Özel derse ve dershaneye ihtiyaç daha da arttı.
SBS uygulamasından beklenen faydaları da şöyle açıklanmıştı:
“Öğrenciler sadece bilişsel alanın belli konularında derinlemesine bilgi edinmeyecek, her alanda her yönden gelişme fırsatı yakalayacaktır.”
Demek ki öğrenci her yönde gelişme fırsatı bulamadı.
“Sadece Matematik, Türkçe ve İngilizce dersleri değil, tüm dersler önemli olacaktır.”
Demek ki sadece sınav kapsamında ki derslere önem verildi.
“Yapılacak merkezi değerlendirme yoluyla okulların ve öğretim programlarının verimliliğinin yanında öğretmen ve öğrencilerin de performansları yükseltilecektir.
Demek ki öğretmen ve öğrencinin verimliliği ve performansı yükselmedi. Özel derscilerin ve dershanecilerin verimliliği ve performansı arttı.
“Veliler daha bilinçli bir şekilde çocuklarının eğitim-öğretimi ile ilgilenebileceklerdir.”
Demek ki veliler daha çok sınavlarla ilgilendiler.
“Süreç sonunda elde edilen bilimsel verilerle sistemin yapılandırılmasına devam edecektir.”
Demek ki süreç sonunda ne bilimsel veri elde edebildiniz, ne de sistemi yapılandırabildiniz.
“Öğrencilerin okul ve derslerine yönelik motivasyonu artacaktır.”
Demek ki ne okula, ne de derslere yönelik motivasyonu arttı. Soru çözmekten anaları ağladı.
“Merkezi ölçme ve değerlendirme çalışmalarının yürütülmesi için Bakanlık bünyesinde gerekli ölçme ve değerlendirme biriminin kurulması sağlanacaktır.”
Demek ki böyle bir birim kurulmadı. Olanı da dağıttınız.
Bunların böyle olacağını, sonucun buraya varacağını anlamak için iki yıl öğrencilere bu işkenceyi çektirtmek mi gerekirdi?
Ve en önemlisi “Birinci ve ikinci seviye belirleme sınavları öncesinde, sürecinde ve sonrasında öğrencilerin psikolojik ruh halleri araştırılacağı...” söyleniyordu.
Demek ki ruh hallerini bozduğunuzu anladınız ki sınavlardan vazgeçtiniz.
Sadece öğrencilerin değil velilerin de ruh halini bozdunuz. Bir velinin gönderdiği mesajda “Her ay dershanelere ve özel derscilere para vermekten ruh halim bozuldu.” diye feryat ediyordu.
Tüm bunları öğrencilerimize, velilerimize yaşatmadan, çekmeden çektirmeden de sonuçun böyle olacağına akıl erdirebilirdiniz. İki yılda ulaşılan nokta koskoca “HİÇ”. Geride heba olan çocukluk yılları, yaşanmayan kaybolan mutluluklar...
Asıl sorun eğitimde değil, Bakanlardadır. Siyasettedir. Her gelen Bakan konulara hakim olmadan siyasi kaygılarla birşeyler yapmak ister.
Keşke SBS’yi hiç uygulamasaydınız. Bu kadar ızdırabı çocuklarımıza çektirmeseydiniz.
Şimdi, sıra geldi KGS uydurmasına.
O’da kaldırılacak...