Kur korumalı mevduat kaldırıldı ama zararı da büyük oldu
Türkiye’de Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulaması sona erdi. Artık KKM hesabı açılamayacak, açılmış hesaplar yenilenmeyecek. Bu uygulama yaklaşık 3 buçuk yıldan fazla sürdü.
2021 yılında döviz kurundaki aşırı yükselişlere karşı uygulanmaya başlayan KKM sistemi, vatandaşların TL mevduatlarını korumak iddiasıyla başlamıştı. Devletin kur farkını üstlenmesiyle işleyen uygulama, yıllar içinde bütçeye büyük bir yük getirmişti. Şimdi bakalım, TL'nin değerini korumak amacıyla hangi yeni adımlar atılacak?
Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, 23 Ağustos’tan itibaren gerçek kişiler için KKM hesaplarında yenileme ve açılış işlemlerinin yapılmayacağı belirtildi. Tüzel kişiler için bu karar, zaten şubat ayında alınmıştı.
Kur Korumalı Mevduat’ın toplam bakiyesi, 2023 Ağustos'ta 140 milyar doların üzerine çıkarak zirve yapmıştı. KKM hesaplarının toplam büyüklüğü, sona erme kararının alındığı gün itibarıyla 11 milyar dolara kadar geriledi.
TCMB, Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış sürecinin başarıyla tamamlandığını, bu adımın para politikasının etkinliğini artırdığını ve Merkez Bankası bilançosundaki riskleri azalttığını vurguladı.
Yaşanılan süreçte, bankaların KKM yerine Türk lirası fonlamayı tercih etmeleri için gerekli maliyet düzenlemelerinin MB tarafından yapıldığı belirtildi.
Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, KKM ve Türk lirası mevduat için belirlenen zorunlu karşılık(ZK) oranları arasındaki fark ve ZK’ler için ödenen faiz tutarının, bankaların fonlama stratejilerini etkilediği belirtildi.
Bunun yanında, KKM hesaplarına uygulanabilen asgari faiz oranlarının kademeli olarak aşağı çekildiği ve KKM hesaplarına uygulanan faiz stopaj avantajına da son verildiği vurgulandı.
Yapılan bu düzenlemelerle birlikte, Türk lirası mevduatın cazibesinin korunduğu belirtildi. Böylece, 19 Ağustos 2025 itibarıyla, mevduatlar içinde KKM payı yüzde 1,8’e gerilerken, TL mevduat payı yüzde 60’ın üzerine çıktı.
Ayrıca, enflasyonda görülen gerileme ve Türk lirası mevduatın cazibesi KKM’den çıkışı olumlu etkiledi.
Merkez Bankası, KKM’den kademeli çıkış süreci ile birlikte, para politikası uygulamaları ile, bankaların Türk lirası fonlama maliyetine aktarımının güçlendiğini ve merkez bankası bilançosundaki risklerin azaldığını ve finansal istikrarın daha da güçleneceğini belirtti.
Hatırlanacağı üzere,2021 yılı sonlarında, enflasyon yüksek seyrederken, o dönem ki Merkez Bankası yönetimi faizleri düşürmeye devam ediyordu.
Ancak, kurlardaki yükselişi durduramayacaklarını anlayınca, yapılması gereken olan faizleri yükseltmek yerine, siyasi nedenlerle, çözüm olarak Maliye Bakanlığı ile işbirliği içinde KKM uygulamasına başlanmıştı.
Gelinen noktada, Kur Korumalı Mevduatı değerlendirdiğimiz zaman, Mevduatların dövize kaymaması, TL de kalması ve dövize talebin azalması için uygulanan bir yöntemdi.
KKM hesabına katılanlar, TL ya da döviz mevduat hesabındaki paralarını belirli bir vade ve faiz karşılığı KKM’ye yatırıyorlardı. Vade sonu geldiğinde, Merkez Bankası tarafından ilan edilen döviz kuru ile hesap açılışındaki döviz kuru arasındaki kur farkı, hesabın faiz getirisinden yüksekse kur farkı, faiz getirisi kur farkından yüksekse o zaman da faiz ödeniyordu. Bu şekilde mevduatlar, kurdaki değişmelere karşı korunmuş oluyordu.
Ekonomi politikası anlamında değerlendirdiğimiz zaman, KKM’nin rasyonel bir politika olmadığını söyleyebiliriz. Uzmanlara göre, 60 Milyar dolar civarında ekonomiye ve Kamuya bir zarar oluşturduğu söyleniyor.
KKM hesaplarının maliyetini bir dönem Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası birlikte karşıladılar. Daha sonra maliyeti sadece Merkez Bankası karşıladı. Bu durum, Merkez Bankasının bilançosunu çok kötü etkiledi. Maliye Bakanlığı bütçesi de çok olumsuz etkilendi.
Mevduat sahipleri bu uygulamadan memnun iken, Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı mali açıdan olumsuz etkilenmişti. 2022 yılında kâr etmiş olan Merkez Bankası, 2023 yılında yaklaşık 818 milyar TL, 2024 yılında ise yaklaşık 700 milyar TL zarar etmişti. Bu zararın en önemli nedeninin KKM olduğu, pek çok uzman tarafından da belirtilmektedir.
KKM uygulamaya başlayacağı zaman, finans ve ekonomi uzmanları bu uygulamanın yanlış olacağını uyarmıştı. Demek ki, bu tür rasyonel olmayan politikaların bundan sonra uygulanmaması gerekiyor. İnatla bir yere varılamıyor.
Sonuç olarak şunu belirtmek istiyorum. Ekonomi politikaları, bilimin işaret ettiği şekilde uygulanırsa doğru sonuçlar verebilmektedir. Bilimin dışına çıkıldığı zaman, ekonominin iyiye gitmediği, sapmalar olduğu görüldüğü zaman ise, hatadan dönmek gerekmektedir. Bu da bir erdemdir.
Oysa, 2021 yılı sonunda enflasyon artarken, faizlerin de artması gerekirken, inatla faiz düşürmeye devam eden Merkez Bankası, kurlardaki yükselişi görmesine rağmen hatadan dönmemiş ve dövize olan talebi azaltmak için, Kur Korumalı Mevduat uygulamasını başlatmıştı.
Mali sonuçlarına ve verdiği zarara baktığımız zaman, o dönemde ekonomi yönetimi ve MB, faiz hatasının üstüne, KKM uygulaması ile, bir başka hata daha eklemiştir.
Umarım, bu hatalardan ders alınır ve ekonomiyi, devlet bütçesini ve Merkez Bankası bilançosunu olumsuz etkileyen bu tür rasyonel olmayan kararlar bir daha alınmaz.







