İki deprem ve yağmur!
Aynı gün üç büyük olay!
Önce deprem oldu!
5,2’ydi, 5,5’ti derken, sallandık!
Korktuk!
-*-*-
Bazı okulları tatil ettik!
Neden?
Çünkü o okullar ahristoydu!
-*-*-
Peki güçlendirmemiş miydik?
Güçlendirdik mi güçlendirmedik mi bilemem ama bu işler çok kirlendi!
-*-*-
200 bin Sterlin bile tutmayacak bazı güçlendirme ihalelerine 2 milyon Sterlin fiyat biçtiğimiz oldu!
-*-*-
Geçtik!
-*-*-
Aylardır yağmur yağmıyordu ve ülke neredeyse çölleşiyordu!
Bir gün ya da iki gün yağarsa çöl olmaktan kurtulmaz elbette ama neredeyse bir yıldır tek damla su görmeyen toprakların ve aylardır sulanmayan – toz toprak içindeki ağaçların bir bölümü en azından mutlu oldu!
-*-*-
Bu arada umarım elektrik kesintisi de olmaz!
Aşırı kurumadan, tozlanmadan elektrik kesildi denmişti ya!
-*-*-
Ve üçüncüsü!
MİK depremi!
-*-*-
MİK Yönetim Kurulu Başkanı ve bir üye deprem ve yağmuru heyecanla izlediğimiz günün akşamında göz altına alındı!
Neden?
Aleyhlerine birtakım suçlamalar olduğu gerekçesiyle!
Rüşvet iddiaları…
-*-*-
Mahkeme bu sabah tutukluluk kararı verdi…
-*-*-
Spekülatif bir yorum yapalım:
Eğer MİK Başkanı tutuklandıysa, bu işin içinde elbette polisimizin yanı sıra kesinlikle MİT’in bilgisi olmak zorundadır…
Eğer MİT’in bilgisi ve onayı dahilinde bu tutuklama gerçekleşmişse, Türkiye’nin onayı söz konusudur!
Türkiye onaylamışsa, “elveda UBP – YDP – DP Hükümeti”…
Erken seçim çok yakındır…
-*-*-
Ve bir de beklenti notu ekleyelim…
Bu ülkede asıl deprem; MİK’in ardından tüm iddiaların sokak söküğü gibi çözülmesi ile yaşanacaktır!
Ve gerçek depremden bizi Allah korusun ama bahsettiğim MİK Depremi inşallah şiddetli olur; ülkeyi bataklığa çevirenler tek tek yargılanır; sahte diploma skandalı temizlenir…
Yağmur mu?
Yağsın, tamamdır!
Yapay zeka yanıtladı: İstifa etmek erdem midir değil midir?
Yapay zeka işi çok güzel…
Dün Erhürman – Erdoğan veya Erdoğan – Erhürman görüşmesini bekleyip de yapılacak olan ortak bir açıklama olursa, onu yorumlayayım diye düşünürken; “amaaaaan boş ver; bugüne bırak” dedim ve aklımda bulunan, yazmak için boşluk kolladığım “istifa etmek bir erdem midir?” sorusu ya da konusu geldi!
-*-*-
Evet, istifa etmek bana göre erdemdir…
-*-*-
Ama, bir de “yapay zeka”ya sorayım dedim!
Çok büyük kolaylık!
Sordum!
İşte yanıtı:
-*-*-
İstifanın Erdem Olarak Görülebileceği Durumlar
Sorumluluk bilinci: Kişi görevini yerine getiremeyeceğini anladığında, makamı veya pozisyonu bırakması dürüstlük ve sorumluluk göstergesidir.
Etik duruş: Yanlış bir kararın parçası olmak istemeyen, değerleriyle çelişen bir ortamda kalmaktansa ayrılmak, kişisel bütünlüğü korur.
Topluma saygı: Kamu yararını gözeterek, daha uygun birinin görevi üstlenmesine fırsat vermek erdemli bir davranış sayılabilir.
-*-*-
İstifanın Erdem Olarak Görülmeyebileceği Durumlar
Sorumluluktan kaçış: Zorluklarla yüzleşmek yerine pes etmek, bazen erdem değil, sorumluluktan kaçış olarak yorumlanır.
Zamanlama sorunu: Kriz anında istifa etmek, topluma veya kuruma zarar verebilir. Bu durumda erdemden çok bencillik olarak algılanabilir.
Kendi çıkarı için: Eğer istifa kişisel çıkar uğruna yapılıyorsa, erdemli değil pragmatik bir davranış olur.
-*-*-
Sonuç
İstifa tek başına “erdem” değildir; niyet, zamanlama ve bağlam onu erdemli ya da sorumsuz bir davranış haline getirir. Bir kişi istifa ederek hem kendine hem topluma karşı dürüst olabilir, ama aynı zamanda sorumluluktan kaçıyor da olabilir.
Bence tartışmanın en ilginç yanı şu: erdem, sadece eylemde değil, eylemin ardındaki niyette gizlidir.
-*-*-
(Kıbrıslı da der, “Sen bilin Hakan bakanım!”)
Türk Telekom ihalesi!
Daha hızlıydı, daha ucuzdu, öyleydi, böyleydi, şöyleydi…
-*-*-
İhtiyacımız vardı, yoktu!
-*-*-
Bu işin içinde rüşvet vardı!
-*-*-
Hepsini geçiniz!
-*-*-
Bir tek konu bile, bu işe karşı olmamız için yeterlidir!
-*-*-
Hangi konu mu?
Lütfen Türkiye’ye bakınız!
“Demokrasi” adına, internet engelli bir ülkedir Türkiye!
-*-*-
Yönetenler, canları çektiği anda internete erişimi diledikleri gibi sınırlayabilirler!
Bari iletişim ya da Dünya’ya erişim özgürlüğümüzü teslim etmeyelim!

Atatürk sevgisi ve fikirlerine bağlılık, Kıbrıs Türk halkının karakterinin ayrılmaz bir parçasıdır
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman bu sabah Ankara’da Anıtkabri ziyaret etti ve Anıtkabir Özel Defteri’ne şu mesajı yazdı:
-*-*-
“Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde ilham kaynağı olan liderliğinizden güç alarak, bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 6. Cumhurbaşkanı sıfatıyla huzurunuzda bulunmaktan derin bir onur ve gurur duymaktayım. Şahsınızın bıraktığı manevi mirasa Kıbrıs Türk halkının bağlılığı sarsılmaz bir inançla sürmektedir.
-*-*-
Kurtuluş Savaşı’na önderlik ederken sergilediğiniz duruş, kurduğunuz Cumhuriyet ve bizlere miras bıraktığınız ilke ile devrimler, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, Kıbrıs Türk halkı için de yol gösterici olmuştur. Siz, yalnızca kendi halkınıza değil; çağlar ötesine uzanan düşüncelerinizle pek çok halka, özellikle de biz Kıbrıslı Türklere, umut ve cesaret aşılayan bir öndersiniz.
-*-*-
Atatürk sevgisi ve fikirlerinize bağlılık, Kıbrıs Türk halkının karakterinin ayrılmaz bir parçasıdır. Halkımız, en zor dönemlerinde dahi sizden aldığı ilhamla direncini korumuş, çağdaş, özgür ve onurlu bir yaşam mücadelesini sürdürmüştür. Bugün bizler, kurucusu olduğunuz Cumhuriyet’in değerlerinden beslenen bir halk olarak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırma kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz.
-*-*-
Kıbrıs Türk halkı, bu bilinçle, her daim çağdaş değerleri, üretimi, eğitimi, kültürü ve ahlakı ön planda tutarak ilerlemeye devam edecektir. Sizin mirasınız, yalnızca bir ulusun değil; insanlığın ortak aydınlanma mirasıdır.
-*-*-
Aziz hatıranız önünde, saygı, sevgi ve sonsuz minnetle eğiliyorum.
Ruhunuz şad olsun.”







