1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Ersin ve Ünal beyler, hepimiz tükendiği zaman, o sıra size gelmeyecek mi sanıyorsunuz?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Ersin ve Ünal beyler, hepimiz tükendiği zaman, o sıra size gelmeyecek mi sanıyorsunuz?

A+A-

Eleştirmeyeceksiniz!

“Bu yaptığınız yanlıştır” demeyeceksiniz!

Dediniz mi?

Anında Ersin Tatar’ın birkaç ahbabı ve adamının hazırladığı Türkçe engelli Türk gazetesi size iki yafta asar!

1 – Serhat İncirli her gün Türkiye’ye söver…

2 – Rum tarafından para alır… (Dün ‘Rum vakıflarından para alır’ dediler)…

-*-*-

Neden böyle yaparlar peki?

Bu sorunun yanıtı gayet açıktır; “doğru bir şey yapmadıklarından” tabii ki!

-*-*-

Evet, Ersin Tatar, Türkiye’den gönderilen bir ihale takipçisinin mutlak anlamda kontrolündedir…

Ve aynı Ersin Tatar, Türkiye Büyükelçisi’nden de memurlarından da ciddi anlamda korkmaktadır…

Makamı korumak adına, saltanatı devam ettirmek adına da bu aşağılamaya, bu rezalete hiç sesini çıkarmamaktadır.

-*-*-

Hükümet ortağı üç partinin genel başkanlarının durumu da benzerdir…

Koltuğu korumak ve o koltuğun her türlü menfaatinden faydalanmak!

-*-*-

İp nerede ne zaman tamamen koptu?

Bu soruya da yanıt verelim…

Bir kere Kıbrıs Türk toplumu, 1958’den beri Türkiye’den gönderilen kişiler tarafından yönetilmekte veya yönlendirilmekteydi…

Şu anda yaşananların tek farkı, seviyesizliktir…

Hem görevlendirilen karakterler kötüdür hem de bu kötü karakterli ihale organizatörleri; buradaki Cumhurbaşkanı ve iktidar ortaklarını kirli işlerine bir şekilde alet etmektedir…

Onlar da yukarıda dediğimiz gibi, koltuğun avanta ve avantajlarından faydalanmak adına, bu ahlaksız ilişkiye ses çıkarmamaktadır.

-*-*-

Ve siz bunu eleştirdiğiniz yazdığınız anda, “Serhat İncirli Türkiye’ye sövüyor, Rum tarafından da para alır” diyorlar…

Bunu söylüyor olmaları bile, aslında iğrençliklerinin, iğrenç ilişkilerinin açık ve bariz ispatıdır…

-*-*-

Çünkü…

Serhat İncirli Türkiye Devleti veya ülkesine asla küfretmez…

Etmemiştir…

Türkiye’yi yönetenlerle ilgili yazı yazmak, eleştirmek, görüş belirtmek ne zamandan beri sövmektir, hangi zamandan beri küfürdür?

-*-*-

Bunlar “küfür”ün ne olduğunu bilmiyorlar mı?

Biliyorlar!

Ama dediğim gibi, eleştiriyi veya suçlama kabul ettikleri yorumları, “küfür” sayıp, bir şekilde size korku vererek susturmak istiyorlar…

-*-*-

Küfür etmek nedir?

Elbette herkes biliyor…

Küfür, “sövgü”dür…

Kıbrıslı deyişiyle “sövmek”…

-*-*-

Küfür sayılan bir kelimeyi ya da ifadeyi yazamazsınız; televizyonda, radyoda söyleyemezsiniz…

Televizyonda birine “o….u veya “o…. Çocuğu” dediğimi duyan oldu mu?

Cinsel ilişkide aktif olayım anlamına gelen ve “s” harfi ile başlayan kelimeyi kullanıp, her hangi bir kişi ya da kuruma karşı kullandığıma rastlayan var mı?

-*-*-

Küfür’ün “İslam Dini” açısından da anlamı vardır…

İslam’da küfür; “… Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etmek”tir!

Ki o ayrı bir mesele!

-*-*-

Gelelim Rum tarafından para alma meselesine…

Sadece şunu söyleyebilirim; “yemin ederim ki verseler seve seve alacağım…”

Rüşvet, kirli para, kara para hiç fark etmez!

Bu türden gelir elde etmek, KKTC’de resmi gelirler arasında değil mi?

-*-*-

Kıb – Tek’e doğrudan akaryakıt alımı sizce nedir?

En basit sorudur bu!

Yanıtlayın!

-*-*-

Dolayısıyla, Allah, bana para vermeyi hiç aklına getirmemiş olan Rum vakıflarının belasını versin diyorum; görün be bizi!

Vallahi ciddiyim!

-*-*-

TC’nin Lefkoşa Büyükelçisi, KKTC’nin bir yöneticisi için Sadrazamköy’de neler söyledi?

Bunu ben biliyorsam, hakkında konuşulan kişi bilmiyor mu?

Mesela!

-*-*-

Daha önce de yazdık; KKTC’de tuzun dahi kokmasının sebebi, burayı yöneten gerçek elemanların, yani Türkiye’den görevlendirilen dilbandilerin, hem Kıbrıs Türk toplumunu hiç sevmemeleri, hatta nefret etmeleri; hem de bu adayı bir şekilde hala ganimet toprak görmelerinden başka hiçbir şey değildir.

-*-*-

Yukarıda “ip nerede tamamen koptu?” sorusunu sormuştuk…

Tarih de verelim…

İp, 2020 Aralık’ında yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nden sonra koptu…

Ersin Tatar’ın seçimi kazanmasına yardımcı olanlar veya kazandıktan sonra “yardımcı olduk ha” diye ortaya atılanlar; Tatar’ı avuçlarının içine aldılar…

-*-*-

Tayyip Erdoğan’ın bu konuyu doğrudan bilip bilmediğinden emin değilim ama bu kokuşmuşluğu yaratan Fuat Oktay olmuştur…

O’na bağlı olan ve seçimlerde Tatar’a desteği organize eden kişi, seçimlerden sonra burada görevlendirilmiştir.

Resmi unvanı olmadan…

Her işini çok gizli yaparmış gibi davranmıştır ama herkesin bu konuyu dışarıda anlattığını çok iyi bilmektedir…

-*-*-

Kıbrıslı Türklerden nefret ettiğini hiç gizlemeyen, büyük ihalelerde patronlara aracılık eden, Ersin Tatar’ın ve Ünal Üstel’in işemeye dahi giderken izin aldıkları bu kişi, şu anda savunulan “egemen eşit bağımsız devlet, Rumlar KKTC’yi tanısın” saçmalığının arkasına saklanarak, ülkenin daha da batağa gömülmesine ama hepsinden öteye toplumun tükenmesine sebep olmaktadır…

-*-*-

Ve Ersin Tatar, üçlü koalisyon hükümeti, tamamen bu kardeşin yönetimindedir…

Büyükelçi mi?

O da meseleyi bildiği için, KKTC’ye “devlet” muamelesi yapmamakta, Erdoğan ziyaretinde gördük, protokolün başı gibi davranabilmektedir…

-*-*-

Haaa küfür mü?

Sokakta çok küfürlü konuşan bir toplumuz…

En yakın arkadaşımıza, seslenirken, “N’oldu be hayvan?” dediğimiz gibi, “Günaydın be o…. evladı” dediğimiz de olur!

Samimiyetimizdendir bu…

-*-*-

Artık pek kalmadı…

Hatta hiç kalmayacak yakın bir zamanda…

Bizi saraydan kovmakla kalmayacaklar; daha kötüsünü de yapacaklar…

-*-*-

Alkışlar Ersin Tatar!

Tebrikler Ünal Üstel!

Kıbrıs Türk toplumunun yok oluşuna yapmış olduğunuz katkılar sayesinde ödüllendirileceğinizi sanmayın…

Bir gün hepimiz tükendiği zaman, o sıra size gelmeyecek mi sanıyorsunuz?

Bir örnek vereyim size, Ersan Saner ve Faiz Sucuoğlu da öyle sanıyordu!


utku.jpg

Teşekkürler Utku Karsu…

Bu yazı toplam 2738 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar