1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. HAZ salgıları
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

HAZ salgıları

A+A-


Kimdi içimde konuşan ve kiminle ne konuşuyordu hiç susmadan?
Dışarıdan baktığında gördüğün ben,
Kaç kişiydik aslında bi' bilsen!
                                                       Jehan Babur

.....
Gece tüm ‘kirini tozunu'’örtmüştü günün ve ‘çiseliyordu’ toprak...
Her mevsim değişimi gibi gökyüzündeki karmaşaya inat sessizdi ilk yağmur...
Toprağın hasretiydi o...
İşte o yüzden tam bir ‘ön sevişme’ yaşanırdı önce...
Sonrasında sınırlanamaz bir şehvet...
En hoş haz salgılarını salardı doğaya...
Eskiden olsa ‘bu kokuyu değişmem’ derdim, dünyalara...

.....
Sesler geliyordu, ıslık gibi, balkonda ekmek kırıntılarını ezen serçe gibi, yalın ayak koşan çocuk, imbikten süzülen ‘ter’ gibi sesler...
Çok da umurumda değildi...
Buğulanmış camlara sözcükler yazacak ‘ruh’um dahi yoktu çünkü kilitlenmiştim elimdeki küçük beyaz cama...
Göz gözeydim kanatları gri, gövdesi beyaz bir martıyla...
Hatırası vardı...
Daldım, gidemedim...

.....
Yakomozların ışıltılı bir fon oluşturduğu mavinin üzerinde, gövdesindeki gururu fark ettim hemen...
Özgürlüktü bu...
Kıskandıran hatta çıldırtan bir özgürlük...
Martının süzüldüğü her kıyı, nice hasreti vuruyordu dalgakıranlara ve düşlerin ışığı yansıyordu suya...
İşte o an martıyı unuttum, hasrete daldım...

.....
Bir küçük dudak, yarım gamzelerini ortaya çıkaran bir gülümsemeyle baktı yüzüme...
Usulca ayaklarının ucuna kalktı...
İki elini doladı boynuma...
Saçları omzuma düştü...
Ve öptü...
‘Islak’ öp dedim, daha ıslak...

.....
Martının yerinde olmak, kanat çırpmak istedim...
Şimdi...
Şu an...
O kokuya....

Bu yazı toplam 2157 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar