1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Kosova’da sözkonusu hastalık olunca, etnik bariyerler yıkılıyor...”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Kosova’da sözkonusu hastalık olunca, etnik bariyerler yıkılıyor...”

A+A-

Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı BİRN’den Ardita Zekiri ve Bubulina Peni’nin 11 Mart 2024’te yayımlanan ve “Kosova’da sözkonusu hastalık olunca, etnik bariyerler yıkılıyor” başlığı taşıyan yazıyı okurlarımız için derleyip özetle Türkçeleştirdik... Yazı özetle şöyle:

***  Çocuk hekimi Milorad Todoroviç, Kosova’nın doğusunda Sırplar’la Arnavutların birlikte yaşadığı bir bölgede doğup büyüdüğü ve herkesin birbirinin dilini konuşabildiği için kendini şanslı sayıyor. Günümüzde Gyilan kentindeki özel kliniğine sürekli olarak Arnavut kökenli Kosovalılar geliyor ve baktığı hastaların büyük çoğunluğunu Arnavut kökenliler oluşturuyor...

***  “Benim Arnavut öğretmenlerimin yeğenleri şimdilerde küçük hastalarımdır” diyor 63 yaşındaki Todoroviç. “Kimin tıbbi bakıma ihtiyacı varsa, saygıyla karşılanır ki buna Arnavut kökenli çocuklar da dahildir. Ben gerçekliği değiştiremem, huzursuzlukları tedavi edemem – benim işim, çocukların sağlığına odaklanmaktır” diye konuşuyor.

***  Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuciç ile Kosova Başbakanı Albin Kurdi başkanlığındaki iki ülke arasında yakın geçmişte siyasi tansiyon yükselmiş durumda – 2008 yılında Kosova bağımsızlığını ilan edip de Sırbistan bunu tanımayınca pek çok sorun çözümsüz kalmış ve bunlar şimdilerde tırmanışa geçmiş durumda...

***  Kosova’da bir bütün olarak Sırplar ve Arnavutlar, daha çok paralel hayatlar sürdürüyorlar... Sırp bölgelerindeki kamuya ait kurumlar, Sırp devleti tarafından finanse ediliyor ki buna sağlık hizmetleri de dahildir. Ancak iş hastalıklara gelince, pek çok durumda etnik bariyerler çöküyor...

***  “Savaştan önce de, savaştan sonra da ben hiç korkmadan ya da önyargıya kapılmadan Priştine’de Arnavutlar’ın çoğunlukta olduğu bir yerde tedavi gördüm” diyor Predrag Milanoviç... Kendisi Kosova’nın başkentinin hemen dışındaki Grakaniça’dan Sırp bir emekli... “Bizler Sırplar olarak Arnavut doktorlara gidiyoruz, Arnavutlar da Sırp doktorlara gidiyor” diyor.

***  1990’lı yılların sonlarında Kosova’da Sırp yönetiminin baskılarına karşı Kosova gerilla hareketi pasif bir direniş geliştirmişti – o dönemde kamu sektöründeki Arnavut kökenliler ya işten çıkarılıyor ya da kendileri istifa ediyordu. Arnavut dilindeki okullar da yeraltına iniyordu...  Sırbistan’ın saldırıları sonucunda yüzbinlerce Arnavut kökenli sivil ülkeden kovulmuş, binlerce insan katledilmiş ve bunun sonucunda Sırp kuvvetleri Kosova’dan çıkarmak maksadıyla NATO, 1999’da duruma müdahale etmişti. Kosova, Birleşmiş Milletler’in himayesine girmişti ancak tüm bu yaşananlardan ötürü güven duygusu dağılmış ve hala güven tesisi gerekiyor...

***  Tarih profesörü Muhammed Mala, “Kosova’da Arnavutlar’la Sırplar arasında güvensizlik duygusu açıktır ve bugün hala geçerli olduğu için tarihe bakmamız gerekir bunun için” diyor. İnsan hakları aktivisti Mila Mihayloviç ise özellikle kırsal bölgelerde durumun zor olduğuna işaret ediyor, “Bu sağlık kurumları bakımından imkanlara ulaşımın yanısıra, aynı zamanda resmi olmayan eğitim ve sivil aktivizm platformları açısından da geçerli... Elbette priştine gibi kentsel alanlarda durum çok farklıdır” diye konuşuyor.

***  Çerniça bölgesinde dünyaya gelen Todoroviç, 1990’lı yıllarda Gyilan kamu sağlığı merkezinde çalışmaktaydı, 1996’da buradan ayrılarak Eliksir adını verdiği kendi özel kliniğini açtı. Kliniğini açmasından bu yana, hem Arnavutlar’a, hem de Sırplar’a bakıyor... “Hem Sırplar’ın, hem de Arnavutlar’ın en azından ezici çoğunluğun birbirinin dilini konuştuğu bir çevrede doğmuş olmaktan ötürü şanslıydım” diyor Todoroviç.

***  İbar Nehri’nin kuzeyinde Sırbistan’la sınırı olan dört belediyede Sırp nüfus ağırlıkta... Ancak Kosova’nın diğer bölgelerinde çeşitli yerlere dağılmışlar ve Arnavutlar’ın çoğunlukta olduğu bu bölgelerde, en yakın kent merkezlerindeki hizmete bağlılar... Mitroviça kentinin kuzeyinde Sırplar, güneyinde Arnavutlar yaşadığı halde, Arnavut kökenli Kosovalılar, Kuzey Mitroviça’da büyük genel hastaneye gitmeyi tercih ediyorlar. Bu kentteki ana köprü trafiğe kapalı ve NATO barış kuvvetlerinden askerler tarafından korunuyor.

***  50 yaşındaki Hayriye Kemaçli, “Neredeyse on senedir fizyoterapi için Kuzey Mitroviça’daki hastaneye gidiyorum ben” diyor. “Ne kadar iyi karşılandığımı ve bana verilen şahane tedaviyi size anlatamam” diyor... Savaştan sonra aynı zamanda özel bir Sırp diş hekimine gitmekteymiş Hayriye Hanım...

***  Kosova’daki neredeyse tüm Sırpların, Sırbistan yurttaşlığı var, bu yüzden Sırbistan’da ücretsiz temel tıbbi bakımda hak sahibidirler ancak daha komplike tedaviler, devlet sigorta fonu tarafından karşılanmıyor genelde. Kosova’daki Sırplar daha fazla bürokrasi ve masrafla karşı karşıya kalabiliyor.  Gracaniça’dan emekli Milanoviç, böylesi konular nedeniyle Sırp bir arkadaşının Sırbistan’ın başkenti Belgrad yerine, Kosova’nın başkenti Priştine’de tedaviye gittiğine dikkati çekiyor... “Bir binadan düşmüştü ve kanamaları oluyordu” diyor Milanoviç. “Priştine’de tedavi gördü çünkü Belgrad’da ondan belgeler ve prosedürler nedeniyle para talep etmekteydiler” diyor.

***  Sırbistan devleti, Kosova’da Sırplar’ın çoğunlukta olduğu on belediyede ambulansları ve sağlık hizmetlerini finanse ediyor. Ancak İbar Nehri’nin kuzeyindeki dört belediye ile güneyindeki altı belediyenin verebilecekleri arasında büyük farklılıklar var – güneydeki Sırp toplumları küçük toplumlar, daha izoleler ve ağırlıkla Arnavut kent merkezlerine ihtiyaç duyuyorlar. Örneğin Priştine bölgesinde pek çok özel hastanenin hastaları arasında Sırplar da var, özellikle yakınlardaki Grakaniça veya güneydeki Strpçe’den...

***  Priştine bölgesindeki özel bir klinikten Arnavut kökenli Kosovalı bir doktor ise isminin açıklanmaması koşuluyla BİRN’e konuşuyor ve sürekli olarak Sırp hastaların kendisine gelmekte olduğunu anlatıyor. “Sırpça konuşmak da etnik bariyerlerin yıkılmasında bir avantajdır” diyor. “Her zaman Sırp hastalarım oldu ve hiçbir zaman herhangi bir sorunumuz olmadı, belki de bunun nedeni Sırpça konuşabilmemdir” diyor. “Sayıları artıyor, başka aile bireylerini ve arkadaşlarını da getiriyorlar bana. Sanırım dil sorunu genç kuşak için daha az sorundur, İngilizce iletişim kurabiliyorlar çünkü” diyor.

Todoroviç ise vefat etmiş olan meşhur Kosovalı Arnavut ürolog Şefket Mehmedi örneğini aktarıyor... “Ben onun hastasıydım ve Sırp hastaları da ona gönderdim, hayatının son gününe kadar onlara baktı... Hiçbir zaman eşit muamele görecekleri konusunda herhangi bir kuşku olmadı. Bugün bile çok büyük bir grup Arnavut doktor vardır ki Sırp hastalar onlara gönüllü olarak ve korkmadan gidip muayene oluyor” diye konuşuyor.

***  Kosova’nın doğusundaki Ranilug köyünden emekli hakim, yaşlı bir Sırp olan Vlastimir Dimiç ise zaman zaman Gyilan’da tedaviye gittiğini söylüyor... “Benim hekimin etnisitesine dair herhangi bir sorunum yoktur” diye konuşuyor.

***  Sırbistan’ın güneyindeki Presevo Vadisi’nden Arnavut kökenli bir kadın olan Flutra Aliu ise 2022’de Vranye’deki hastanede doğum yapmaktan başlangıçta kuşku duyduğunu ancak kendisine çok iyi muamele edildiğini anlatıyor. “Belki de Sırpça’yı anladığım içindi bu” diyor. “Hem benim, hem de bebeğimin hayatı tehlikedeydi hastaneye gittiğimizde ama onlar ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. İki Arnavut kadınla birlikte aynı koğuştaydım, onlara o kadar da iyi davranmamışlardı çünkü arada lisan bariyeri vardı ve çevirecek biri de yoktu” diye konuşuyor.

***  Aliu, Vranye’de doğum yapma nedeninin biraz da Kosova’da yaşaması ve Sırbistan’ın Presevo Vadisi’ndeki adresinin risk altında olması olduğunu anlatıyor – Presevo Vadisi’nde yaşamadığı için adresinin “aktif değil” diye deklare edilebilme riski varmış. İnsan hakları örgütlerine göre bu uygulama, Kosova’nın bitişiğindeki bölgede yaşayan etnik Arnavutları kötü biçimde etkiliyor. Ancak Aliu, Vranye’de doğum yaptıktan sonra Presevo Vadisi’ndeki adresini kaybetme riski altında olduğunu duyuran uyarı mektuplarını artık almamaya başlamış...

***  Son birkaç yıldan bu yana Belgrad ile Priştine arasındaki gerginlikler artıyor, özellikle kuzeydeki şiddet olayları, yerel toplumlar arasındaki güven tesisini dinamitliyor... “Sivil sektörde çalışan biri olarak hem bir önceki kuşağın, hem de bizim kuşağın barışı tesis etme çabalarının havaya uçurulduğuna tanik oldum” diyor Mihayloviç. “Bu da, gelecekteki güven tesis etme süreçlerine büyük bir tehdit oluşturuyor...”

***  Ancak Todoroviç, iyimserliğini koruyor... “Çatışmadan bu yana geşen 25 sene içerisinde ne tür sağlık hizmetleri sunabildiğimizi gösterdik” diyor. “Her akşam eve döndüğümde, o günkü çalışmalarımı gözden geçiriyorum ve kendime şu soruları soruyorum: Bugün ne gibi bir iyilik yaptım? Herhangi birine zarar verdim mi? İkinci sorunun yanıtı birinci sorunun önüne geçtiği anda, bu işi yapmaktan vazgeçeceğim...”

 

https://balkaninsight.com/2024/03/11/in-sickness-ethnic-barriers-in-kosovo-often-fall/?fbclid=IwAR39xPftA3uL4yxmGkq6bLaZoNa1-AN4zRlqH7jh52qQZ3HHyz4VDkfg__4

 

(BIRN’de 11.3.2024’te yayımlanan yazıyı özetle derleyip çeviren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).

mila-mihaylovic.png
Mila Mihayloviç

 


milorad-todorovic.png
Milorad Todoroviç

 

predrag-milanovic.png
Predrag Milanoviç

 

muhammed-mala.jpg
Muhammed Mala

 


kuzey-mitrovicadaki-hastane.jpg
Kuzey Mitroviça'daki hastane...

Bu yazı toplam 424 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar