1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Öğretmen Olmak
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Öğretmen Olmak

A+A-

Baş döndürücü hızla yaşanan teknolojik değişim, en çok meslekleri etkiliyor. Bugün var olan mesleklerin bazıları bundan 10 yıl önce ya yoktu ya da henüz adı biliyordu… 10 yıl sonra öne çıkacak mesleklerin neler olacağını ise şimdiden kestirmek neredeyse imkansız… Başka bir ifadeyle bugünün okullarında verilen eğitim, çizgileri çizilmiş basmakalıp bir hayata değil, tarifini bile yapmadığımız gelecek içindir.

Şüphesiz “öğretmenlik” mesleği de bizi sersemleten bu değişimden payına düşeni almaktadır. Ne var ki sanılanın aksine, teknolojik gelişmeler karşısında diğer mesleklerde olduğu gibi öğretmenin önemi azalmamış, aksine artmıştır.  Ancak öğretmenlik mesleğinin taşıması gereken özellikler temelden etkilenmiş, öğretmenin rolünü çok büyük oranda değiştirmiştir.

Bu nedenledir ki toplumun ihtiyaç duyduğu öğretmenin ne kadar olması, hangi özelliklere ve yeterliliklere sahip olması gerektiği ne denli ciddi ve bilimsel bir planlamayla ortaya konulması gerekliliği kaçınılmazdır.

Eylül ayında başlayacak yeni eğitim dönemi için öğretmen münhalleri ilan edildi. Hem ilköğretim hem de genel ortaöğretim ve mesleki teknik öğretim kademeleri için her alandan sadece birer münhal var… Sadece bu durum bile öğretmen ihtiyacının doğru ve gerçek veriler üzerinden çalışmadığının ispatı niteliğindedir.

Ne yazı ki; 21. Yüzyılda yaşıyor olsak da KKTC’de öğretmen olmak, hâlâ aşağıdaki gibi algılanmaya devam ediyor:

  • Kısa yoldan kamuya kapak atmak,
  • Öğleye kadar çalışmak,
  • Bol ve uzun tatilleri olan bir meslek kolunda olmak,
  • Güçlü eğitim sendikalarının varlığı sayesinde üst düzeyde maaş ve özlük haklarına sahip olmak

Bu nedenlerden dolayıdır ki; her alandan mühendisler, mimarlar, ekonomistler, iletişimciler, siyasal bilimler okuyanlar hatta tıp mezunları bile kendi alanlarının dışında bir mesleğe ama toplumun kaderini etkileyen bir mesleğe girebilmek için canla başla uğraşmaktadır. Ve yine bu nedenlerden dolayıdır her yıl olduğu gibi bu yıl da 50’den az münhal için 2000’den fazla genç başvuruda bulunacaktır.

Oysa öğretmenlik mesleği yukarıda bahsedildiği gibi bir şey değildir. Ne yazık ki bugün ülkemizdeki öğretmenlik mesleği ciddi duygusal yıkım ve tükenmişliğin yaşandığı bir meslek grubu haline gelmiştir.

Öğretmenler; sağlıksız, kalabalık ve pedagojik olarak kontrol edilemez sınıflarda ciddi davranış sorunları yaşayan, küfürlü konuşan, argo ve kaba dil kullanan, öğretmenine saygılı olmanın ne demek olduğu bilmeyen öğrencilere istedik, doğru davranış kazandırmak için canını yiyor öğretmen ama buna karşın;

  • Demokratik olmayan, hiyerarşik ve merkeziyetçi bir yönetim tarzı ile karşı karşıya kalıyorlar,
  • Mesleki gelecekleri konusunda kendilerini güvensiz hissediyor, belirsizlik ve farklı engellenmeler yaşıyor, partizanlığı ve adam kayırmacılığı yaşıyor.
  • İhtiyaçlarını dikkate almayan bir yönetim anlayışını iliklerine kadar hissediyor.

Sözün özü, eğitimin en önemli yapı taşı olan öğretmenler, tükenmişlik hissini iliklerine kadar hissediyorlar.  

Öğretmenlik mesleğinin “meslek statüsünün” yükseltilmesinin, bir toplumun statüsünü yükseltmek demek olduğunu anlamalıyız.

Eğitim yönetiminin temel uğraşı; öğretmenden tasarruf etmek değil, tam aksine öğretmene yatırım yapmaktır. Kısacası ya öğretmenlik mesleğine yeniden itibar kazandıracağız ya da bir kuşağı kaybetme pahasına öğretmenlik mesleğinin ihtiyaçlarını görmezden gelmeye devam edeceğiz.


Anlayan Gülmece

Bekçi

Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak bir bekçi işe almaya kara verir. Bir süre sonra düşünülür ; “Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak.” Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere iki kişi işe alınır. Bir süre sonra ; “İşleri yapıp-yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz” diye düşünülerek İki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar. Daha sonra; “Bunların maaşları nasıl hesaplanıp ödenecek” diye tartışılır ve bir muhasebe şefi, bir katip, bir de istatistikçi işe alınır. Derken; “Peki bunlardan kim sorumlu olacak” diye düşünülür ve bir müdür ve iki de müdür yardımcısı işe alınır.

Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır…


Okumuş muydunuz?

Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı bir sonuç beklemek aptalıktır.

Albert Einstein

Bu yazı toplam 970 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar