Ekonomik sorunu olan insan, mutlu olamaz ve bayram da yapamaz
Yarın, Kurban Bayramı başlıyor. Halkımızın büyük bir bölümü, bu bayram da oldukça ekonomik sıkıntılar içindedir. Günlük hayatta, pahalılıkla mücadele etmektedir. Satın alma gücü düşmüştür. Özellikle, borcu olanlar borcunu ödemekte zorluk yaşamaktadır.
Halkımız, hem ekonomik hem de psikolojik olarak, mutsuz ve umutsuz günler geçirmektedir. Bu çerçevede, Bayrama buruk ve mutsuz bir hava da giriliyor.
Ülkemizde, ekonomik çarklar bir türlü verimli çalışamıyor. Sektörler, yaşanılan sorunlardan dolayı, istenilen düzeyde performans gösteremiyor.
Böylesi bir tabloda, döviz kurlarının da oldukça yükselmesiyle, ülkede pahalılık çok artmış, zam yağmuru devam etmektedir. Dar gelirlilerin büyük bir kısmı, protein ağırlıklı değil, karbonhidrat (ekmek, pilav, makarna, patates, baklagil) yoğunluklu beslenmektedir.
Öte yandan, açlık sınırının (sadece gıda harcamaları) yaklaşık 30 bin TL olduğu bir ortamda, Asgari ücret, açlık sınırına yakın bir düzeyde bulunuyor. Dar gelirliler, asgari ücretin hayat pahalılığı oranında artmasını dört gözle bekliyor. Gerçi, kısa sürede yapılan artış da, pahalılıktan dolayı eriyor.
Bayramlar, sağlık, huzur ve neşe içinde yaşadığımız zamanlardır. Keşke, bayram günlerindeki mutluluk duygusunu, hayatımızın her döneminde yaşayabilsek.
Hayatımız içinde, sorunlarla boğuşurken, bir çok güzelliği, değeri ve duyguyu unutuyoruz, Yani hayatın kıymetini bilemiyoruz. Keşke, bayram günlerindeki mutluluk duygusunu, her zaman gözden kaçırmasak ve yakalamaya çalışsak.
Vatandaşlarımız, böylesine olumsuz ve mutsuz ortamda, eski bayram günlerini ve özellikle çocukluğundaki bayramları hatırlamakta ve özlemektedir.
Bizim kuşağın ve bizden önceki kuşakların yaşadığı çocukluk dönemindeki bayramlar, hep güzel anılar olarak hatırlanmaktadır.
Eski bayramlarda, şimdiki kadar maddi imkanlar olmamasına rağmen, Anne ve babalar kendilerine almasalar bile, çocuklarına mutlaka yeni kıyafetler almaya çalışırlardı.
Aileler ne kadar fakir olsalar bile, bütçesine uygun fiyatlarda, çocuklarına kıyafet almaya özen gösterirlerdi. Çocuk sayısı fazla olan ailelerde bile, anne babalar çeşitli formüller üretirlerdi. Zaten, o dönemlerde, halkın çoğunluğu tarafından, kıyafetler genellikle sadece bayramlarda alınırdı.
Çocuklar, bayramlık kıyafetlerini geceleyin yataklarının yanına koyar, sabahın olmasını heyecanla beklerlerdi. Bayram sabahı itina ile giyinilir, önce anne ve babanın, sonra komşuların ve daha sonra da, yakın akrabaların ve aile dostlarının evleri ziyaret edilirdi.
Öncelik olarak, yaşı daha büyük olanlar, yaşça küçük olanların kendilerini ziyaret etmesini beklerdi.
Geniş aileler, nenelerin, dedelerin evinde toplanır, ailece yemekler yenir ve neşe içinde zaman geçirilirdi. Bayrama özel yemekler yapılır, akrabalara ve komşulara da dağıtılırdı.
Çocuklar, bayram boyunca harçlıklarını toplar ve kurulan bayram yerlerine gidilerek oradaki lunaparklarda eğlenilirdi. Bayram yerinde, çok çeşitli yeme- içme yerleri, eğlence mekanları bulunur ve konserler düzenlenirdi. Bayram yeri, insanların birbirini gördüğü, sohbet ettiği, çok önemli bir sosyalleşme yeriydi.
Bir başka önemli olay da, bayramlarda küs olanların barışması adettendi. Bu barışmayı sağlamak için, ailenin büyükleri ve ileri gelenleri sorumluluk alır ve arabuluculuk yaparlardı. Küs olanlar da, bu çağrılara kayıtsız kalamaz ve çoğu kez kırgınlıklar ve küskünlükler sona erdirilirdi.
Eski bayramlar, sevginin, saygının ve dayanışmanın en yoğun şekilde yaşandığı, duygu dolu dönemlerdi. Bizim çocukluğumuzun bayramlarını düşündüğüm zaman, şimdiye göre, çok şanslı olduğumuzu ve çok mutlu zamanlar geçirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.
İnsanların mutlu bir çocukluk yaşamaları, arkadaşları, anne ve babaları ile birlikte kaliteli vakit geçirmeleri, komşuluk ilişkilerinin güçlü olması, onlara başarılı ve daha sosyal bir birey olma yolunda avantaj sağlıyor.
Kıbrıs’ ta geçmişte, fakirlik vardı, göçmenlik vardı, teknoloji bugüne göre gelişmemişti ama, insanlar daha mutlu, bencillikten uzak, aza kanaat getiren, fedakar ve dayanışma halinde idi.
Bugüne göre daha çok sevgi ve saygı vardı. Bireysel ve toplumsal huzur, şimdiye göre çok üst düzeydeydi. O günleri çok özlüyoruz.
Yazımın sonunda, halkımızın yarın başlayacak bayramını kutlarken, sevgi, saygı, dayanışma içinde, çocukluğumuzdaki bayramlar tadında, sağlık, refah, barış dolu nice mutlu bayramlar dilerim.