Geçici denilen her şey
Larnaka’dan Atina’ya uçarken kontrolden geçtik.
Pasaportlar, polisler...
X-ray cihazlarının uğultusu, plastik tepsilere bırakılan cüzdanlar, saatler, anahtarlar…
Kemerler çıkarıldı, cepler boşaltıldı.
Atina’dan havalanan uçağımız Brüksel’e indiğinde aynı dünya değildi karşımızdaki.
Ne kimlik soruldu, ne kontrol yapıldı.
Ne muhaceret, ne gümrük...
Bagajımızı aldık ve çıktık.
Tek bir işlem olmadı.
Tek bir görevliyle göz göze gelinmedi.
Sanki evimize girer gibi Belçika'ya adım attık.
Schengen Anlaşması, Avrupa’da sınırları sessizce eritti; iç sınır kontrollerini ortadan kaldırdı.
"Schengen Bölgesi"nden bir ülkeye bir kez yasal olarak girdiniz mi, gerisini serbestçe geziyorsunuz.
Bu sadece bir seyahat kolaylığı değil.
Güven!
Ortak hukuk, ortak sorumluluk, ortak gelecek!
Elbette bu düzen, romantik bir iyi niyete dayanmıyor. Ortak veri sistemleriyle izleniyor, kurumsal güvenlik mekanizmalarıyla destekleniyor.
Avrupa Birliği'nin pek çok ülkesi bu alanın içinde…
Ama Kıbrıs değil…
Çünkü sınır meselesi söz konusu olduğunda, harita yetmiyor, tarih konuşuyor.
“Kıbrıs Cumhuriyeti”, Avrupa Birliği üyesi olsa da topraklarının tamamında fiili egemenlik ve sınır denetimi sağlayamıyor.
Ercan Havaalanı, Girne ya da Mağusa limanlarındaki kontrolün uluslararası karşılığı hem var hem yok…
“Yeşil Hat”a sınır muamelesi yapılsa da…
Sınır değil…
Bir yara çizgisi belki...
Bir ateşkes izi...
Bir utanç...
“Schengen” şu ilke üzerine kurulu:
Bir ülke, dış sınırlarının tamamını kontrol edebilmeli.
Kıbrıs’ta bu yok!
O nedenle belki de bir ayağımız Avrupa'da, diğeri dikenli tellere takılı kalıyor, aklımız bir başka yere savruluyor, düşümüz başka...
***
İşin özü şu…
Kıbrıs bu sürece dahil olursa, Yeşil Hat tam anlamıyla bir Avrupa Birliği dış sınırı kabul edilecek…
Bu ne anlama geliyor?
Pasaport…
Vize…
Polis kontrolü…
Ama dahası…
Böylesi bir durumda “bölünme” resmileşecek!
Bir siyasi sorun olmaktan çıkacak, kalıcı bir hukuki gerçekliğe dönüşecek.
Belki şimdi de "kimlik kontrolü" var.
O da "gayriresmi..."
Var ama yok.
O nedenle zaten uluslararası sözlükte Ledra Palas da Derinya da Metehan da sadece birer "kontrol noktası..."
***
Kıbrıs, Avrupa Birliği’ne girerken Schengen bölgesi dışında kalması “çözüm bulunana kadar geçici” diye tarif edilmişti.
Buralarda “geçici” dedikleri ne varsa…
Ne yazık ki “kalıcı” oluyor zamanla…
Bunu değiştirmek ancak “çözüm”le mümkün…
Çözüm için de ihtiyaç aynı tabii…
Güven!
Ortak hukuk, ortak sorumluluk, ortak gelecek!
***
Brüksel’den Kıbrıs’a dönüşte ise “direkt” uçtuk.
Larnaka’ya doğrudan uçuş vardı.
Bu kez yine kontrolden geçtik…
Elbette kimlik de gösterdik…
Cüzdanımı açtığımda iki kimlik kartı vardı…
Birbirlerine de benziyorlar ya...
Kıbrıslı Rum dostum fark etti halimi…
Göz göze geldik...
“Hangisini göstereyim?” dedim.
“Kimlik kartını” dedi (!)
Mesele hangi kimlik kartına sahip olduğunuz değil görüldüğü gibi...
O kimliğin dünyadaki yeri...







