PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi tarihi bir gelişme olacaktır...
2024 yılının Ekim ayında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK terör örgütü lideri Öcalan'ın Meclis'e gelerek DEM Parti Meclis Grubu'nda PKK'nın lağvedildiğini açıklamasını önermesiyle, yeni süreç ortaya çıkmıştı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda ortaya bir irade koymuştu.
Bu kapsamda DEM Parti heyetleri, Abdullah Öcalan ile görüşmelere başlamış ve son görüşme 27 Şubat'ta yapılmıştı. Bu görüşmenin ardından heyet, Öcalan'ın çağrısını kamuoyuyla paylaştı.
PKK terör örgütü lideri Öcalan, örgüte silah bırakma ,kongre toplayıp kendini feshetme çağrısında bulundu .Ayrıca, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını talep etti.
1978’de Diyarbakır’da kurulan PKK, dünyada başta AB ve ABD olmak üzere, pek çok devlet tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor. PKK’nın 40 yılı aşkın sürdürdüğü terör saldırılarında, binlerce kişi hayatını kaybetti.
PKK lideri Öcalan, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Cezaevi’nde bulunuyor.
PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı ardından, PKK yönetimi 1 Mart’ tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiğini duyurdu.
PKK ‘ dan yapılan açıklamada, yapılan çağrının içeriğine olduğu gibi katıldıklarını, çağrının gereklerini uygulayacaklarını, kendilerine saldırı olmadıkça da hiçbir silahlı eylem yapmayacaklarını ve Kongrelerini toplamak için de hazır olduklarını belirttiler.
Hatırlanacağı üzere, Türkiye'de 2013-2015 yılları arasında , Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla, PKK ile çözüm süreci başlatılmıştı.
Bu sürecin ana ekseni içerisinde, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. Ancak, 2015'te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci de sona ermişti.
Uzmanlar, geçmişteki çözüm süreçlerinden şimdiki sürecin esas farkını, sahadaki genel askeri tablo ve Türkiye’nin bulunduğu bölgedeki durumun, Türkiye lehine değişmiş olduğu gerçeği olduğunu vurguluyor.
Ayrıca uzmanlar, Suriye’de PKK’nın kolu olarak görülen YPG’nin, Suriye’nin kuzeybatısında, Türkiye ve onun desteklediği gruplar tarafından çevrelenmiş olmasının PKK’yı genel olarak zayıflattığı görüşündeler.
Türkiye’nin yürüttüğü operasyonların sonucunda, PKK Irak’ta da güç kaybetti, Suriye’de de rejim değişikliğinden dolayı daha zayıf bir durumda. Bu gelişmeler ışığında, tabanı ile de ilişkileri pek iyi değil.
Öte yandan, Türkiye’nin, PKK’nın Suriye’deki kolu olarak gördüğü Suriye Demokratik Güçleri, Öcalan’ın çağrısının, sadece PKK ile ilgili olduğunu, Suriye’de kendileriyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi.
Madalyonun öbür yüzünde de, ABD’nin IŞİD’le mücadeleyi önemsemesi ve Suriye Demokratik Güçleri’ni de, IŞİD’le mücadelede önemli bir ortak olarak görmesi ve bunu devam ettirmesi önemli bir faktördür. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde, IŞİD’le mücadele kapsamında yaklaşık 2 bin askeri de bulunuyor.
DEM Parti’ de, PKK'nın Abdullah Öcalan'ın çağrısına uyarak ateşkes ilan etmesinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.
Silah bırakma çağrısının ardından, DEM Parti yetkilileri, demokrasi ve hukuk gereği, partinin yönetiminde olan belediyelere Kasım 2024'den bu yana atanan kayyumların artık son bulmasına vurgu yaptılar.
MHP tarafından yapılan açıklamada ise, DEM Parti heyeti tarafından kamuoyuna duyurulan ve İmralı’da kaleme alınan bildirinin önemli ve değerli bir gelişme olduğu belirtildi.
Ayrıca, böylesi kaotik ortam ve şartlarda Türkiye için tarihi bir fırsat kapısı aralanmıştır denildi. PKK'nın ateşkes açıklaması işaret edilerek, "Kandil’den yapılan açıklamalar, memnuniyet verici, bu çağrıyı destekleyici ve tamamlayıcı özelliktedir ifadeleri kullanıldı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, yaptığı açıklamada, "Terörsüz Türkiye çabalarında artık yeni bir safhaya geçilmiş ve tarihi bir adım atılmıştır" diye konuştu.
Erdoğan, "Son dönemde iyice pervasızlaşan emperyalist niyetler, girilen yeni yolu çok daha anlamlı hale getirmiştir" ifadesini kullandı. "Başlayan sürecin bütün unsurlarıyla yerine getirilip getirilmediğini ilgili kurumlarımız vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz" diye ekledi. Ayrıca, "olası provakasyonlara karşı en üst seviyede dikkatli olunması gerektiğini de" belirtti.
Erdoğan ayrıca: "Şayet verilen sözler tutulmaz sürekli oyalama, göz boyama isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa, sürecin zarar göreceğini, günah bizden gider diyerek de’’ ekledi.
Bütün bu gelişmeler ışığında, görünen o ki, DEM Parti bu sürecin önemli bir parçası olacaktır. Parti, tutuklu Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması, görevden alınan DEM Parti belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi ve genel olarak Kürt siyaseti üzerindeki baskıların kaldırılmasını talep etmekte ve bu taleplerde ısrarlı olacak gibi görünmektedir.
Hükümet’in de bu taleplere vereceği yanıtlar, atacağı adımlar da, barış sürecinin geleceğini şekillendirecektir. Terör suçlarına bulaşmayan kişilerin, ifade özgürlükleri ve demoktatik siyaset yapma taleplerine imkan tanınması mutlaka değerlendirilecektir diye düşünüyorum.
Beklentiler, Türkiye’de PKK terörünün bitmesi ile birlikte, özellikle Güney Doğu Anadolu bölgesinde huzursuzlukların sona ermesi, yatırımların artması, ekonomik ve sosyal kalkınma ile gelişmenin hızlanmasıdır.
Böylece, bölgede istihdam artacak, işsizlik azalacak, kişi başına düşen milli gelir yükselecek, göç azalacak ve bölge halkının refahı artacaktır.
Elbette ki, terörün bitmesi ile, tüm ülke rahatlayacak, huzur artacaktır. Ülkeye daha fazla turist ve yabancı yatırımcı gelecektir. Türkiye’nin terörle mücadeleye ayırdığı kaynaklar, halkın ihtiyaçlarına, ekonomik ve sosyal yatırımlara ve kalkınmaya harcanacaktır. Bu bağlamda, bütçe üzerindeki yük de azalacaktır.
Temennimiz, sürecin olumlu ilerlemesi, terörün bitmesi ve kalıcı barışın sağlanmasıdır. Bunu sağlayacak olan da Kürtlerin bu süreçte izleyeceği yol ve Türkiye Hükümeti’nin de izlenen bu yol karşısında yürüteceği politika ve yaklaşımları olacaktır.