1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. İntihar etmenize gerek yok ama istifa edebilirsiniz!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

İntihar etmenize gerek yok ama istifa edebilirsiniz!

A+A-

6 Şubat 2023’te Türkiye’nin Güneydoğu ve Doğu Akdeniz bölgeleri sallandı...
Çok şiddetli bir deprem yaşandı...
Binler, on binler hatta bir çok yerel kaynağa göre, yarım milyondan fazla insan öldü...

-*-*-

O acı günde, Türkiye’de bulunan sporcu çocuklarımız dahil 45 vatandaşımız da yaşamını yitirdi...

-*-*-

Benzer olağanüstü felaket dönemlerinde olduğu gibi, hemen “yardım edelim” ruhu devreye girdi...

-*-*-

KKTC’de, Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu oluşturuldu...
Kısa sürede 35 civarında sivil toplum örgütü bu platform çatısı altında bir araya gelip, Mart ayının ortasından itibaren, depremzedelere konteyner konut yapımına girişti...

-*-*-

Bu platformun başkanı İçim Çağıner Kavuklu ve koordinatörü Erçin Tekakpınar ile dün bir grup gazeteci, Sanayi Odası’nda sohbet ettik... Öğle yemeği yedik...

-*-*-

Platform, üzerine düşen görevi tamamladı...
Şu ana kadar 490 adet – 21 metre kare – banyolu tuvaletli – mutfaklı konteyner ev Türkiye’ye gönderildi ve Kıbrıs Türk Melekler Köyü adı altında, Hatay’da bir bölgeye kuruldu... 
40 kadar depremzede şu anda bu evlere yerleşmiş durumda...

-*-*-

Deprem bölgelerinde hala alt yapı sıkıntıları var...
Platform, bu ay sonuna kadar 17 konteyner evi de tamamlayıp, yerine teslim edecek ve görevini bir tamam bitirmiş olacak... Toplamda 507 konteyner eve ulaşılacak...

-*-*-

Emeği geçen tüm dernekleri, örgütleri, yöneticileri, kişisel destek verenleri, emek ücreti almaksızın iş yapan 40 civarındaki demirci ustasını kutlarız...

-*-*-

Türkiye hala deprem yaralarını sarmakla meşgul...
Deprem bölgelerinde alt yapı, yukarıda da bahsettiğimiz gibi tam oluşturulamadı...
Konteynerleri taşımak da çok kolay olmadı... 
Bu arada gemicilik yapan şirketler, konteyner evler yanında, 900 yardım tırını da bölgeye taşıdı... 
Taşımacılık ücreti alınmadığı gibi, bu 900 tırın her türlü masrafı da karşılandı...

-*-*-

Her konteyner yaklaşık 90 bin TL’ye mal oldu...
İlk başlandığı zaman maliyet tabii ki daha düşüktü ama süreç içerisinde TL’nin değer kaybı, fiyatların artmasına sebep oldu...
Toplamda 40 milyon TL gibi bir para harcandı, ay sonuna kadar tüm harcamalar 43, bilemediniz 44 milyon TL olacak!

-*-*-

Buraya kadar tamam...
Platform yönetimini, destek veren herkesi, her derneği, her kurumu bir kez daha kutlarım... 
Ammmaaaaaa!
Evet, bu işin bir de aması var!

-*-*-

Bu kampanya başladığı zaman, Platform ve Hükümet bir protokol imzaladı.
Platform 500 konteyner ev yapacaktı; hükümet de aynı miktarı üretecekti!
Peki hükümet üretti mi?
Hayır!
Sıfır konteyner!
Evet, hükümet, bu konuda da “kurusıkı” havaya sıkmak dışında hiç bir şey yapmadı!
Yalan söyledi!
Evet, hükümet, “insani yardım” konusunda dahi, tıpkı şampiyon meleklerimizin ailelerine verdikleri sözler gibi; bu konuda da “yalancı” duruma düştü!

-*-*-

Hükümet, her bir konteynerin 21 metrekare değil, 42 metrekare olacağı sözünü de vermişti...
Bu söz zaten tutulamazdı çünkü hükümetimiz, bırakın 42 metrekareyi, 21 metrekare tek bir konteyner dahi üretemedi...

-*-*-

Platform yetkilileri, verdikleri sözü tuttu...
Gerçekten helal olsun... 
Ama hükümetten bir kişi de çıkıp, bu konuda tek bir açıklama yapmıyor!
“Paramız yok” da demiyor!
Ve acının üzerinden, yalancılık yapıyorlar!
Üstelik, ne utanma var, ne de özür!

-*-*-

Japonya’da çok şiddetli bir deprem olmuştu...
Bir kenti belediye başkanı, depremden sonra açıklama yaptı ve 24 saat içerisinde kente yeniden su bağlanacağını duyurdu...
Her yer tahrip olmuştu...
Herkes çok uğraştı, 24 saat içerisinde kente su bağlanamadı!
Belediye başkanı canına kıydı; harakiri yaptı!
26’ıncı saat su bağlanmıştı!

-*-*-

Yok yahu, yanlış anlamayın, kimse size intihar edin demiyor...
Ne münasebet!
Ama istifa edebilirsiniz!
Hadi ondan da vazgeçtim, Devletin başı veya Hükümetin başı çıkıp, en azından “özür dileseler” dersem, çok şey mi istemiş olurum!


Et alamıyoruz; soyuluyoruz ama yine de suskunuz!

Tabii ki et çalmak da hırsızlıktır, ağaçtan harnup ya da tarladan patates çalmak da!
Ve tabii ki “yasa” neyi emrederse, mahkeme ya da yargıç, ona göre karar verecektir!

-*-*-

Ve elbette, bazı hırsızlıklara “yasal” kılıf uydurulmakta, örneğin Kıb – Tek’e doğrudan – ihalesiz akaryakıt alımında hem kurum zarara sokulmakta hem de vatandaşa bu “yasal kılıf giydirilmiş yolsuzluk ya da hırsızlık”, kazık olarak dönmektedir!

-*-*-

Pandemide bu ülkede tek bir şirket mi zarar gördü?
O şirkete 59 milyon Euro hediye etmek de bir çeşit hırsızlık değil midir?
En azından herkesin hakkının çalınmış olması değil midir?

-*-*-

Evet, çalıştığı marketten, hiç bir çalışanın bir kilo et çalması “alkışlanması” gereken bir Robin Hood tavrı da değildir!
Ama, bu haberi okuyan herkes, eminim “insanlık adına” isyanlardadır!

-*-*-

Asıl sorun mu?
Asıl sorun insanlıkla bağlantılı vicdanımızın sızlıyor olmasıdır!
Ve ülke baştan aşağıya her açıdan soyulurken de; vatandaş et alamaz hale sokulmuşken de, herkesin suskun olmasıdır!

whatsapp-image-2023-08-16-at-14-42-10.jpeg

Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu’nun Hatay’da kurduğu Melekler Köyü’nün son hali... Elbette bölgede hala alt yapı sıkıntısı yaşanıyor... Ama Platform, şu ana kadar 490 konteyner konutu tamamladı, ay sonuna 17 tane daha bölgeye teslim edilmiş olacak... Bu arada Platform, bir bölümü yıkılacak olan Yeni Erenköy Lisesi’ne de kalıcı bir kafeterya ve bazı derslikler yapmaya başlıyor... Yine konteyner tipi olacak bu çalışma da eminim en erken zamanda yetişir... Bu arada belirtelim; Yeni Erenköy’deki okulun bir bölümünün yıkılmasına depremden önce karar verilmiş... Hatta 25 milyon TL’lik bütçe bile ayrılmış... ama gecikme yaşandığı için, şu anda aynı bütçe 125 milyon TL’yi aşmış durumda ve para yine yok! Ve para bulunmadığı sürece, TL de süründüğü müddetçe, bu fiyat her geçen gün artıyor, bunu da eklemiş olalım...

Bu yazı toplam 3286 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar