1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Normalmiş Gibi Yapmak
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Normalmiş Gibi Yapmak

A+A-

Bir kurbağayı kaynayan suyun içine bıkarsanız, hemen kendini dışarıya atmaya çalışır. Ama eğer, aynı kurbağayı oda sıcaklığındaki bir suyun içine bırakırsanız, öylece kımıldamadan durur. Suyun sıcaklığını yavaş yavaş artırdığınızda, çok ilginç bir şey olur: sıcaklık yükselirken kurbağa hiçbir şey yapmaz. (Aksine bu durumdan gayet memnunmuş gibi davrandığı da benzer deneylerde not edilmiştir). Onu dışarı fırlamaktan alıkoyan hiçbir şey olmadığı halde suyun içinde kalıp, haşlanmayı bekler… Çünkü kurbağanın, yaşamına yönelik tehditleri algılayan sinir sistemi, onun çevresindeki sadece ani değişmelere göre programlanmıştır… Kurbağanın yavaş, tedrici gelişmelere göre herhangi bir tepki vermesi söz konusu değildir.

Yukarıda okuduklarınız insan davranışları literatüründe “haşlanan kurbağa deneyi” olarak adlandırılmaktadır. Bugün yaşadıklarımıza bakarsak toplum olarak haşlanmaya yaklaşan kurbağa gibiyiz:

Her şey yolunda, hiçbir sorun yok ve her şey normalmiş gibi davranmaya devam ediyoruz. Oysa hiçbir şey normal değil, her şey yoldan çıkmış ve her alandaki sorunlar diz boyu…

Ekonomi, sağlık, hukuk, çevre ve daha birçok alan, normalmiş gibi algılanan ancak hiç de normal olmayıp toplumun geriye götüren bir dizi soruna dönüşmüştür. Kuşkusuz bunların en önemlisini eğitimde yaşıyoruz. Yani sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de sorunlar yumağına çevirmeye ramak kaldı.

Okullarımız işlevlerini yitirmiş durumda. Çocuklarımızı bir üst eğitim kademesine hazırlayamadığımız gibi hayata da hazırlayamıyoruz.

Yakın gelecekte karşılaşacağımız yerel, ulusal ve küresel problemler önceki yüzyılların problemlerinden çok farklıdır. Bu problemler, 20. yüzyılın gerisinde kalmış koşullarına göre düzenlenmiş okul ve eğitim anlayışı ile çözülemeyeceği aşikardır.

Gelecek, hızlı teknolojik gelişmeler nedeniyle daha esnek, yaratıcı, karmaşık ve meydan okuyucu olacak gibi görünmektedir. Sahip olduğumuz eğitim sistemi, 21. Yüzyılın henüz başında iken bile gittikçe artan bir ivmeyle küreselleşen, karmaşıklaşan sorunların yanında, Kıbrıs Türk Toplumu olarak diğer dünya ülkeleri ve toplumlarıyla buluşma ihtiyacımıza yanıt verebilecek mi?

Yeni eğitim anlayışı; iş birliği yaparak takım halinde çalışabilme becerisi gösteren, eleştirel düşünerek karmaşık problemlerle uğraşabilen, sözlü ve yazılı iletişimlerle sunumlar yapabilen, teknolojiyi kullanabilen, yurttaşlık bilinciyle yerel, ulusal ve küresel sorunlarla uğraşabilen, bilimsel ve uygulamalı araştırmalar yapabilen ve yeni meslekler hakkında bilgi sahibi olan bireyler yetiştirmeyi öngörmektedir. Sahip olduğumuz eğitim sistemi böylesi bireyler yetiştirebilecek mi?

Okullar; etrafı duvarlarla sınırlandırılmış “bina” olmaktan çıkıp, sınırları geçirgen ve şeffaf olmalı, dünyadaki bilgi birikimine erişim konusunda; öğretmenler, öğrenciler ve genel olarak toplumla sürekli iletişim halinde olmalıdır.  Bizim okullarımız bu yaklaşıma göre yapılanmış mı?

Bütün bunlar yanında yaşadığımız bu adada, Kıbrıs Türk Toplumu olarak özne olmaktan her geçen gün biraz daha fazla uzaklaşıyoruz. Ve her şey normalmiş gibi davranıyoruz. Galiba haşlanmaya doğru gidiyoruz…

 


Aklınızda Bulunsun

Bugünün Çocukluğunun Doğası

ss2-013.jpg

Bugün çocukluğun doğası nedir? Çağdaş toplumlarda çocukların yaşamları yönelik daha iyi kamu güvenlik, fiziksel ve zihinsel sağlıkları için destekler sayesinde net bir şekilde iyileşmeler vardır. Ancak yine de birçok çocuğun akıllı telefonlara ve dijital dünyanın yürümeden veya konuşmadan önce sunduğu sınırsız fırsatlara erişimi vardır. Aynı zamanda, 21. yüzyıl çocukları daha fazla stres ve endişe duyuyor ve dijital dünyanın her yerde var olan doğası, çocukları okul bahçesinden evlerine kadar takip eden siber zorbalık gibi yeni riskler getiriyor.

Soruya dönersek: bugün çocukluğun doğası nedir? Bu durum, çocuğun değerine ilişkin felsefi uygulamalardan, çocukluğun sosyal ve politik yorumlarına kadar her şeyi kapsayan çok büyük bir sorudur. Bu anlamda yeni nesil eğitim sistemlerinin dikkate alması gereken “dönüştürülmüş çocukluk” bağlamı anlayışıyla dört ana temaya odaklanmaya karar verildi. Bunlar:

  1. Fiziksel sağlık,
  2. Duygusal refah,
  3. Dijital Teknolojiler
  4. Aile ve akranlar…

 


Bir Resim- Bir Mesaj

Her Yöne Bakmak

ss-128.jpg

Olaylara hangi açıdan baktığınız önemlidir.  Tek bir yönden bakmaya koşullananlar dolaylarının bütününü göremezler. Önemli olan her yönden bakabilmeyi başarabilmektedir.

 

Bu yazı toplam 927 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar