1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Kulluk değil, insanlık…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Kulluk değil, insanlık…

A+A-

Önceki gün, dün için yapılmıştı KIB-TEK’ten duyuru; Proje çalışması nedeniyle bölgemizdeki elektrik 09.00 ile 13.00 arası olmayacaktı.

Herhalde o elektrik kesilmesinin ön provası! olsun diye bir gün önceden de elektrikler kesildi.

Hoş, artık ne zaman kesileceği, ne zaman geleceği belli olmadığı için kanıksadık bu durumu…

***

‘Eşit egemen iki devlet’ diye politika geliştirenler devletlerine elektrik için yakıt getirmekten aciz durumdalar…

Gerçi KIBTEK YK Başkan, 1.5 aylık yakıtın olduğunu söylüyor ama bu kez AKSA’nın ünitelerinde arıza başlamış. El-Sen, AKSA’nın sözleşme süresinin sonuna geldiği için kendisine olan bağlılığı devam ettirmek için arıza senaryoları yazdığını iddia ediyor ve Teknecik’e yatırım yapılmasını istiyor.

***

Sonuçta yakıtsız, elektriksiz, ilaçsız, parasız, herşeysiz…

Elektrik vermekten aciz, birilerinin atamaları olanlar, Birleşmiş Milletler BM Barış Gücü’nün Ada’da bulunma süresini kendilerine sormadan uzattığı için gücenmişler… Kıbrıs’ın güneyine ‘devlet’, kuzeyine ‘toplum’ muamalesi yapıldığı sürece gücenmeye devam edeceklermiş!

Amman, çok mühim!

Uluslararası alanda Kıbrıs Cumhuriyeti varken, KKTC yokken, BM kararlarına, uluslararası hukuka rağmen BM’nin KKTC’ye de ‘devlet’ demesini istemek hangi akla hizmet merak ediyorum.

Akıllarınca BM’yi kandıracaklar, Tahsin bey, Ünal bey ve de Ersin bey gücenmesinler diye KKTC’ye ‘devlet’ dedirtecekler de “bakın işte KKTC tanındı” diyecekler…

Rüyalarında görüyorlar galiba, sabahleyin de kalkınca BM’ye gücenme yazısı yazdırıyorlar…

***

Vah zavallılar… Ama ondan önce zavallı biz.

Neyle, kimlerle yönetiliyoruz!

Diyorum ama yine de şimdi seçim olsa oylarımızın çok önemli bir kısmının yine bu zavallı yöneticilere gideceğini de biliyoruz… Zavallılık galiba içimize işlemiş. Elektriksiz, yakıtsız, ilaçsız, parasız yaşamaya öyle alıştık ki tersini düşünemiyor, kesintinin olmadığı, ilaç sıkıntısının yaşanmadığı, cebimizdeki parayla refah içinde yaşayabileceğimiz bir ortamı hayal bile edemiyoruz.

***

Bu satırları yine elektrikler kesik bir ortamda yazıyorum. Çoğu zaman olduğu gibi… Laptop’umun şarjı bitmeden yazıyı bitirmeyi ve belki bir-iki dakika elektriklerin gelebileceği bir anı yakalayıp elektronik postayla yazıyı Gazeteye gönderebileceğim fırsatı yakalamaya çalışıyorum.

Biliyorsunuz; elektrikler gidince internet sağlayıcıları da iletişim sağlayamıyorlar. Memleket her yönden karanlıkları yaşıyor… Enerji yok, iletişim yok, üretim yok, düşünce yok, hizmet yok, gelecek için umut verecek politika yok.

Kulluk, kölelik, acizlik, zavallılık ve ne acıdır ki bu durumdaki kişilerin mutluluğu var. Basitlik diz boyu. Kendi acizliklerini, kulluklarını topluma da yaymaya çalışanlar makamlarında, özel arabalarında gülücükler dağıtarak geziyorlar, çağrıldıklarında gidiyorlar, bilmedikleri şeylere imza atıp geliyorlar, emirleri alıp uygulamaya çalışıyorlar.

Başka bir yerden atanan Din İşleri Başkanı’nın kendi ülkelerindeki kadınlara “kocanızın emirlerine uyup yatağına gireceksiniz” diye fetva vermesine bile sesini çıkaramayan, o atanmış kişiyi görevden alamayan, bir kelime bile edemeyen acizlikteki kişilerin benim yöneticim olmalarına o kadar içerliyorum ki!.. Bu gibi insanların artık o koltuklara seçilebilmeleri değil, toplumdan dışlanmaları, selam bile verilmemeleri, mecliste olmamalarının gerektiği bir zamandan geçiyoruz.

***

Ben istemiyorum. Ne kulluğu, ne emir erliğini, ne düşünce yoksunluğunu, ne hiçliği, ne yokluğu…

İnsanca yaşamak istiyorum. Bir ülkeyi de yönetebilecek ‘insanlar’ istiyorum. Ama bunun olması için de şu anki şartların olmaması gerekiyor. Yine yeniden dünyaya, AB’ye, çözüme ulaşacak yolları mutlaka bulmak, buradaki çamurun içinde debelenmekten vazgeçmek gerekiyor.

***

Şimdi elektrik var, yazıyı bitirdim, hemen göndermeliyim… Oh, yetiştirdim galiba! 

Bu yazı toplam 1198 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar