Bireysel Silahlanma, Sanıldığı Kadar Bireysel Değildir
Cumhurbaşkanlığı seçim yasaklarına dakikalar kala Hükümet yapılabilecek en büyük hatayı yaptı.
Neyi, nasıl etkileyeceğini düşünmeden, hangi sisteme, hangi toplumsal yapıya zarar verebileceğine aldırış etmeden bir çırpıda 600 silah taşıma izni verdi.
600 ailenin evine ateşli silah girmesine onay verdi. O ailelerdeki çocukların, o çocukların sınıf arkadaşlarının nasıl etkileneceği hiç akıllara gelmedi bile…
Bireysel silahlanma, sanıldığı kadar bireysel değildir. Silah bulunduran ve taşıyanların, daha önce suça karışma ihtimalleri silahla hiç tanışmamış olanlara göre çok daha yüksek. Nitekim Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin (UNODC) 2020 raporuna göre silah bulundurma, şiddet içeren suçları ciddi anlamda kolaylaştırıyor, şiddeti ve saldırganlığı normalleştiriyor.
Eğitimi tartıştığımız bu sayfada “silah izni verilmesi” konusunun ne işi var diye düşünebilirsiniz. Hemen açıklayım:
Ülkeyi yönetenlerin gündemine pek girmiyor ama okullarımızdaki en büyük sorunun da şiddet olduğunun farkındasınız değil mi?
- Canın çektiğini yapan, çekmediğini yapmayan,
- Arkadaşlarına şiddet uygulayan, dalga geçen, küfürlü konuşan,
- Çevreyi kirleten, kullandığı eşyalara zarar vermeyi kendine hak gören,
- Sorumsuz davranışların tavan yaptığı, arkadaşlarına, ailesine ve öğretmenlerine sevgi ile yaklaşamayan, mutsuz ve bir o kadar da tatminsiz çocuklarımızın okullardaki sayısı her geçen gün artıyor.
Bütün bunları görmek gerçek eğitim sorunlarını gaile etmekle başlar. Ne var ki böyle bir gaileyi bugün ülkeyi yöneten anlayışta ara ki bulasın…
Bu anlayışın eğitimin geçek sorunlarını bilmediği gibi; ateşli silahlarla tanışan öğrencilerinde stres düzeylerinin uyum güçlüğü seviyesine ulaştığı, şiddet olaylarına maruz kalmanın veya tanıklık etmenin psikolojik gelişimlerini olumsuz etkilediği de bilmiyorlar.
Yoksa bütün bunları bile bile 600 silah taşıma izni verirler miydi?
Unutmayın; 21. yüzyılın bizden istediği ise sadece sınıfta öğrenilen akademik bilgi değil. Yani artık okul dediğimiz şey ders yapmak, sınavlara girmek değildir. Artık sorumluluk sahibi, empati, şefkat, takım çalışması, iş birliği yapabilenlerin tercih edildiği bir yüzyıldayız.
Çocukların evlerine silah girmesine izin verirseniz; onların eğitim ortamlarında güven duygusunu zayıflatıyor, şiddet duygusu artırıyorsunuz demektir.
Ya kararlıkla bugünkü anlayışı değiştirip eğitim sistemimizin ihtiyaç duyduğu dönüşümleri yapacağız. Ya da bu yapıyla yaşamaya devam edip, çocuklarımızın da bedel ödemesine sessiz kalacağız.

Anlayana Gülmece
Balık Baştan Kokar
Balık pazarında dolaşan yaşla adam bir balık tezgahına yaklaşıp, balıkları tek tek eline alıp kuyruklarını koklar… Bu durumu gören tezgahtar yaşlı adama seslenir:
- "Amca… Amca… Nedir yaptığın? Balık baştan kokar… Kuyruğunu niye kokluyorsun ki…”
- Adamcağız kendinden emin bir tavılar….
- “Biliyorum evladım… Koku zaten buraya kadar geldi… Ben, acaba kuyruğuna kadar kokmayan bir balık var mı diye bakıyorum…”
Okumuş muydunuz?
Küçük bir hatayı düzetme ki, ileride karşına çok büyük bir hata olarak çıksın.,
Benjamin Franklin







