1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Diplomalı işsizler ordusu büyüyor
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Diplomalı işsizler ordusu büyüyor

A+A-

Ülkemiz eğitimindeki çok ciddi sorunlar devam etmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği, adaletsizlik, mesleki eğitimin istenilen düzeyde olamaması, eğitimde ve istihdamda yer almayan ve mesleki becerisi olmayan gençler arasında işsizliğin her geçen gün artması, eğitimin sağladığı yeteneklerin günün gereklerine yanıt vermede yetersiz kalması gibi birçok eğitim sorunu ile karşı karşıyayız.

Öte yandan eğitime yeterince kamusal kaynak ayrılamaması, eğitimde kalitenin düşük olması, dershaneciliğin okulun yerini alması, eğitim hakkı ve sosyal devlet anlayışının bir kenara itilerek yarıştırmacı bir zihniyetle pedagojik gelişimi dikkate almayan bir yaklaşımda olması çözmemiz gereken diğer önemli sorunlardır.

Bu sorunların, ülkenin kalkınmasına zarar vereceğinin, nitelikli insan gücü yetiştirilmesinde en büyük engeldir. Bütün bunlarla birlikte hiç kuşku yok ki eğitimdeki en önemli sorun plansızlık, programsızlık ve sistemsizliktir. Ve ne yazık ki bu plansızlık, programsızlık ve sistemsizlik, en çok da gençlerimizi eziyor. Geleceğimizi, kalkınmamızı, toplumsal olarak gelişmemizi yok ediyor.

tabb.jpg

Tablodaki veriler yukarıda anlatılan durumun ispatı niteliğindedir. Verilere göz attığınız kabul edilemez bu olguyu gözler önüne çıkıyor. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nca yayımlanan “KKTC Liselerinden Mezun Olan Öğrencilerin Üniversitelere Yerleşme İstatistiği” tablosunu birlikte inceleyelim. İşte bu tablonun ortaya çıkardığı bulgular:

  1. Liselerimizden mezun olan öğrencilerimizin %75’i herhangi bir üniversiteye kayıt yaptırıyor.
  2. Üniversiteye giden öğrencilerin; %27’si Türkiye, %9’u üçüncü ülkelere, %64’ü ise KKTC’deki üniversitelere kayıt yaptırıyor.
  3. Çağ nüfusunun sadece %27’si mesleki eğitim alıyor.

Yukarıdaki bulgular, liselerimizden mezun olan hemen her öğrencinin bir şekilde üniversiteye gittiğini gösterir niteliktedir. Böyle bir durumun sürdürülebilir değildir. Sürdürülebilir değil çünkü ülkemizde yaklaşık 45 bin yabancı işgücü varken, 11 bin civarında genç işsizimiz de var. Sürdürülebilir değil çünkü her yıl üniversite eğitimine gönderdiğimiz 2000 civarındaki gencimiz diplomalı işsizler ordusunun neferlerinden birisi oluyor.

Daha basit bir ifadeyle söyleyecek olursak çağ nüfusunun yaklaşık %75’i üniversiteye giderken, geriye kalan %25’ ise doğrudan iş piyasasına giriyor. Çağdaş eğitim sistemlerinde bu oran tam ters durumdadır. Öte yandan eğitim bilimleri ile ilişkili olarak Kuzey Kıbrıs odaklı yapılan birçok sosyal araştırmada;

  • Diplomalı işsiz sayısının, çok uzun olmayan KKTC tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını,
  • Nitelikli iş gücü dediğimiz üniversite mezunu gençlerin ülkeden göç etme hızlarının son 3 yılda tırmanışa geçtiğini,
  • Diplomalı işsiz gençlerimizin %9’u çalışmaya hazır oldukları halde iş bulma ümitlerinin olmadığı, bu nedenle de iş aramaktan vazgeçtikleri belirtmektedir…

İşte tam da bu nedenlerle planlı, programlı, sistemli ve yönlendirmeye dayalı bir eğitime ihtiyacımız var. Bu sistemi kurmak için son aşamadayız. Yoksa yeniden yapılandıracak bir sistem kalmayacak elimizde…

 


 

Biliyor muydunuz?

UNESCO: Müfredatta Cinsel Eğitim Olmalı

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), ‘Uluslararası Cinsel Eğitimi Rehberi’ni geçtiğimiz hafta yayımladı. Rehberde kapsamlı bir cinsel eğitiminin müfredatlarda yer almasının önemine dikkat çekildi. Bu konuda en büyük sorumluluğun okul ve iyi eğitimli öğretmenlere düştüğü belirtildi. İşte rehberde öne çıkan bulgular:

Kapsamlı bir cinsel eğitimi, gençlerin sağlıklı bir yetişkinliğe hazırlanmasında önemli rol oynuyor. HIV ve AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların, istenmeyen gebeliklerin, cinsel şiddetin önüne geçilmesi konusunda toplumlara büyük yarar sağlıyor. Ancak bu olumlu etkilerin bilinmesine rağmen çok az genç, cinsel hayatlarını nasıl yönetebileceği konusunda net bir yaklaşıma sahip.

Cinsel eğitim, 5-18 yaş arası için tüm müfredatlarda yer almalı. Bu eğitim yaş ve gelişime uygun, kademeli, bilimsel açıdan doğru, kapsamlı, insan hakları odaklı, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten ve kalıcı bir etki yaratan yapıda olmalı. Araştırmalara göre, öğretim programlarıyla desteklenen kapsamlı eğitim cinselliğe başlamayı erteliyor.

Uygun yaş düzeyinde kapsamlı cinsel eğitimi gebelik, kürtaj ve cinsel şiddetin önüne geçilmesinde de büyük role sahip. Dünya genelinde her yıl 15-19 yaş arasında 3 milyon kız, güvenli olmayan koşullarda kürtaj yaptırıyor. Bunların önemli kısmı ilkel yöntemlerle gerçekleşiyor.

 


Aklınızda Bulunsun

Yardımcı Doçentlik Kalkıyor

Türkiye’nin akademik alanında yardımcı doçentlik unvanı kaldırılıyor. YÖK tarafından hazırlandığı duyurulan yardımcı doçentlik ve doçentlik sürecine ilişkin yasa teklifi önerisinin ayrıntıları belli oldu. Yasa tasarısına göre, ‘doktoradan sonra doçentlikten önce zorunlu bir kademe olarak kabul edilmekte olan’ yardımcı doçentlik kaldırılacak ve doktorasını bitirenlerin doğrudan doçentliğe geçişi kolaylaştırılacak. ‘Doktor öğretim Görevlisi’ kadrolarına doktor veya eşdeğer unvana sahip tüm adaylar başvurabilecek.

 

Bu konuda YÖD’den yapılan açıklama şöyle: Yükseköğretim Kanunu’ndaki “yardımcı doçentlik” kadrosu “doçentin yardımcısı” şeklindeki bir yanlış algı oluşturuyor. Bu gerçek ve dünyadaki gelişmiş yükseköğretim sistemlerinde aynı pozisyon için kullanılan ibarelerin anlamları dikkate alınarak, “Doktor Öğretim Görevlisi” kadrosu ihdas edildi. Bu düzenlemeyle doktora sonrasında öğretim üyeliğine geçiş sürecinin daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün olabilecek.

 

 

 

 

Bu yazı toplam 4254 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar