1. YAZARLAR

  2. Ayşemden Akın

  3. KORE’DEKİ ‘SEKİYİ’ KIBRIS’TA ATLAMAK
Ayşemden Akın

Ayşemden Akın

KORE’DEKİ ‘SEKİYİ’ KIBRIS’TA ATLAMAK

A+A-

Dünya dün Kuzey ve Güney Kore liderlerinin tarihi kucaklaşmasına şahit oldu. Milyonlarca insan iki liderin yüzündeki mutluluğun fotoğrafını paylaştı. 1953 yılındaki Kore Savaşı'ndan bu yana bölünen ülkede, Koreli liderler imzaladıkları ortak deklarasyonla, "Kore Yarımadası'nda bundan sonra savaş olmayacak" dedi. İki Koreli lider, çatışmaların ardından 65 yıl sonra, Kore Yarımadası'nın nükleerden çekilmesini hedefleyen geniş çaplı ortak bir duyuruda birleşik Kore’nin normalleştirilmesi için atılacak adımları imzaladı. Kuzey’in ‘çılgın’ lideri Kim, Korelilerin, "tek ülke olarak yeniden bir araya geleceğini" söyledi, müzakerelerin yapıldığı Barış Evi’ndeki ziyaretçi defterine, "Şimdi yeni bir tarih başlıyor. Tarihin başlangıç ​​noktasında bir barış çağı…" diye yazdı. Heyecanlı anlardı...

Dünya basınından üç bin gazetecinin izlediği tarihi anlarda, iki lider ülkeyi ayıran sınır çizgisine yürüyerek kendi ülke sınırlarında durdular ve el sıkıştılar. Ardından Kuzey’in ‘çılgın’ lideri Kim, Güney’e adım atarak Moon ile el sıkışıp basın ordusuna poz verdi. Basın görüntü alırken ‘çılgın’ Kim, programda olmadığı halde Moon’u elinden tutup ‘sekinin’ üzerinden atlattı ve Kuzey’e geçirerek el sıkışıp poz vermesini sağladı. Saniyeler süren bu an karşısında Moon gülümsemekle yetindi. Kore halkı ülke merkezlerinde sokak ortasına kurulan dev ekranlarda ‘barışı’ izliyordu. Mutluluk gözyaşı döken barışseverler ve birbirinden ayrı düşen aileler için bayram günüydü.

Kore Yarımadası’nda bunlar olurken Kıbrıs Adası’nda ‘realistler’, Kore barışına sevinen ve Kıbrıs’ta barış isteyen ‘romantiklere’ karşı rövanş peşindeydi. Türkiye Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun güya bir hafta önce verdiği mülakat nasıl bir gazetecilik, yayıncılık anlayışıysa dün Doğan Haber Ajansı’ndan servis edildi. Habere göre Çavuşoğlu, 50 yıldan bu yana sürdürülen müzakerelerle yeni bir federal ortaklığın tesisinin amaçlandığını ancak bir sonuç elde edilemediğini söyledi ve “Rumlar, Kıbrıslı Türklerle ortak bir gelecek tasavvur edemiyorlar. Rum zihniyetinin birdenbire değişmesini beklemek de gerçekçi olmayacaktır” dedi. Biz bu satırları okurken Kore barış anlaşması imzalıyordu.

Hatırlıyorsunuz, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı etmişti bu lafı. “Rum tarafında zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var” demişti. TC’li Bakan Çavuşoğlu sanırım Sayın Akıncı’nın federasyon tezine olan bağlılığından memnun değil ki hepimize cevaben ‘çok beklemeyin, gelin başka şeyler konuşalım’ diyor. Bu da yetmezmiş gibi Elçilik aracılığıyla Çavuşoğlu’nun katıldığı Saray’daki toplantıda konuşulanlar çarpıtılarak siyasi mühendislerin maşası olan gazeteciler tarafından kamuoyuna sunuluyor.

Elli yıldır görüşüldüğü söylenen federasyon tezi Türk patentli olsa da hiçbir zaman Denktaş ya da Eroğlu tarafından gerçek anlamda savunulmadı. Bu da eder zaten yaklaşık kırk yıl. Tüm dünya biliyor ki Kıbrıs’ın kuzeyi 2004’te Talat’ın başlattığı görüşmelerin ardından süreci gerçek anlamda tartıştı, savundu ve referandumda ‘EVET’ dedi. Evet sonuç hepimiz için hayal kırıklığı oldu ama aradan geçen zamanda oluşan ve dayatılan sistem Kıbrıs’ın kuzeyi için içinden çıkılmaz, yaşanmaz bir hal aldı.

Dünya ile ilişkiye girmemizin tescilli tek yolu federasyon. Bunu bildikleri halde bize dayatılmaya çalışılan şimdiki modellerin tek amacı ise Kıbrıs’ın kuzeyini daha da etki altına almak. Kıbrıslıtürkleri bekleyen en büyük tehlike de bu. Bunu görmesi ve halklarına anlatması gereken ise Rum lider Anastasiadis ve Türk lider Akıncı...

Farklı dinlerine, dillerine rağmen birlikte yaşamış Kıbrıslıların neden yeniden birlikte yaşayamayacaklarını söylesinler bize.  Evet, Kore dün yeni ve hayırlı bir yola çıktı. “Yol ayrımı”, “Bu son”, “Zihniyet değişimi gerekli” gibi açıklamalarla kendisine oy verenleri hayal kırıklığına uğratan Cumhurbaşkanı Akıncı kimseye fırsat vermeden liderlik göstermeli ve Guterres Çerçevesi ile yaklaşılan sona cesur adımlarla noktayı koymalı. Kore başardıysa biz de başarırız.

 

Bu yazı toplam 3809 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar