1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. ENDONEZYA’DAN SEVGİLER
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

ENDONEZYA’DAN SEVGİLER

A+A-

Uzaklara, çok uzaklara uçmak bir süredir unuttuğum bir duyguydu. Endonezya-Padang’taki Edebiyat Festivali’nden yazıyorum. Endonezya Asya değil de Avustralya kıtasının bir parçası sayılıyormuş. Biraz garip bir yıl oldu bu yıl benim için. Pek çok şey birbiri ile çakışıyor. Şaka etmiyorum. Yine mi deyip duruyorum sürekli. Zaman Tanrısı benimle dalga geçiyor sanki. Endonezya’daki festivalle aynı tarihlere denk düşen çok önemli bir başka festival ve mutlaka bulunmam gereken bir etkinlik söz konusuydu aynı tarihlerde. Diğerlerine olur deyip sonra reddetmenin suçluluk duyguları içinde Endonezya’yı seçtim. Ara sıra beni yoklayan huzursuzluk olarak kaldı diğer alternatifler. Şımarıklık gibi algılayabilirsiniz ama öyle değil. Tam tersine ezik bir duygu benimkisi. Birilerine söz verip yerine getirmemek, bazı planları aksatmakla ilgili bir suçluluk duygusu.

Bu yazı için pek fazla vaktim yok aslında. Yine de araya sıkıştırmaya çalıştım. Bu da tipik ben. Sorumluluk ve stres hali. Bu kapsamlı bir Endonezya yazısı olamayacak ne yazık ki. Biraz ilk izlenimler anlatacaklarım. İnsanı sımsıkı kucaklayan bir atmosfer var burada, çok geniş katılımlı büyük bir festival olmasına rağmen. Kadınlar, istisnasız tümünün başı örtülü genç kadınlar organizasyonun göbeğinde. Beni havaalanında başıma buradaki su bufalosunun boynuzlarından esinlenilmiş şapkayı geçirenlerden Maya sonradan bana takside eşlik edip yemeğe götürürken TikTok’ta yayına geçti. Her yerde ona çok benzeyen içine kapatıldıkları kafesleri kırmaya çalışan kadınlar gördüm. Festivalin ana organizatörü de bir kadın. Gözümün önünde sonsuz kız neşesi taşıyan, çok şık giyinmiş pek çok başörtülü kadın var. Takılarla, dantellerle, renklerle kırmaya çalışmışlar bu zorunlu üniformanın kasvetini.

Festival programı çok kapsamlı. İlk günkü seminerde ilk konuşmacıydım ben. Yangın yerine dönmüş bu dünyada şiirin, şairlerin neler yapabileceği üzerine konuştum. Akşam ülkemizin folk kıyafetiyle Vali’nin davetine gittik. Karnaval gibiydi. Konuklar arasında geleneksel kıyafet çağrısına uyan çok az kişi vardı ama yerel katılımcılar ve davetliler rengarenkti. Başörtüleri üzerinde taçlar, geleneksel şapkalar, takılarla bir karnaval havası vardı.

Seminerlerde de barış teması hâkim. Hindistan’ın yoğun bir katılımı var. Festivalin yöneticisine Hindistan’dan bir barış ödülü verdiler.

Dünyada saniyede milyonlarca selfie çekiliyor olabilir. Yolda belde rastladığımız herkes selfie çekmek istiyor. Yabancı bir ülkede her anlamda çok görünür ve özel oluyorsun. Bu beni yabancı ama epey yabancı ülkelerde yaşamayı seçen bazı tanıdıklarım hakkında düşündürdü bugün. Kendi ülkende fiziksel olarak sıradan biri olabilirsin ama yabancı bir ülkede seni çok özel ve güzel görüyorlar. İlgi odağı haline gelebiliyorsun.

Asya’da dans çok önemli bunu anladım. Her festivalde dans var. Bedenlerin özgürleştiği, sıkıcı dayatmalardan kurtulduğu bir alan dans. Ritim çok önemli çünkü. Her hayat bir ritim demek. Hayatın ritmi bozulunca dengemiz bozuluyor ve acı çekiyoruz. Küresel ısınma, yapılaşma ile dünyanın ritmini bozduk. Doğanın döngülerini şaşırttık.

Toplu sofralar kadar insanları birleştiren bir şey yok. Yemeği paylaşmak çok önemli. Festival boyunca kurulan devasa sofralar, konuklara sunulan yerel lezzetler konukseverliğin ötesinde bir anlam taşıyor. Yemekle felsefe ve edebiyatın yan yana gelişi Antik Yunan’dan beri var.

İnsanları, dillerine kültürlerine yabancı olduğum insanları izliyorum sürekli. İnsan olmanın anlamını tekrar tekrar düşünüyorum. Hasbelkader içine doğduğumuz ülkeler ve kimlikler kaderimizi belirliyor. Kalabalıklar içindeyken dünyanın hali için kaygılanıyorum en çok da.

Güzel şeyler olsun artık diye beklerken yeni savaşlar patlak veriyor. Sadece bir sayı olarak görünen kalabalıkların yıkımına karar veriliyor birden.

Uzaklardan çok uzaklardan yazıyorum ama günümüzde uzak yok artık. Gurbet sözcüğü sadece siyasi sürgünler, şu veya bu nedenle ülkesine dönemeyenler için geçerli olacak yakında.

Endonezya’dan iki elim kanda halimle ulaşmak istedim size. Şiirin kattığı kanatlara teşekkürler bir kez daha.

img-6923.jpeg

original-2f2de094-cd97-44f9-bb4f-7fbb06e1fe3f.jpeg

original-6edcbc4b-6517-497c-8c34-a3776281a776.jpeg

processed-82e55a87-1e3d-44e6-8ff5-5bdb4a1f7399.jpeg

Bu yazı toplam 1574 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar