Papaz Loukas’ın dansı
Trodos köylerinden ya da eski Lefke kazası köylerinden Pedula’da Kiraz Festivali’ndeydik…
Elbette bizimkilere çok benzer yanı var ama bizimkilerden çok farklı özellikleri de var…
Bir kere, yabancı turist kaynıyor!
En büyük fark burada…
-*-*-
Haaa restoranlarda çalışanlar, artık bizdeki gibi daha çok Asyalı, mesela Pakistanlı…
Ama esnaf ve iş yeri sahipleri tamamen Pedulalı!
-*-*-
Nüfus yapısının değiştirilmesi falan diye bir durum söz konusu değil!
Efendim yabancılar Pedula’dan ev alamıyor mu?
Mutlaka alıyordur da malın – mülkün sahibi – alan ya da satan da “yasal hak sahibi”…
İşgal, izinsiz kullanım, TMK, iade, takas, eşdeğer, mahkeme, AİHM falan yok!
-*-*-
Ve be arkadaş, bu kalabalık, bunca insan ve yere çöp atan tek bir deli olmaz mı?
Bunca alkol tüketimi, bir birine bağıra çağıra konuşan insanlar ama bir tek kavga çıkmaz mı?
-*-*-
Bilen bilir, Kalapaniyotis, Mutulla ve Pedulla adlı Marathasa Vadisi’nin bu üç enfes köyü, Aplıç Kapısı’ndan Lefke’yle komşu!
-*-*-
Köy içi yollar daracık!
Ve böyle festival dönemlerinde trafik içinden çıkılmaz hal almış durumda!
-*-*-
Ne yapıyorsunuz?
Herkes aracını uzaklara park ediyor; yer yapılmış ve minibüslerle, gönüllü trafik elemanları ve çok çok az sayıda polisle maç idare ediliyor…
-*-*-
Öğleden akşama kadar yerel dans grupları, lokal sanatçılar sürekli sahnede…
Can sıkmayan yerel tezgahlarda esnaf satış yapıyor…
Herkese gönüllüler kiraz ve kiraz reçeli ikram ediyor…
Ve köylü, kiraz yanında kayısı, şeftali, erik ve bilimum yaz meyvelerini satıyor…
-*-*-
Akşama da yemekli eğlence!
Okulun bahçesinde…
Katılımcıların tamamına yakını ya Pedulalı ya bölgeli…
Önemli sayıda yabancı da var…
-*-*-
Ve Papaz Loukas…
-*-*-
50 – 60 arası yaşta; gözlüklü; tabii ki sakallı ve cübbeli…
Sürekli gülümsüyor…
Ve aniden onlarca kişi ile birlikte sahnede “Kıbrıs”ı oynuyor!
-*-*-
Bağırarak- sahnedeki şarkıcıya eşlik ediyor; yüzündeki gülümseme hiç eksik olmadan, şarkı boyunca alkışlarla dansını sürdürüyor…
-*-*-
İzleyenlerden biri ülkenin içişleri bakanı…
Kimse adamın yanına yanaşmıyor, çocuğuna iş, gelinine kredi, akrabasına arsa talep etmiyor!
Vatandaşlık isteyen hiç yok!
Hatta adamı neredeyse kimse tanımıyor da takmıyor da!
Tek başına gelmiş, bir kişiyle birlikte ya da; O’nunla ayrılıyor yemeğini yedikten sonra…
-*-*-
Koruma yok, protokol yok…
Herkes, ama herkes eğleniyor…
Ve çok üzülüyorum bunu gördüğümde ama herkes üzerinde eğlendiği toprağın yüzlerce yıldan beri sahibi!
-*-*-
Etkinliğe Yunanistan’ın Lefkoşa Büyükelçisi katılıp, “Kıbrıslı Rumlara uygulanan ambargoları” falan dile getirmiyor!
Yunanistan’ın Lefkoşa Büyükelçisi, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi gibi, “İzolasyonlar insanlık suçudur” diyerek; bu izolasyonların kaldırılamamasında ülkesinin neredeyse yüzde 100’lük suçunu örtme çabasına girip da propaganda yapmıyor!
-*-*-
Müzikler çalıyor!
Şarkılar söyleniyor!
Ve herkes eğleniyor!
Akşam kiraz likörlerini, zivanyalarını, biralarını içtiler; Dünya’nın domuzunu, kuzusunu, tavuğunu suvla diye yediler; bulgurla patatesle ve salatayla süslediler…
Pazar sabahı da kalkıp, Papaz Loukas ya da öteki papazlarla birlikte kilisede ayine gidecekler…
-*-*-
Haaa Yunanistan’dan bir züppe profesör gelip de bu toplumun yüzde 65’ine ahmak ve hain diyemez!
Üstelik bu züppe profesör, bunu yapmak için de Cumhurbaşkanı Hristodulidis’in seçim kampanyasından on binlerce dolar hediye de alamıyor!
Ayrıca bu züppe profesör kendi vatandaşını aşağılarken, Hristodulidis de geviş getiren inek modeli ağzını oynatıp gülümsemiyor!
-*-*-
Hayat devam ediyor…
Ne yazık ki bu çirkin hayatta savaşlar da oluyor…
Ülkeler bölünüyor…
Bölünenlerden biri de Kıbrıs…
Kıbrıs’ın, “Kıbrıs” kalan Güney kesiminde hayat, Kuzey kesimine göre daha düzenli, daha resmi, daha yasal, daha zengin, daha yeşil, daha bakımlı…
Kuzey’de sürekli yalan!
-*-*-
Bir büyüğümüz paylaştı, okudum…
Üzüldüm!
İstanbul’da bir İranlı, “İyi ki İsrail Mollaları vuruyor, belki rejim devrilir” falan demiş!
-*-*-
Tıpkı bizdekiler gibi; çirkin ve ahlaksız bir siyasi tavır!
Ülkesinde insanlar ölüyor; Amerika ve İsrail hatta galiba İngiltere İran’ı vuruyor ama bu adam “mollalar gitsin tamamdır” diyor!
Tıpkı bizdekiler gibi gerçekten!
Bizimkiler de tüm Kıbrıslı Türkleri yok edeceği açık olan “iki devletli çözüm” için 24 saat yalakalık – biat – itaat pozisyonunda!
Haaa bir de “koltuk sevdasından” tabii ki!
-*-*-
Çok üzülüyor insan!
Özellikle de belki de Dünya’nın en ortodoks insanı olabilir ama Papaz Loukas’ı dans edip bağıra çağıra – tüm ahaliyle birlikte şarkı söylerken izlerken, “müzik ve şarkı günahtır”larda uyuyan ve uyutan bizdeki bazılarını düşündükçe, kahrından ölüyor!
İran – İsrail!
Nereye kadar gidecek?
İngiltere de savaş uçağı gönderdi!
Tabii ki İsrail’den taraf!
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti “tarafsız” duruyor!
KKTC’yi geçelim!
-*-*-
İran, mesela İngiliz Egemen Üsleri diye Ağrotur’a da füze sallar mı?
Bilinmez!
Bilemem!
Siz de bilemezsiniz!
-*-*-
Ama bildiğim bir tek şey var; Azerbaycan ve Türkiye; İsrail – İran savaşında “dostluk” adına ciddi sıkıntı yaşayabilir!
-*-*-
Bunların hepsi varsayım ama son günlerde bizimkilerin Azerbaycan kardeşliği de hep boşa masraf olmuş olabilir!
-*-*-
İki ülkenin bir birini havadan vurması; gazetelerde ve televizyonlada iki ülkenin kayıpları ile ilgili inanılmaz farklı haberlerin yer alması ayrı bir kafa karıştırıcı!
Büyür mü?
Genişler mi?
Yayılır mı?
Kestirmek zor!
-*-*-
Hedef tüm İran mı?
Yoksa Hizbullah’ın “sahibi” molla rejimi mi?
Yani rejim yıkılır mı?
Irak’ta – Libya’da yıkıldığı gibi, “rejimin gitmesi” – tam yıkım – mutlak yıkım mı?
Gerçekten bilemem!
Kimse de bilemez!
İzliyoruz!
Elbette endişeyle ama yine de henüz bize dokunmadığı için yılan; yaşıyor yani!
Pedula’da Papaz Loukas… Dansını izledim, videosunu çektim… Hastasıyım… Helal!