İstikrardan asla ve katla taviz vermiyoruz!
Aşağıdaki tablodaki güzelliğe bakar mısınız!!!! YİNE 1. GELDİK!
Mayıs 2025 itibariyle KKTC'de yıllık enflasyon rakamı %39,88 oldu.
Aynı para birimini kullandığımız Türkiye'de İSE %35,41 oldu.
Tablodan görüldüğü üzere son 2 sırayı İSVİÇRE %-0,10 Güney Kıbrıs ise son 1 yıllık enflasyon oranı eksi %-0,20 ile aldı.
Kamuoyunda devletin gerçek/tüzel kişilerden tahsil ettiği vergiler 2 ana başlıkla ifade edilir.
1-DOLAYSIZ VERGİLER: Gerçek/tüzel kişilerin kazançları üzerinden tahsil edilen vergiler olup gelir vergisi ve kurumlar vergisi bu kapsamdadır. (Az kazanandan az çok kazanandan çok alınan)
2-DOLAYLI VERGİLER: Bu vergi türü de gerçek/tüzel kişiler tarafından ödenmekle birlikte dolaysız vergilerin aksine gerçek/tüzel kişinin kazancına bakılmaksızın ülkedeki en zenginle en fakirin bile aynı vergiyi ödediği vergilerdir. (Fiyat İstikrar fonu, KDV, Harçlar gibi)
Yazımız ve tablomuzun konusu olan enflasyon ise literatür de direkt vergi olarak tanımlanmasa bile birçok ekonomist tarafından en ahlaksız ve adaletsiz vergi olarak tanımlanır ki bende aynı görüşteyim.
Hele, hele içinde yaşadığımız bu ada yarısında özellikle dar gelirliler, Asgari ücretliler bu ahlaksızlığın ve adaletsizliğin dik alasını yaşamaktadır.
Nasıl mı yaşıyor? İstatistik kurumu tarafından açıklanan, Haziran enflasyonunun da 3 Temmuz tarihinde açıklanacağı enflasyon rakamı gibi özellikle son 2-3 yıldır açıklanan rakamların doğru ve gerçek enflasyon rakamları olduğunu iddia ediyorum bu ülkede hiç kimse kabul etmez.
Bu verileri açıklayan kurum çalışanları yöneticileri de dahildir. En azından kurum çalışanları ve yöneticiler mevcut hane halkı tüketici endeksi enflasyonu ölçme noktasında yetersizdir diyerek doğru enflasyon rakamları olmadığını teknik olarak kabul eder.
Velev ki yakın geçmişte çalışan hatası mı dersiniz, bilerek/isteyerek bazı verilerin eksik/yanlış işlendiğini bizzat kurumun en üst makamındaki kişi tarafından mecliste kurulan enflasyon rakamlarının araştırılması için kurulan geçici meclis araştırma komitesinde ifade edilmiş olup tutanaklara geçmiştir.
Eeeee madem tutanaklara rapora geçti sonuç ne oldu? Dediğinizi duyar gibi oldum. Heyecanlanmayın bir şey olduğu yok...
Bu sıcaklarda 1 bardak soğuk su iyi gelir herkese afiyet olsun.
Hal böyle iken ve yazımızın başlarında ENFLASYONUN'da aslında adaletsiz, hatta ahlaksız bir vergilendirme olduğunu belirtmiş ve bu olumsuz durumdan en geniş tanımlamayla,
Dar gelirlilerin etkilendiğini vurgulamıştım....
KKTC özelinde bu tezimi/iddiamı tablomuzda açık ara 1.'liği aldığımız tablodaki son 1 yıllık ENFLASYON RAKAMIMIZ %39,88 ve İstatistik kurumunun diğer resmi verileri üzerinden ifade etmek isterim.
İstatistik kurumunun açıklamış olduğu son 1 yıllık enflasyon verilerinin alt kırılımlarından,
ÖZEL KAPSAMLI ENFLASYON VERİLERİNE GÖRE:
KİRA ENFLASYONU: %68,93
HABERLEŞME: %69,18
DİĞER HİZMETLER: %58,37
TAZE MEYVE SEBZE: %49,82
Görüldüğü üzere her bireyin, her ailenin insanca yaşaması, sağlıklı beslenmesi, ikamet etmek için başını sokabileceği bir konut iletişim çağı olan 21. YY'da haberleşmedeki son 1 yıllık enflasyon oranları %39,88'lik yıllık enflasyon rakamından %9,94 ile %29,05 oranında çok daha yüksek oranlarda artışlar olmuştur.
Bu ülkeyi yönetenler yukarıdaki özel kapsamlı 4 başlıktan hangisini dar gelirlilerin, bunlara sahip olması/almasına/tüketmesine ihtiyacı yoktur diyebilir.
Yine istatistik kurumu verilerinden en zenginin de en fakirin de mutlak surette asgari de olsa yaşamı için tüketmek zorunda olduğu spesifik 4 maddenin son 1 yıllık fiyat artışlarına bakalım:
KUZU ETİ: %58,93
ELEKTRİK FATURASI: %45,11
BELEDİYELERİN SU FATURASI: %55,10
DAMACANA SU: %77,46
Hade bakalım bu ülkeyi yönetenlere 10 puanlık çok basit sorumuzu soralım: ÖZEL KAPSAMLI enflasyon rakamlarında olduğu gibi yukarıda insan yaşamı için olmazsa olmaz diyebileceğimiz 4 madde'den hangisini dar gelirliler almasın/tüketmesin?
Ben size söyleyeyim bu ülkede sadece dar gelirliler değil orta gelir düzeyinde olan ailelerin bile evine artık et kısıtlı miktarlarda girmektedir. Dar gelirli insanlarımız elektrik tüketmesinler mi? Gölgede 45 derece olan sıcaklıklarda evinde vantilatör bile çalıştırmasın mı? Kışın zaten orman fakiri olan ülkemizde odun mu yaksın?
Gelelim son 2 maddeye SU!!!!! sadece insan yaşamı için değil canlıların yaşamı, temizlik. hijyen için su olmazsa olmazdır. Son 1 yılda ne olmuş? Belediyelerin gönderdiği su faturaları %55,10 oranında yani yıllık enflasyon oranı olan %39,88'den tam 15,22 puan daha fazla artmış.
İşin kötü tarafı DSİ tarafından belediyelerin depolarına tonu 9,80 TL'den verilen suyun tonu %86,53 artışla 15 Haziran itibariyle tonu18,28 TL'ye çıkarıldı. Dolayısıyla belediyelerin Temmuz sonu göndereceği su faturalarında bu yapılan zam en iyimser tahminle ton fiyatına aynı miktarda yansıtılacağı için muhtemelen son 1 yıllık belediye su faturalarının artış oranı enflasyon oranının 2 KATINDAN FAZLA OLACAKTIR.
Damacana suya gelirsek yıllık enflasyon rakamı olan %39,88 rakamının NEREDEYSE 2 KATI KADAR (%77,46) ZAM GELMİŞ SON 1 YILDA....
Özetle ne yapsın insanlar daha doğrusu özellikle dar gelirliler daha az yıkansınlar, daha az çamaşır yıkasınlar, daha az temizlik daha az su içsinler bu mu çözüm!!!
Kesinlikle dramatize etmiyorum. Tam tersi resmi veriler üzerinden vurgulamak istediğim ENFLASYON denilen canavarın özellikle DAR GELİRLERİ MAHVETTİĞİNİ VURGULAMAKTIR.
Kamu ve kurum çalışanlarının maaşlarıyla kamu ve sigorta emeklilerinin yasa gereği (EŞEL MOBİL) 6 ayda bir geçmiş 6 ayın enflasyon rakamı 7. ayın sonunda maaşlarına yansıtılmaktadır. Bu bir maaş artışı değildir.
Yapılan düzenleme ücretlinin 7 ay önce almış olduğu birim mal/hizmet kadar yine alım yapabilmesini yani satın alma gücünün korunmasıdır.
Bu noktada kamu ve sigorta emeklilerinin maaşlarına yapılan düzenlemeler net olarak yansırken kamu/kurum çalışanlarının maaşlarına gelir vergisi ve sosyal güvenlik kesintileri nedeniyle zaten 7 ay geriden gelmenin yanında düzenlemeler emeklilerde olan düzenlemelerin aksine net olarak yansımamaktadır.
SON SÖZ: Kamuoyunda şimdiden TEMMUZ sonunda maaşlara yasa gereği yansıtılacak ilk 6 aylık hayat pahalılığının ki ilk 5 aylık oran %16,15 olup muhtemelen sürpriz olmazsa 6 aylık rakam %17,5-19,0 gibi bir rakam olacaktır. Kamu maliyesinin maaş giderlerinin ne kadar artacağı konuşulup/yazılmaktadır.
Evet doğrudur. Zaten mevcut durumda bile gelirlerinin giderlerini karşılamadığı ilk 6 ayda 12 milyar TL gibi bir rakam borçlanan maliyenin işi çok zordur. Yapılan borçlanmaların ağırlıklı olarak yabancı para cinsinden olması yani kur riski taşıması (Kurlar sürekli artıyor ve artacaktır) ilaveten alınan borçların itfasında yani geri ödemesinde ödenecek borç faizleriyle gerçekte borçlanılan rakam
14 milyar TL civarındadır....
Bu nedenle esas konuşulması/konuşmamız gereken YÜKSEK ENFLASYONDUR. Enflasyonun yüksek çıkmasının nedenleri nelerdir? buna odaklanmamız gerektiği kanaatindeyim.
Herkes eline kağıt kalem alsın ve kendi görüşüne göre enflasyonun yüksek olmasının ilk 3 nedenini yazsın...
BENİM LİSTEM:
1-TL kullanımının dolaylı ve direkt etkileri (Örnek: Emtianın dünya borsalarındaki fiyatı yatay hatta belli dönemlerde düşüş olmasına rağmen TL'nin değer kaybı nedeniyle akaryakıt ve elektrik tarifelerine gelen zamlar ve bu zamların çarpan etkisiyle tüm mal/hizmetlere gelen zamlar)
2-Devlet eliyle kamunun finansman ihtiyacı (Gereksiz istihdamlar, ihalesiz mal/hizmet alımlarını, savurganlık gibi giderlerini finanse etmek için) için dolaysız yani gerçek kazançlar üzerinden bir başka söylemle kayıt dışılığın üzerine gideceğine tam tersi gereksiz sık, sık yapılan vergi afları yanında dolaylı vergiler aracılığıyla yaratılan enflasyon,
3-Devletin denetleyici ve düzenleyici görevlerini neredeyse SIFIR düzeyinde yapması nedeniyle piyasadaki mal/hizmet sağlayıcılar ile aracıların ithalat ağırlıklı bir ülke olmamızın, dolayısıyla ithal ettiği malı sattıktan sonra bir sonraki ithalatta yerine koyamama riskini minimize etmek için mallarına önden yüklemeli yani olması gereken kar marjının üzerinde fiyatlandırmalar belirlenmesi ülkede suni pahalılık yaratıp enflasyona neden olmaktadır.
Bu arada bireyler olarak kendi listemizi yazabiliriz ki ben kendi listemi yukarıda yazdım. Ancak KKTC enflasyonunun diğer ülkelere göre çok daha yüksek (Türkiye ve KKTC hariç tablodaki diğer ülkelerdeki ortalama enflasyonu %2,44) olma nedenlerini başta yürütmedekiler olmak üzere bu ülkeyi yönetmeye talip olan tüm siyasi partiler kendi listelerini yazmanın yanında yine kendi listelerine giren olumsuzlukları nasıl gidereceklerini de 19 Ekim tarihindeki cumhur seçiminden sonra erken genel seçim öncesinde seçim manifestolarında BİLAL'e anlatırmış gibi kamuıyuna anlatsınlar paylaşsınlar ki bu toplum da sandığa gittiğinde oyunu ona göre versin.....
Bu noktada ülkedeki sivil toplum örgütleri, odalar, meslek örgütleri, hatırı sayılır sayıda olan üniversitelerimizin finans/ekonomi bölümleri siyasi partilerimize katkı koyma babında çalışmalar yapıp kamuoyunda paylaşmalıdırlar.