1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. "Mayıs sonrası %20-30 devalüasyon beklentisi var"
"Mayıs sonrası %20-30 devalüasyon beklentisi var"

"Mayıs sonrası %20-30 devalüasyon beklentisi var"

Deneyimli Maliye- Ekonomi Bürokratlarından Erkan Okandan, ülke ekonomisi, maliyedeki tabloyu değerlendirdi, Türkiye’deki seçim sonrasında yüzde 20-30 oranında devalüasyon beklentisi olacağına yönelik öngörüsünü paylaştı.

A+A-

Ayşe GÜLER

Deneyimli Maliye- Ekonomi Bürokratlarından Erkan Okandan, ülke ekonomisi, maliyedeki tabloyu değerlendirdi, Türkiye’deki seçim sonrasında yüzde 20-30 oranında devalüasyon beklentisi olacağına yönelik öngörüsünü paylaştı.

Okandan, “TL kullanımının yarattığı ciddi sorunlar var. Türkiye’deki Mayıs seçimleri sonrasında çok daha ağır sonuçlarla karşılaşacağız” şeklinde konuşarak, “Ülkede ciddi anlamda kötüye giden bir noktadayız. Gidişatın iyi olmadığı tabiri caizse kanayan yarayı durdurmamız tedaviye başlamamız gerekirken sadece tespit yapmakla vakit geçiriyoruz. Mevcut durumdan yürütmenin başındaki yani hükümet sorumlu sorumludur” dedi. Ancak ülkeyi yönetmeye talip olanlar da yani muhalefet artık tespitin ötesine geçip kapsamlı bir programla ülkede A’dan Z’ye mevcut durumdan nasıl çıkılacağı bu çerçevede gerekli yasal düzenlemeler, zaman takvimi ve hedeflenen noktayı hazırlamak zorundadır.

Su, et ve akaryakıt fiyatlarına zam geldiğini, Nisan ayında ciddi enflasyon beklentisi olduğunu dile getiren Okandan, “Döviz kurları yeniden hareketlenmeye başladı. Türk Lirası’ndaki değer kaybı piyasadaki tüm mal ve hizmetlere fiyat artışı olarak yansıyacaktır. Bunlar yaşandığında da maliye olarak toplumun satın alma gücünü koruyabilecek adımların atılmasında 2023 bütçesi yetersiz kalacaktır” şeklinde konuştu.

Okandan, Türkiye ile imzalanan protokol kapsamında kaynak aktarılması/aktarılamaması halinde bu yılki bütçe açığının 11 milyar 60 milyon TL’ye yükseleceğini ifade etti.

Kıb-Tek’in 6-7 milyon Dolar zarara uğratıldığına dair tespitleri içeren Sayıştay Raporuna da değinen Okandan, kurumda 3-3.5 yıldır yaşananların ülke için milat olması gerektiğini vurguladı, “Nizamnameyi uygulamayan, zamanında yakıt tedariğini sağlayamayan, makinelerin bakım onarımını yapıp emre amade olmalarını sağlama bir yana kötü yakıt nedeniyle hasar görmesine neden olan yöneticiler, politikacılar hepsi yargılanmalı çünkü tüm bunların bileşkesinde kurum çok ciddi zarara uğramıştır” değerlendirmesinde bulundu.


“Türkiye’deki seçim sonrasında yüzde 20-30 oranında devalüasyon beklentisi var”

 Deneyimli Maliye- Ekonomi Bürokratlarından Erkan Okandan, Türkiye’deki seçim sonrasında yüzde 20-30 oranında devalüasyon beklentisi olacağına yönelik öngörüsünü paylaştı, “TL kullanımının yarattığı ciddi sorunlar vardır. Türkiye’deki Mayıs seçimleri sonrasında çok daha ağır sonuçlarla karşılaşmamız sürpriz olmayacaktır” dedi.

Maliye Bakanı, kamu maliyesinin iyi durumda olduğu yönünde açıklamalar yaptı. Ama bir taraftan da borçlanmalar devam ediyor, maaş kesintileri gündemde… Gerçekten kamu maliyesinde durum ne?

“Bakan, kamu maliyesinin iyi olduğunu söylese de ekonomide bizi iyi şeyler beklemiyor. Kamu maliyesi ve ülke ekonomisi bizim doğru veya yanlış yaptıklarımızla ilintili olmakla birlikte; Dışsal faktörler vardır. Bunun en önemli etkeni de Türk Lirası kullanımıdır. Bu durumun sonuçlarının ülkede öngörülebilirliği yoktur. Ülkede ciddi anlamda kötüye giden bir noktadayız. Gidişatın iyi olmadığı noktada sadece tespit yapmakla vakit geçiriyoruz. Tabii ki bu durumdan yürütme yani hükümet sorumludur. Siyaset kurumu, ülkenin dertlerine çare üretemez noktaya geldi. Meclis’ten geçen yasalara bakıyoruz ülkenin en büyük sorunlarından olan kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması katkı sağlayacak olan Haziran 2019’da oybirliğiyle geçen 33/2019 sayılı yasa İyi İdare yasası gibi yasalar uygulanmıyor, hükümet tarafından getirilen yasa tasarılarının gerek komite safhasında gerekse mecliste görüşülmesinde birçok eksik/hatalı/murad edileni içermediği görülüyor. Bu sürdürülebilir bir yapı değildir. Her geçen gün kötüye gidiyoruz. Bunun maddi bedeli de halkın sosyal hayatındaki bedel de çok ağır olmaya devam edecek. Devlet, KDV geliri elde eder. Dahilide (içerdeki her ekonomik aktiviteden) ve ithalattan alınan KDV var. (Limanlarda İthalat aşamasında alınana KDV) Normal koşullarda ‘dahilide’ yani her ekonomik aktiviteden alınan KDV’nin daha fazla olması gerekiyor. Çünkü ithal edilen ürünün satış fiyatı son tüketiciye ulaşıncaya kadar en az 3-4 kez el değiştirerek ulaştığı için fiyatı artıyor dolayısıyla KDV’de artıyor. Buna ilaveten ülkede üretilen mal ve hizmetlerin KDV’si de eklendiği zaman Dahili KDV gelirleri çok daha fazla olması gerekirken 2019’da toplam KDV gelirlerinin yüzde 43,47’si ‘dahiliden’, yüzde 56,53’ü ise limanlardan alınan KDV’ydi. 2022’de ise dahilide alınan KDV gelirleri yüzde 22,76’ya geriledi, ithalattan alınan KDV ise yüzde 77. 74’e çıktı. Maliye iyi durumda mı? Yasalar uygulanmıyor. Türkiye bize para versin derdinde değilim. Yaşadığı doğal afetten dolayı zaten çok ciddi ekonomik sorunları olan Türkiye’nin ekonomik sıkıntıları daha da artmıştır. Kayıt dışı ekonomiyi, mutlak süratte kayıt altına almamız gerekiyor. Ticaret Odası Başkanı ülkede ‘çok ciddi kayıt dışı ekonomi’ olduğunu söylüyor. Maliye Bakanı ise kamu maliyesinin iyi durumda olduğunu dile getiriyor. Herkes maaşlarını asgari ücret veya bir tık üzerindeki ücretten beyan ediyor. Bu durum gerek kamu maliyesi gerekse Sosyal Güvenlik fonlarını olumsuz etkileniyor. Bu kayıt altında görülen ama gerçek ücretlerin beyan edilmemesi nedeniyle yaşanan kayıt dışılığın bir başka versiyonudur.”

 

Biz her şeyi yüzde 100 doğru yapsak, ekonomi düzelir mi?

“Her şeyi dört dörtlük yapsak bile dışsal faktörlerin KKTC ekonomisi ve dolayısıyla kamu maliyesine olumsuz yansımaları ciddi sorundur. En basit tanımlamayla öngörülebilirliği ortadan kaldırıyor. Hükümet dışsal faktör olarak sürekli pandemi, Ukrayna-Rusya savaşını, tedarik zincirindeki sıkıntıları dile getiriyor tamam bunların bir dönem olumsuz yansıması oldu. Ancak geçin bunları bir kenara… Esas dışsal faktör; Türk Lirası kullanımıdır. TL kullanımının yarattığı ciddi sorunlar vardır. Türkiye’deki yüksek enflasyonun nedeni, bunun kamu maliyesinin gelirlerini göreceli olarak artırmakla birlikte (adaletsiz dolaylı vergiler aracılığıyla) transfer harcamaları nedeniyle ciddi anlamda artırmış olup ülkedeki gelir dağılımında da olumsuz etkileri oldu ve olmaya devam ediyor. Mayıs seçimleri sonrasında da kurlarda yaşanması muhtemel hareketle çok daha ağır sonuçlarla karşılaşmamız sürpriz olmayacaktır.”

 

► Neden Euro kullanmaya geçemiyoruz?

“Vatandaş bu uygulamaya geçti. Bankadaki mevduatların yüzde 80’i döviz… Hükümet ne yaptı? Türkiye ile protokol imzaladı. TL’nin kullanımının yaygınlaştırılması, dijital TL’ye geçileceği yazıyor. Ama dönüp kendi de DİBS ihracında dövizi tercih ediyor! Son 4 yıl içinde Türkiye ile imzalanan protokoller ne oranda yürürlüğe girdi? Sadece kaynak aktarımı değil, taahhüt ettiklerimizi ne kadar yapıyoruz? Taahhüt edilenler ülke gerçekleriyle diğer mevcut yasalarımızla uyumlu mu? Örtüşüyor mu? Türkiye, taahhüt edilenler yapılmadığı için kaynak aktarımının yapılmadığını söyler. Ancak ben aynı görüşte değilim. Biz yapsak bile Türkiye adaya kaynak aktarımından uzaklaşmaktadır, aktardığı kaynaklar içinde belirleyici kendisinin olmasını istemektedir.”

 

Türkiye’den ciddi anlamda enflasyon ithal etmiyor muyuz?

➢ “Evet, ediyoruz. Türk Lirası baskılandı, döviz kurlarının geldiği nokta ortada. Türkiye’deki seçim sonrasında yüzde 20-30 oranında devalüasyon olacağına yönelik beklenti var. “

 

Peki, Euro’ya geçişle ilgili ne yapmak, nasıl adım atmak gerekiyor?

“Ben, mevcut hükümette öyle bir irade göremiyorum. Bunu, muhataplarına anlatma cesareti bile görmüyorum. Türkiye’nin izlediği para politikasının TL kullanımı nedeniyle KKTC ekonomisine olumsuz yansımalarını aktarmıyor/aktaramıyorlar. Gidip TL kullanımını yaygınlaştıracağız diye imza atıp sonra da kamu maliyesi yabancı para birimiyle DİPS ihracında bulunuyor.”

 

Peki, ülke ekonomisi nereye gidiyor?

“Ülkenin iyi bir noktaya gitmediği ortada. Bunun, birkaç ana nedeni vardır. Bunun bedelini toplum olarak hep birlikte ödeyeceğiz. Bizi yönetenler, yönettiklerini zannedenler, yönetenleri denetlemekle yükümlü olanları doğru seçmediğimizden dolayı ülkenin içine geldiği durum ortada. Bir de dışsal faktörler var. Dünyada pandemi ki geride kaldı, Ukrayna savaşı, tedarik zincirlerindeki aksamalar var ama bizi dışsal faktörlerde en çok etkileyen ana faktörTürk Lirası kullanmamızdan dolayı yaşadığımız yüksek enflasyon ve öngörülebilirlikten uzaklaşmamızdır. Düşünün bütçe yapıyorsunuz bütçe daha onaylanmadan %25’i uçmuş ek bütçe ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bunu asla göz ardı edemeyiz. Çünkü Türkiye’nin doğru veya yanlış ki herkes gibi bence de yanlış para politikasının olumsuz yansımaları bize katmerli olarak yansıyor. Elektrik ve akaryakıta gelen zamların uluslararası borsalardaki fiyat artışları yanında ana nedeninin TL’nin değer kaybından dolayı olduğu ortadadır. Sadece bu 2 kalemde gelen fiyat artışları nedeniyle ülkedeki tüm mal/hizmetlerin fiyatı çarpan etkisiyle anında artmaktadır. Sonuç yüksek enflasyon ve kamu maliyesinin transfer harcamalarında artış. Gelir dağılımında bozulma Çünkü ülkedeki tüm ücretlilerin maaşı ne yazık ki kamu çalışanı, kamu ve sigorta emeklileri gibi EŞELMOBİL ‘in geriden de olsa kısmi koruma şemsiyesinin altında değil. TC’nin imzalanan protokol sonrasında 8 milyar TL kaynak aktarımı yapacağına/yapabileceğine inanmıyorum. Zaten 3 yıldır, imzalanan protokollerde de taahhüt edilen kaynaklar aktarılmadı/aktarılamadı. 8 milyar TL aktarılsa dahi 2023 bütçe öngörüsüne göre 3 milyar 60 milyon TL daha bütçede açık olacağı öngörüldü.”


“Türkiye’den kaynak gelmezse, bütçe açığı 11 milyar 60 milyon TL olacak”

Okandan, Türkiye ile imzalanan mali protokol kapsamında 8 milyar TL kaynak gelmemesi halinde, 2023 yılının bütçe açığının 11 milyar 60 milyon TL olacağını söyledi.

Ekonomiyle ilgili iyimser olmayan bir tablo varken, bu yılki bütçe açığı öngörüsü nedir?

“Maliye Bakanı Alişan Şan, Türkiye’den kaynak gelmezse 2023 yılı bütçe açığının 8 milyar TL olacağını söylüyor. Türkiye’den 8 milyar TL kaynak gelse bile 3 milyar 60 milyon TL daha iç kaynaklardan tedarik etmemiz gerekir. Ya iç borçlanma ya da vergilerin artması gerekiyor. Yani Türkiye’den kaynak gelmezse bütçe açığımız 11 milyar 60 milyon TL’dir.”

erkan-okandan-2.jpg

İlk 6 ayda hayat pahalılığı oranı ne olacak?

“Temmuz’da hayat pahalılığının yüzde 34.5 olacağına yönelik öngörü bütçede var. Bu, gerçekçi bir rakamdır. Su fiyatlarına ciddi artış yapıldı. Ama bu artış, Mart enflasyonuna yansımayacak. Çünkü her ayın 25’inde endeks kapanır. Yansımayı Nisan ayında göreceğiz. Et fiyatlarına zam geldi. Kurdan dolayı birçok üründe fiyat artışı oldu, olacak. Nisan’da ciddi enflasyon bekliyorum. Döviz kurları yeniden hareketlenmeye başladı. Türk Lirası’ndaki değer kaybı piyasaya yüksek enflasyon olarak yansıyacak. Bunlar yaşandığında da maliye olarak satın alma gücünü geriden de olsa kısmen koruyan EŞELMOBİL ile korunacağı için kamu maliyesinin transfer giderleri artacaktır. Ancak yaşanacak tüm olumsuzlukları giderecek bütçe imkanlarının olmadığı da ortada. Özetle Enflasyonda ilk 6 ayda yüksek bir rakam çıkacağı ortada…”

 

Yasa 2019 yılında hayata geçmesine rağmen, kredi kartlarıyla yapılan harcamalara verilen %1 KDV iadesinin 3.5 yıl sonra, Aralık 2022'te başlanmasına yönelik de eleştirileriniz var…

 “Maliye Bakanı, banka ve kredi kartlarıyla yapılan harcamalara verilen %1 KDV iadesi ödemelerine Aralık 2022’de başlandığını söylüyor. Ancak yasa, Haziran 2019 yılında hayata geçti.

Örneğin ben yeni kredi kartı aldım. 2020, 2021 ve 2022 yılındaki kredi kartlarım elimde yok. Peki, bana iadeler nasıl yapılacak? Yasaya göre; iade ödemelerinin harcama yapılan kredi kartlarına yapılması gerekiyor. Kartlar yok. İlgili bakan, yasanın neden uygulanmadığına yönelik kusura bakmasın ama trajikomik açıklamalar yapıyor. Devletiz diyoruz ama yasama organından oybirliğiyle geçen yasayı uygulayamıyoruz gerekçe de harcamalardaki kuruşlarla ilgili sorun varmış! 4 sene oluyor giderilemedi ve şimdi biz bu yapıdan KAYIT DIŞI ekonomiyi kayıt altına alacak diye beklenti içerisine girelim yani… İyi İdare Yasamız var. Devleti zarara uğratanlardan da hesap sorulmalı. Bir yanda ciddiyetten bahsediliyor ama hayata geçen yasalar uygulanmıyor. Biri uygulamaz, diğeri uygulattıramaz. O zaman vatandaş olarak benim siyaset kurumundan beklentim olabilir mi? Benim yoktur… Bu durum gittik sonra çok üzgünüm ama toplum nezdinde çok fazla kişiyi etkisi altına alıyor.”


“1 yıl önceye göre ithal edilen Euro Diesel fiyatı yüzde 32 düştü, pompa satış fiyatları yüzde 5 geriledi”

Okandan, ülkeye ithal edilen Euro Diesel CİF fiyatında 1 yıl öncesine göre % 32 düşüş olmasına rağmen, pompa satış fiyatında yalnızca % 5.25 gerileme olduğunu belirtti.

Akaryakıt fiyatlarında artış olmasına rağmen ülkeye gelen petrol fiyatında gerileme olduğu da gündeme getirildi. Ortada nasıl bir tablo var?

➢ “31 Mart 2022’de Euro Diesel’in CİF fiyatı 1084.25 Dolar’dı. Türk Lirası karşılığı ise 15 bin 898 TL’ydi. O günkü Dolar kuru ise 14.66 TL idi. 30 Mart 2023’te ise Euro Diesel’in CİF fiyatı 731,00 Dolar. Türk Lirası karşılığı ise 14 bin 020 TL’ydi. Dolar kuru ise 19.18 TL. 31 Mart 2022’de Euro Diesel satış fiyatı 19.79 TL, 29 Mart 2023’te ise 18.75 TL. Ülkeye ithal edilen Euro Diesel’in CİF fiyatında % 32 düşüş olmasına rağmen, pompa satış fiyatında yalnızca % 5.25 gerileme oldu. Bunun sebebi Türk Lirası kullanmamızdır. Pandemi, Ukrayna savaşı hikayedir… 14 Mayıs’tan sonra Dolar kurunun 25 TL’yi göreceği bekleniyor.” Son 1 yılda baskılanmasına rağmen 4,5 TL civarında TL’nin değer kaybının sonuçları ortada doların söylenildiği gibi 25 TL gibi rakamları görmesi halinde yaşanacakları artık tahmin edin…

 

Peki, biz ne yapabiliriz? Nasıl önlem alacağız?

“ İki TOMA tipi araç geldi, onlarla önlem alacağız… İnsanlar, üreticiler, emekçiler infial halinde… Durum bu noktada… Beni yönetenler, Türkiye’ye bu durumu aktarmalı. Ama aktarmazlar/aktaramazlar. Böyle bir iradeleri de öngörüleri de yok… Bakanlar Kurulu listesini Cumhurbaşkanına sunmadan önce Ankara’dan icazet alma adına elçiliğe sunan siyasi yapı bunu aktaramaz.”

erkan-okandan-1.jpg


KIB-TEK meselesi…

“Kıb-Tek’te 3-3.5 yıldır yaşananlar,  ülke için milat olmalı”

Okandan, “Kıb-Tek’te 3-3.5 yıldır yaşananlar, ülke için milat olması gerekiyor. Nizamnameyi uygulamayanlar, ekonomik akıldan yoksun finans yönetimi, yakıt tedariğinde yaşanan tuhaflıklar nedeniyle kurumu çok ciddi zarara uğratan tüm yöneticiler, politikacıların hepsi yargılanmalı” dedi.

► KIB-TEK’te mali tablo neden düzelmiyor? Yakın zamanda kurumun 6,7 milyon Dolar zarara uğratıldığına dair Sayıştay raporu var. Bu konuda ne yapılması gerekiyor?

“Toplum olarak tespit yapma noktasında dünya şampiyonu ama hastalığı tedavi anlamında dünya sonuncusuyuz… İyi İdare Yasası altında, Kıb-Tek’in icraatlarından dolayı zarara uğradığı gerekçesiyle herhangi bir vatandaş gidip yargıya başvurabilir. Kıb-Tek’te 3-3.5 yıldır yaşananlar, ülke için milat olması gerekiyor. Nizamname gibi yasal mevzuatı uygulamayan, idari olarak ekonomik akıldan yoksun finans yönetimi, yakıt tedariğindeki hatalar nedeniyle kurumu ciddi anlamda zarara uğratanlar ayırt etmeksizin statüsü görevi ne olursa olsun yargılanmalı.”

 

Sizin görevde olduğunuzda kurumun mali durumu nasıldı?

“ 2018 yılı kurum yılı kar ederek kapatmıştı. 2019 yılının Mayıs ayında görevden ayrıldık. O tarihten sonra sırasıyla kurumdan sorumlu bakanlar sırasıyla Hasan Taçoy, Erhan Arıklı, Sunat Atun ve Başbakan Ünal Üstel olmuştur. Gelinen noktada vaziyet ortada… Niye AKSA’ya olan borç bu noktaya geldi? Neden kredi alınmadı ve daha yüksek faizle (piyasa kredi faizleri %9-11 bandında iken)  AKSA’ya %16,2’den temerrüt faizi ödeme yapıldı? Düşünün ki; 2023 yılı bilançosunun kabul edildiğine yönelik Resmi Gazete’de Bakanlar Kurulu kararı var. Ancak kurumun 2021-2022 bilançosu hala yayımlanmadı. 2019-2020 yılları için ise bağımsız murakıbın gelir-gider rakamlarına ulaşılamadığına dair tespit var. Banka kredi ve mevduat hesaplarının tümüne %100 doğrulama temin edilemediğine dair bilançoda yazılı tespiti var. Eski bakanlardan Sunat Atun’un nizamnameye uyulmadığı gerekçesiyle kurumun zarara uğradığına dair resmi basın toplantısında kurumdan sorumlu bakan olarak söylemleri ortada…”

yd-destek-gorseli-2-20230403124149.jpg

FOTOĞRAFLAR: Hüseyin ÖZBARIŞCI

Bu haber toplam 4547 defa okunmuştur