1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Dohni ve Aşşa katliamlarında yakınlarını kaybeden Leyla Kıralp ve Despo Englezu Zisimu’ya anlamlı ödül... (2)
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Dohni ve Aşşa katliamlarında yakınlarını kaybeden Leyla Kıralp ve Despo Englezu Zisimu’ya anlamlı ödül... (2)

A+A-

1974’te Dohni ve Aşşa katliamlarında yakınlarını kaybeden Leyla Kıralp ve Despo Englezu Zisimu’ya POGO tarafından anlamlı birer ödül verildi...

POGO Kadın Hareketi 8. «Klio Hristodulidu ve Katina Nikolau» Kadın Katkı Ödülleri töreni geçtiğimiz Pazartesi gecesi (21 Ekim 2024) Kıbrıs Gazeteciler Birliği lokalinde gerçekleştirildi. POGO Kadın Hareketi, Leyla Hüseyin Kıralp ve Despo Englezu Zisimu’yu 8. “Klio Hristodulidu ve Katina Nikolau” Kadın Katı Ödülü”yle onore etti...

Dün bu sayfalarda POGO Genel Sekreteri’nin ödül töreninde yapmış olduğu anlamlı konuşmayı yayımlamıştık. Bugün de AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, ödüle layık görülen Leyla Hüseyin Kıralp ve Despo Englezu Zisimu’nun konuşmalarıyla yazılarımıza devam ediyoruz... Biz de Leyla Hüseyin Kıralp ve Despo Englezu Zisimu’yu yürekten kutluyoruz...

 

AKEL GENEL SEKRETERİ’NİN KONUŞMASI...

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu da ödül töreninde yaptığı konuşmada Kıbrıs’ta çözüm için mücadele etmeyi sürdüreceklerini vurgulayarak, özetle şöyle dedi:

“... AKEL, özellikle de çözümün partisi ve sorunlara çözümler bulunması için her zaman somut öneriler ortaya koyan bir parti olarak, süregiden çıkmazın nasıl aşılıp müzakerelerin yeniden başlatılabileceğine dair somut önerisini Cumhurbaşkanı’na sundu. Önerimiz, uzun ve zorlu müzakerelerde bugüne kadar üzerinde anlaşamaya vardıklarımızı koruyup müzakerelere 2017 yılında kesintiye uğradığı yerden devam ederek çözüme ulaşma çabasını sürdürme feslefesine dayanıyor.

Kıbrıs sorununda süregiden çıkmaz ve uzun durgunluk, çözüm umudu açısından büyük bir karamsarlığa neden olabilir ancak tüm bu yıllar boyunca yaşanan birçok yalpalamalara, hatalara ve kararsızlıklara rağmen, büyük çabalarla gerçekleştirilen çalışmaları ve üretilen işi küçümsememeliyiz. Biz, müzakerelere kesintiye uğradıkları yerden ve varılan yakınlaşmalar korunarak Guterres çerçevesi temelinde yeniden başlandığında, çözüme ulaşmak için yolun uzun olmayacağına, çünkü çözülmemiş konuların az olduğuna inanıyoruz. İhtiyaç duyulan şey, gerekli siyasi irade ve üzerinde anlaşmaya varılmış olan hususlarda tutarlılıktır. Türk tarafının iradesini kontrol edemeyiz. Kıbrıslırum tarafı belirsizliklere yer vermeden net olmalıdır, çözümü samimiyet ve kararlılıkla istediğine ve bunun için çalıştığına uluslararası faktörü ikna edecek somut insiyatifler üstlenmeli ve dinamizm yaratma yönünde sürekli olarak çabalamalıdır...”

 

“KADINLARI ONURLANDIRIYORUZ...”

“... Elki yıldır Kıbrıs’ın kadınları sabrediyor, ısrar ediyor, direniyor, mücadele ediyor. Bu akşam bu kadınları onurlandırıyoruz. Despo ve Leyla ile birlikte 1974’te yurdumuz aleyhine işlenen çifte suçun sonuçlarının ağır yükünü omuzlayan Kıbrıslı kadınları onurlandırıyoruz.

Bir günde herşeyini kaybeden kadınları onurlandırıyoruz. Her iki toplumda da milliyetçiliğin ve şovenizmin kurbanları için acı gözyaşları dökenleri onurlandırıyoruz.

Faşizmin evlerine girip sevdiklerini tehdit etmesi karşısında ayağa kalkıp direnen kadınları onurlandırıyoruz.

Silahların tehdidi altında, bebeklerini, çocuklarını, büyükanne ve büyükbabalarını kucaklarına alıp evlerini, köylerini terketmek zorunda kalan kadınları onurlandırıyoruz.

Bebeklerini çadırlarda, kumanyalarla ve insani yardım battaniyeleri ile büyüten kadınları onurlandırıyoruz.

Yerinden edilen, esir düşen, tecavüze uğrayan ama konuşmaya cesaret edemeyen, sahip oldukları ne varsa öldürülen ama ağlama lüksü olmayan kadınları onurlandırıyoruz.

Acılarını gayrete, gözyaşlarını dirayete, umutlarını mücadeleye dönüştüren kadınları onurlandırıyoruz.

Onların dirayetleri, azimleri ve mücadelecilikleri hepimiz için önemli bir örnektir.

Halkımızın mücadelesinin hak ettiği sonuca ulaşması ve Kıbrıs’ın kurtuluşu için onların güçlü arzusu, yurdumuzda yeniden birleşmenin ve barışın günü doğuncaya kadar mücadelelerimizin pusulası olmaya devam edecektir...

Despo ve Leyla’yı ödüllendirilmelerinden dolayı ve POGO’yu yaptığı tercihlerden ve bu sade ama önemli mesajlar dolu etkinliği organize etmesinden dolayı yürekten tebrik ederim...”

 

LEYLA KIRALP’IN KONUŞMASI...

Ödülünü alırken yaptığı konuşmada Leyla Hüseyin Kıralp ise şöyle dedi:

“Sevgili yurttaşlarım,

Bu akşam sizlerin arasında olduğum için ve Kıbrıs kadın hareketinin iki önemli ismi olan Klia Hristodulidu ve Katina Nikolau adına verilen bu anlamlı ödüle layık görüldüğüm için mutluluk ve onur duyuyorum. Beni bu anlamlı ödüle layık gören ve bizleri bu akşamki etkinlikte bir araya getiren POGO ailesine teşekkür ederim. Kıbrıs halkı olarak bizler, ortak ülkemiz Kıbrıs’ta hem anlatılması, hem de anlaşılması çok zor acılar yaşadık. Sevdiklerimizi kaybettik. Evlerimizden, yerlerimizden göç ettik. Bazılarımız halen daha kayıp olan sevdiklerimizin akıbetini öğrenemedi. Halen daha evlerimize, yerlerimize geri dönemedik.

Ben de hem sevdiklerini, hem de evini, yerini kaybeden binlerce Kıbrıslı kadından biriyim. Çok zor günler yaşadım, acılarla boğuştum. Ancak bu acıları yaşarken, bu güçlüklerle boğuşurken, almam gereken dersleri de aldım. Aldığım ders bana düşmanlığın Kıbrıs halkına felaketler yaşattığını ve Kıbrıs halkının bu düşmanlığa son verebilmesi için barışın şart olduğunu öğretti. Bu dersi kendime yaşam tarzı yaptım ve elimden geldiğince, dilim döndüğünce barışın gerekliliğini anlatmaya çalıştım. Düşmanlık, Kıbrıs halkına felaketten başka ne getirdi? Sevdiklerimiz öldürüldü, ülkemiz bölündü, evlerimiz, yerlerimiz bizlere yasak edildi.

Barış zordur. Emek ister, fedakarlık ister, empati ister, affetme ister ve hepsinden önemlisi akıl ister ve yürek ister. Ancak bu özelliklere sahip bireyler olabilirsek mensubu olduğumuz halk da barışsever bir halk olur ve ortak vatanımızda, barış içerisinde bir arada yaşayabiliriz.

Kıbrıs halkı olarak barışa ihtiyacımız vardır. Hele ki yanıbaşımızda yeni savaşlar yaşanırken. Hele ki yanıbaşımızda kadınlar ve çocuklar her gün korkunç acılar yaşarken. Barışa bu denli ihtiyaç varken, bizler de Kıbrıs halkının kadınları olarak el ve yürek birliği ile barış için birlikte mücadele etmeliyiz. Kadınlar her zaman ve her yerde savaşın mağdurlarıdır. Ülkemiz Kıbrıs’ta yaşananlardan ötürü her iki tarafın kadınları da mağdur olmuştur. Fakat her iki taraf da kendi toplumlarının yaşadığı mağduriyetleri ve acıları yüksek sesle anlatırken, diğer toplumun yaşadığı mağduriyetleri ve acıları gizlemeye, hafife almaya çalışmıştır. Halbuki yaşanan acılar da tıpkı ülkemiz gibi ortaktır. Bir tarafın acısı, diğer tarafın acısından ne eksiktir, ne de fazladır.

Bana layık görülen bu ödülü, gelecek nesillerin barış içerisinde yaşamaları dileğiyle torunum Niley’e ve ülkem Kıbrıs’ın tüm çocuklarına armağan ediyorum. Hepinize teşkkürlerimi ve sevgilerimi sunarım...”

 

DESPO ENGLEZU ZİSİMU’NUN KONUŞMASI...

Ödülünü alırken bir konuşma yapan Despo Englezu Zisimu ise şöyle dedi:

“Sevgili dostlar,

İki değerli kadının, Klio Hristodulidu ve Katina Nikolau’nun adını taşıyan bu önemli ödülle beni onore ettiği için POGO Kadın Hareketi’ne teşekkür etmek istiyorum

Gurur duyuyorum çünkü kendi yurdumuzda mülteci olmamızın ilk yıllarında POGO Mağusa Örgütü’nün etkinliklerinde Katina Nikolau ile şahsen tanışma şansına ve onuruna sahip oldum.

Öldüllendirilmemizin sebebi olmasaydı ve bu tür ödüllere ihtiyacımız olmasaydı elbette daha iyi olurdu. 50 yıl önce köyümüz Aşşa’da mutlu bir şekilde yaşıyorduk. EOKA-B’nin hain darbesi ve ardından Türkiye’nin istilasıyla herşey tersine döndü. Mutlu bir aileyken, aniden kendimizi yollarda bulduk. İki kuzenimle birlikte ailemin tüm erkekleri kayıp oldu.

Babam, kocam ve 3 erkek kardeşim olmadan, 22 aylık oğlum Fangis ve hasta annemle birlikte, bilmediğimiz yerlerde, tanımadığımız insanlarla henüz 21 yaşımdayken yapayalınız kaldığımda, ne olduğunun farkına varabilmem ve kendi ayaklarımın üzerinde durabilecek gücü bulabilmem için çok çabalamam gerekiyordu. Çocuğumun bakıma ve desteğe ihtiyacı vardı. Ne olduğunun, herkesin nasıl kaybolduğunun ve başlarına ne geldiğini bilmediğimizin her geçen an bilincine varırken, büyük zorluklar yaşadık.

Aşşa’da Türk askerleri tarafından tespit edilip yakalnmamızdan serbest bırakılışımıza kadar yaşadıklarımızın her anını hatırlıyorum. Birkaç gün kaldığımız Pavlidis garafına götürülüşümüzü hatırlıyorum. Bir gün bizi otobüslere bindirip Lidra Palas’a götürdüler. Artık özgürdük!!! Otobüs Lefkoşa sokaklarından geçerken, kafelerde oturan, dolaşan insanları gördüm. “Burada hayat devam ediyor” diye düşündüm ancak bizim için hayat durmuştu!

Bizi Strovulos İlkokulu’na götürdüler, orada üzerinde uyumamız için bize kamp yatağı (kampet) verdiler. Orada 3-4 gece kaldık, sonra amcam geldi ve bizi Ormidya’da 50 kişinin kaldığı evine götürdü. İlk günlerden itibaren vaftiz annemle birlikte bahçelerde çalışmaya başladım. Bir yıl bahçelerde, tarlalarda çalıştım, sonra Larnaka’ya gittik. Mahallede dolaşıp oradakilere elbise dikmeyi bildiğimi söyledim ve bu şekilde ilk müşterilerim olmaya başladı.

1976-77’de tek başımıza Çakillero’daki küçük bir eve taşındık. Bu, başımıza gelebilecek en iyi şeydi çünkü devlet yerleşim birinide 65 köyden gelen mülteciler kalıyordu. Çoğunun kayıp ya da ölen yakınları vardı. Orada birbirimizi anladığımız insanlar bulduk. Orada 43 yıl çalıştığım Kooperatif Tekstil Mağazası’nda iş buldum.

Oğlum bütün gün diğer çocuklarla birlikte tarlalarda oynuyordu. Orada örgütlendik, derneğimiz Maraton’un inşası başladı ve daha sonra tüm gençlerin ilgi odağı oldu. EDON, POGO, AKEL ile yaptığımız toplantılara, eylemlere, yürüyüşlere, protestolara, etkinliklere orada başladık.

İkinci eşim Spiros’la da orada tanıştım ve o, oğlumla daima gerçek babasıymış gibi ilgilendi. Tüm Zisimu ailesine teşekkür etmek istiyorum çünkü ben ve oğlum, kardeşlerimizden, teyzelerimizden, amcalarımızdan, kozenlerimizden kocaman bir kucaklama bulduk. Hepsi sevgiyle bize sarıldılar. Elbette ki aklımda ve yüreğimde hep acıyla taşıdığım kaybettiğim ailemin yerini almadılar. 4 çocuğumun, Frangis, Andreas, Yeorgia ve Kristia’nın aileleri ve 7 torunumla birlikte hayatıma girmelerinden duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum.

Kayıplarımızın kemikleri bulundu ve Ekim 2013’te cenazeleri yapıldı ama kuzenim Hristakis’in kemikleri hala bulunamadı.

Umudum ve kaygım, ülkemizin ve genel olarak dünyanın geleceğidir. Dünya, hepimizin sığacağı kadar büyük ve hepimizi besleyecek kadar zengin. SAVAŞLARI DURDURUN. SAVAŞLARI DURDURUN. Savaşları, yıkımı ve felaketleri emredenlerin çocukları geceleri yataklarında uyuyorlar ama onların aldıkları kararların ağır bedelini halklar canlarıyla, yıkım ve felaketlerle, yoksulluk ve sefaletle ödüyorlar.

Bu ödülü kurumsallaştırdığı için POGO’yu tebrik ediyorum ve bu akşam onore edildiğim için tekrar teşekkür ediyorum...”

ncelikli-sayfa-16-despo-englezu-zisimu-ve-leyla-kiralp-odul-toreninde.jpg

Despo Englezu Zisimu ve Leyla Kıralp, ödül töreninde...

ncelikli-sayfa-16-leyla-kiralp-ve-despo-englezu-zisimu-pogo-ve-akel-yetkilileriyle-birlikte-odul-toreninde.jpg

Leyla Kıralp ve Despo Englezu Zisimu, POGO ve AKEL yetkilileriyle birlikte ödül töreninde...

Bu yazı toplam 501 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar