Kuzey Kıbrıs’ta ilaç sorunu günden güne büyüyor…
Devletin, vatandaşa sağladığı birçok ilacın eksik olduğu hususu, ülkemizde tartışılmaya devam ediyor. Bu ilaçları istediği zaman bulamayan hastalar ise , hem biyolojik hem de psiklojik olarak olumsuz etkileniyor ve tedavileri gecikiyor.
Sosyal devlet, hastaların tedavi ve ilaca ulaşmasını sağlamakla yükümlü olmasına rağmen, şu anda Hükümet bunları maalesef sağlayamıyor.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri ilaç sorunu yoktur derken, sektör temsilcileri ise, ilaç eksikliğinin arttığını belirtiyor. Hastalar ise en fazla mağdur olan kesim.
Basit ilaçlarla birlikte, yaşamsal önemi olan kritik ilaçlara da, devlet hastanelerinde her zaman ulaşmak mümkün olmuyor. Bu bağlamda, isyan eden hastalar ve hasta yakınları da, sorunlarını çözecek merci bulamıyorlar,
Özellikle kanser hastaları, ilaçlarını devlet’ de bulamadıkları zaman, eczanelerde bulabildiklerini parasını ödeyerek, temin etmeye çalışıyorlar. Peki, parası olmayan hastalar kanser ilaçlarını nasıl alacaklar?
Zaten hassas olan kanser hastaları , ilaç bulamayınca moral ve motivasyonları bozuluyor, iyileşme süreçleri gecikmeye uğruyor.
Türkiye’nin ilaç sorunu yaşamamak için, yurt dışına ihracat yasağı koyduğunu ve bizi de yurt dışı kategorisine dahil ettiği için, KKTC’ye de yeterli ilaç gelmediğini sektörden öğreniyoruz.
İlaç ithali talebimiz olduğunda, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kendi piyasasına bakıp karar veriyor. Eğer, ellerinde yeterince ilaç yoksa bize ihracat yapamıyor.
Bu konunun aşılması için, bizim Sağlık bakanlığı ve hükümet yetkilileri, TC ilaç kurumu ile temas kurarak girişim yapmalı ve ülkemize yeterli ilaç gelmesini sağlamalıdır.
Bu konuyu, sivil toplum örgütleri ve muhalefet partileri uzun zamandır gündeme getirmesine rağmen, Hükümet bu konuda yeterli girişim yapmadı.
Öte yandan, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, toplumda ilaç yokluğu ve kriz algısının bilinçli olarak yaratıldığını söyleyerek, depolarda yeteri kadar ilaç bulunduğunu, eksikliği dile getirilen birkaç ilacın da muadilleriyle veya farklı dozajlarda mevcut olduğunu belirtti.Ancak, bazı ilaçların geçici olarak stok dışı kaldığını da kabul etti.
Ayrıca , Türkiye üzerinden yapılan ithalatta küresel ekonomik faktörlerin etkili olduğunu ve ilaç Depolarının bazı siparişlere yanıt verememesinin nedenini de, Türkiye’deki ilaç sektöründeki zam beklentisine bağladı. Sektör temsilcileri ise, Bakan’ dan daha farklı açıklama yapmaktadır.
Bu bağlamda, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği’nin (KTEB) eski başkanı Umut Öksüz, ülkede yaşanan ilaç sıkıntısıyla ilgili olarak, krizin uzun süredir bilindiğini ancak yetkililerin gerçeği inkâr ettiğini ve Nisan ayında yaptıkları uyarıların ciddiye alınmadığını söyledi.
Özellikle, yeşil reçeteye tabi ilaçların uzun süredir temin edilemediğini, hastaların mağdur, eczanelerin çaresiz kaldığını belirterek, bu sorunun ancak Sağlık Bakanlığı’nın siyasi adımlarıyla çözülebilecek bir konu olduğunu söyledi.
Kuzey Kıbrıs’ta aylardır süren ilaç yokluğu, artık hastalar kadar sağlık çalışanlarını da çaresiz bırakıyor.
Son dönemde, özellikle kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan birçok ilacın temin edilememesi, eczacıların ve doktorların hastalara alternatif tedavi bulmakta zorlanmasına yol açıyor.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) ise, Sağlık Bakanının, ülkede ilaç eksikliği olmadığını dair söylemlerine karşın, ülkede, tansiyon, kanser, psikiyatri ve birçok kronik hastalıkta kullanılan ilaçlara erişimde ciddi sorunlar yaşandığını açıkladı.
Görüldüğü üzere, ilaç eksikliği, ülkemizin en önemli ve öncelikli sorunlarından biridir.Ama maalesef, aylardır bağıra bağıra gelen ilaç sorunu, ülkeyi yönetenler tarafından, yeteri kadar ciddiye alınmamakta ve çözülememektedir.
Bu sorunu aylardır çözemeyen ülke yöneticilerinin, sanki de bu sorun yokmuş gibi davranmaları da, vatandaşlar tarafından tepki ve kızgınlıkla karşılanmaktadır.
Önemli olan bir başka konu da, ilaçların takibini sağlayacak olan İlaç Takip Sistemi’nin (İTS) yıllardır hayata geçirilmemesidir. İTS’nin yokluğu ciddi denetim sorunlarına yol açmaktadır.
Bu çerçevede,sektörün sorunlarının çözlmesi için, yerli ilaç sanayinin geliştirilmesi, ilaç ithalatında tekelleşmenin önlenmesi, İTS’nin hayata geçirilmesi ve denetimlerin artırılması çok önemlidir.
Öte yandan, ülkemizde, temel tüketim maddelerinin fiyatı devamlı yükselip, halkın satın alma gücü düşerken, hastaların aradığı ilaçları, devlette veya eczanelerde bile bulamaması, onlarla birlikte yakınlarını da üzmektedir.
Sonuç olarak, Devletin sağlık hizmetleri güçlendirilmeli, doktor, hemşire, personel, ekipman ve ilaç eksikliği süratle tamamlanmalıdır. Bu bağlamda, Hükümet, 2026 yılı devlet bütçesinde, sağlık alanında ihtiyaç duyulan yeterli kaynakları mutlaka ayırmalıdır.
Devlet, toplumun her kesiminden ve gelir grubundan vatandaşlara ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini ve ilaç desteğini sağlamakla yükümlüdür. Bu da, en temel görevlerinden biridir. Gerisi lafü güzaftır ve hiçbir kıymeti yoktur.







