Hadeeeee hopppaaaa; Lefkoşa’ya yine hastane yapacaklar!
Vay be!

-*-*-

Güzelyurt’takini bitiremediniz hatta başlayamadınız bile; çürüdü – döküldü; Girne’dekini para basma – yeme – yutma mekanına çevirdiniz, 60 milyon TL’ye bitecekti, 660 milyon TL’ye hala bitiremediniz!
Sallamayın ne olur!

-*-*-

Kabul buyurun lütfen!
Çok fena battık!

-*-*-

Tamamen çökmüş bir siyaset!
Batak bir ekonomi!

-*-*-

Hükümetin bankalara borcu 1 milyar Doları geçti!
TL cinsinden 40 milyara dayandı!
Bu para, mevduat sahiplerinin parası!
Nasıl ödeyeceksiniz?
Merkez Bankası’nın yeni binasının yapımından elde edilecek komisyon ve rüşvetlerle mi?

-*-*-

TOKİ bize sosyal konut yapacakmış!
Hade ya hu!

-*-*-

Başka?
Tatar, davayı çok iyi savunuyormuş!

-*-*-

Anamıza mı küfrediyorsunuz yoksa çok mu duman altısınız bilemedim!
Hangi dava?
Türk Devletleri Davası mı?
Özbekistan 1 – Siz 0!
Kazakistan 1 – Siz 0!
Türkmenistan 1 – Siz 0!

-*-*-

Azerbaycan hep oyalamalarda!
Durmaksızın yalan!

-*-*-

“Türklük” diyorsunuz, en büyük kazığı onlardan yiyorsunuz!
Beraberliğiniz bile yok!

-*-*-

Filistin diye ağlıyorsunuz; onlar bile gidiyor Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyor, Kıbrıs Türkü Müslüman kardeşlerinize değil, Ortodokslara destek veriyor!

-*-*-

Bu ne çökük, bu ne bitik, bu ne laçka bir siyasettir!

-*-*-

Ne var?
Bir tek iİşkembe – i Kübra’dan sallamak var!

-*-*-

Omuz omuza savaşmışız da şehitler vermişiz de!
İyi güzel doğru da geldiğimiz yere bak komutan!

-*-*-

Atatürk’ün adını söylemekten korkar halde tümünüz!
Öyle bir satılma, öyle bir teslimiyet var ki; masgara olmanın ötesindesiniz artık!

-*-*-

Geçiniz be kardeşim!
Geçiniz!

-*-*-

KKTC büyüyor ve güçleniyormuş!
Refah artacakmış!

-*-*-

Olmayan şey büyümez de güçlenmez de!
Ve olmayan şey artmaz!

-*-*-

Andersen’den masallar sizin masalların yanında basit hikayecik gibi kalıyor vallahi!
Hep masal!
Hep uydurma!
Hep sallama!

-*-*-

Ama maşallah, İşkembe – i Kübra koskocaman!
Yutmaktandır kesin!
Sallayın gitsin!
İnananlar fazla nasıl olsa!
Seçim zaferi çantada keklik!

Hiç bir şey petrol ve doğal gazdan daha önemli olamaz!

Hiç planda, programda yoktu...
Meğer Antalya’da bir toplantı varmış, diplomasi forumu mu ne; bizim dört silahşöre de “siz de gelin” denmiş...

-*-*-

Ersin Tatar, Ünal Üstel, Fikri Ataoğlu ve Erhan Arıklı uçağa bindikleri gibi Antalya’ya gitmişler!

-*-*-

Dedikodulara göre, birincisi, bu yıl Antalya’daki forma hiç bir devlet üst düzeyde katılım sergilemeyecekmiş...
Ekrem İmamoğlu durumlarından dolayı!

-*-*-

İkincisi daha acı; Türki kardeşlerin durumu malum; Antalya’ya gelecek yüzleri yok; kardeşlerini AB’ye satmışlar!

-*-*-

Haaa bir de Kıbrıs çevresindeki petrol ve doğal gaz meselesi var... Ki üçüncü mesele de bu!
Erdoğan da haliyle bizim dört silahşöre “çıkın gelin” demiş; bizimkiler tıpış tıpış!

-*-*-

Şimdi ne konuşulacak?

-*-*-

Bir kere Ersin Tatar kesinlikle eşinin baş örtüsü açıklamasından dolayı fırçalanacak!
İkincisi, Erdoğan bunlara “yeter artık, biz bu doğal gaz ve petrol işine gireceğiz, bundan böyle çözümsüzlük siyaseti yok, kendinize başka siyaset bulun ve hükümetten de ayrılın” diyecek!

-*-*-

Ve dört silahşör geri dönecek!
Hükümet erken seçim kararı alacak!
Ersin Tatar bu saatten sonra cumhurbaşkanlığı yarışından çekilir mi bilemem ama çekilmesi gerekir diye düşünürüm ki çekilse çekilmese bir şey değişmeyecek!

-*-*-

Evet!
Pek bir şey değişmeyecek!
Sadece, Türkiye, doğal gaz ve petrolün Avrupa’ya aktarımı konusundaki işi alırsa; Kıbrıs sorunu kesinlikle çözülecek!

-*-*-

Peki bunca vatandaş?
Bunca cami?
Külliye, saray, hatta mahkeme binası falan?

-*-*-

Hiç biri, gazdan ve petrolden daha değerli değildir!
Yazın bunu bir yere isterseniz!

Müthiş bir toplum mühendisliği!

Egemen – eşit ve de bağımsız olduğu uzun süre savunulan ama son günlerde bu konuya kimsenin hiç değinmediği Fransa’daki okullarda, suni olarak bir baş örtüsü krizi başlatıldı!

-*-*-

Burada hedeflenen neydi?
Cezayir kökenli Fransız vatandaşlarının dini duyguları ile Fransız laiklerinin arasını açmak!

-*-*-

Oysa Fransız laiklerinin baş örtüsü ile ilgili bir sıkıntısı ya da derdi yoktu!
Ama Cezayir’in sömürgen tavrı, baskıcı çıkışı ve Cezayir istihbaratı ile Cezayir’in Paris Büyükelçisi’nin girişimlerine ciddi tepki verdiler!

-*-*-

Cezayir’in zavallı bir kuklası olan Fransa Cumhurbaşkanı’nın karısı bile tepki verenler arasındaydı!

-*-*-

Derken, Cezayir’in bir yetkilisi geldi!
Bir çok Fransız gazetesi, Cezayir’in Fransa için yapacağı hastane, sosyal konut ve benzeri işlerden bahsetti!
Bir de Fransız Mahkeme Binası’nın açılışı yapıldı!

-*-*-

Cezayir’in baskısı bir tek Fransız Mahkemesi üzerinde hissedilmiyordu!
Öyle bir mahkeme açılışı dizayn ettiler ki, bu mahkemenin başkanını da daha bir çok muhalif kişiyi de yumruk vurmaksızın knock out ettiler! Nakavt!

-*-*-

Neyse, Fransa’nın Kıbrıs Büyükelçiliği’ndeki görevliler, olur da bu yazıyı okursa, sigortaları atacak, yazılanlardan anlam çıkaramayacak, yazanın deli olduğuna hükmedecek ki ikinci ve üçüncü saptamalar doğrudur; yazılanlar Fransa ile alakalı değildir – kurgudur ve bizi deli ettiler be canım!

Türkiye ve İsrail arasında son haftalarda artan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönmemesi için sizce devreye hangi ülke girdi? Yabancı basın bu konuya büyük önem veriyor ama Türkiye’de kimse bir şey yazmıyor... Söyleyeyim; devreye giren ülke her ikisinin de yakın dostu hatta Türkiye’nin ve KKTC’nin kardeşi Azerbaycan... İyi hafta sonları dilerim canlarım benim... Tanıyacak! Azerbaycan KKTC’yi tanıyacak! Hatta İsrail de! Azerbaycan, İsrail’i de ikna edecek, yazın bir yere! (Keşke bu notu 1 Nisan günü yazmış olsaydım; güne uygun olacaktı... Şaka gibi değil mi?)