1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “Hayırların fethi, şerlerin defi…”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“Hayırların fethi, şerlerin defi…”

A+A-

Türkiye’de gibi bir açılış izledik, adeta…
Kıbrıs’tan da “misafirler” vardı (!)
20 Temmuz’un yıldönümünde o meşhur söz yeniden hafızalara kazındı: “Asıl zor olan kurtarıcıdan kurtulmaktır.”

Ne demişti Kutlu Adalı: “Yavru elden gitmiştir, ortada artık Ana vardır.”

***
Yeni bir havaalanı var, görkemli, büyük, geniş, donanımlı, göz kamaştırıcı…
Söz hakkın yok!

***
Yarım asır önce böyle bir günde bombalanmıştı, Lefkoşa Uluslararası Havaalanı… O gün bugündür dünyadan uçak konmuyor evimize… Kapalı devre hayattayız…
                                                                            ***
Dün gece geç saatlerde, elektrik santrali için imzalar atıldı, gizli gizli… Türkiye sermayesine sunuldu altın tepside, enerji… Dolar bazlı yeni bir enerji anlaşması imzalandığını “şirket” açıkladı üstelik… Enerjiden sonra Ercan’ın devrinden herkese anı niyetine bir tutam “kurdele” kaldı.                                                                           

***
Ercan Havaalanı’nda açılışı izliyoruz.
Takım taklavat, bir dolu erkek (!)

“KKTC Cumhurbaşkanı” olarak anılan Ersin Tatar, kendi ülkesinde “alt solist” gibi sahneye çağrılıyor. Erdoğan’a “Cumhurbaşkanımız” derdi geçmişte, uyardılar sanırım… Şimdi “Sayın Cumhurbaşkanı” diye hitap ediyor.
Sunucu “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kürsüyü teşriflerini” anonsuyla açığı kapatıyor.

En güzeli açılış anonsu: “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakat etmek üzere…”

Sahneye çağrılıyor saz arkadaşları…
Uluslararası statü, ayrı devlet derken, refakatçi oldular en sonunda…
Re-fa-kat-çi!
                                                                            ***

“Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti” dedi bir ara sunucu… Dili sürçmedi… Demokrasi ve irade sürçtü buralarda… Sürçtü ne varsa…

                                                                            ***
Din İşleri Başkanı çağrıldı sahneye ve giderek alışmaya başladığımız, laiklik karşıtı dayatma yinelendi.

Dualarla açıldı havaalanı...
“2’nci Selim Han’ın ruhu” için bile “üfürdü” hoca!..
İbadetle siyaset, dinle devlet, duayla nutuk yine birbirine girdi…

***
Kıbrıs’ın kuzeyinin dünyaya kapalı penceresi, yeniden ve daha ihtişamlı olarak Türkiye’ye açıldı.
“Hayırların fethi, Şerlerin defi, Belaların refi, Dualarımızın kabul olması ümidiyle…”



 

Hedef çözümle birlikte Ercan’ı dünyaya açmak olmalıdır


Yeni bir Ercan Havaalanı yapıldı ve hizmete açıldı.
“Kıbrıs adasının en büyük havaalanı” dendi.
“Proje” öyle olabilir ama “gerçek” farklı!
Türkiye dışında dünyanın hiçbir şehrinden tek bir uçak inmeyen havaalanı “iç hat” düzeyinde kalır ve  “büyük” olmaz.

Neyse…
Ercan Havaalanı’nın Lefkoşa’da olması önemlidir, konumu Larnaka ve Baf’a göre çok daha avantajlıdır. Ercan’ın direkt uçuşlara açılması durumunda, pek çok havayolu şirketi Ercan’ı tercih edecektir.

Şimdi hedef Ercan’ı dünyaya açmak olmalıdır, bunun tek yolu da çözümdür.
Federal çözüm…
Ya da…
Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in geçmişte yaptığı öneri yeniden gündeme getirilebilir.
Maraş yasal sahiplerine devredilir, Ercan Havaalanı da Birleşmiş Milletler’e…
Devretmek konusunda son derece cömert değil miyiz?
Kıbrıs’ın kuzeyini parsel parsel farklı işletmelere devrediyoruz.
Birleşmiş Milletler içerisinde Türkiye de var üstelik…

Yolcu güvenliği ve konforu ayrıca uçuş emniyeti açısından uluslararası standartlarda bir havaalanı federal Kıbrıs için fırsata dönüştürülebilir.
 


Çarkın dişlileri!


Kimse kendi rolünü ve pozisyonunu sorgulamıyor bu yalan, köhne, sahte düzen içerisinde…
Aynalar kırıktır bizde…
Kimseye kendi yüzünü göstermiyor!

***

Kurulu düzenle bağını sımsıkı koruyan ve kendi statüsünü asla riske atmayanlar “öteki” üzerinden haysiyet büyütüyor.
Böylece “statüko” gücünü yitirmiyor.
“KKTC”ye hizmette sınır tanımayan onbinlerce insan var.
O “KKTC” evrensel değerlere, demokrasiye, çağdaşlığa, adalete, eşitliğe, insanlığa hizmet etmiyor.

Büyüklü küçüklü dağıtılmış roller, statüler, pozisyonlar, maaşlar, kıyılar, köşeler ve menfaatler içerisinde içine yerleştiğimiz alamet, kontrolsüz bir güçle kıyamete yol alıyor.
Kimse kendi yerinden kıpırdamayınca düzen de korunuyor.

Çarkın dişlileri “sömürge”ye dönüyor böylece…


roni-margulies.jpg

“Sağdan oy kapmak…”


Geçenlerde yaşamını kaybeden Yahudi asıllı Türk yazar ve gazeteci Roni Margulies şöyle demişti…
Ortalık zafer çığlıkları atan, oylarını yükseltmiş, beklenmedik başarılar kazanmış faşistler ve milliyetçilerle doldu. Sağın politika ve söylemlerini kullanarak sağdan oy kapmak mümkün değildir, böyle yapıldığında siyaset sahnesi tümüyle sağa kayar ve bundan yine sağcılar kârlı çıkar…”

İyi ki bu dünyadan geçti, toprağında huzurla uyu, Roni Margulies…

 

Bu yazı toplam 3515 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar