1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Derin Dondurucudaki Sıcak Çorba
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Derin Dondurucudaki Sıcak Çorba

A+A-

Kıbrıs sorunu çözümü görüşmeleri bugünkü koşullarda ulaşabileceği menzile ulaşmış görünüyor; hedefe varmak daha sonraya… Adanın, ilgili üçüncü tarafların ve bölgenin siyasi iklimleri hedefe ulaşmaya şimdilerde uygun değil…

Kıbrıs Türk tarafının barış güçlerinin ve onlar tarafından desteklenerek seçilen CB Akıncı’nın ısrarı olması aslında görüşmeler hepten söndürülecekti; “çözüm için görüşme masasındayım” diyen bir Kıbrıs Türk tarafı varken, bu aşamada yapılabilecek olan yapılıyor: Kıbrıslı Türklerin hazırladığı sıcak yemeği, başka aşçıların da karıştırmasıyla çorbaya çevirip derin dondurucuya atmak…

Liderler 1 Şubat’ta tekrar görüşecek ama neyi?! Liderlerin açıkladığına göre, önce sürecin yöntem ve ilerisini, nasıl bir çalışma yapacaklarının yol haritasını çizecekler, bundan sonraki aşamaları nasıl planlayacaklarını çalışacaklarmış… Ve bu bağlamda, altı başlıktaki tüm farklılıklarını mümkün olduğunca çok uzlaşıya varmak hedefi ile görüşmeleri Kıbrıs’ta sürdüreceklermiş... Demek ki hala daha kapanan başlık yok… Ve Kıbrıs’ta görüşeceklerine göre de, demek ki, görüşülecek konuların niteliği basına sızsa da pek de rahatsızlık yaratmayacak düzeyde olacak; yani ciddi ve kesin sonuçlar çıkmayacak… Akıncı, süreci kısa tutmanın yararlı olacağını, ucu açık tutmamak gerektiğini, iç ve dış etkenlerin sürekli değişip işi zorlaştırdığını ve uzattığını ama acelecilikle de yanlış mecralara girmemeyi söylüyor; akılcılıkla dengeleri tutturmaktan yana… Yemeği kararında pişirelim diyor… Başbakan Özgürgün, görüşmelerin bittiğini ilan ederek, memnuniyetini dile getirdi; pişmiş aşa su kattı…

Anastasiadis, Cenevre’nin ne başlangıç ne de sonuç olmadığını ve yeni bir Cenevre buluşmasının da konuşulabileceğini söyledi; Akıncı’nın yemeğe pek iştahlı görünmüyor… Rum Başpiskopos Türkçe olarak “çözüm yok” dedi; Güney siyaseti bu sözleri yok farz edecek nitelikte ve yapıda değil… Yunanistan Başbakanı Tsipras, görüşmelerin çözümle sonuçlanmasının zemini olmadığını açıkladı; Yunan Dış İşleri Bakanının ‘sıfır asker, sıfır garanti’ yaklaşımı malum… Akıncı’nın yemek biraz bulamaç olmaya başladı…

Ve Türkiye’nin Türkeş’i konuştu, diyor ki: “Bir kere Kıbrıs’ta bir tane Türk yaşamasa dahi Türkiye’nin Kıbrıs diye bir meselesi vardır ve bundan vazgeçmesi mümkün değildir. Doğu Akdeniz siyaseti açısından da Kıbrıs’ın hayati öneme sahip olduğunun bilinmesi gerekiyor. Kıbrıs’ta taraflar, sadece Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs’taki Rum yönetimi ile Yunanistan ve Türkiye değildir, çok daha fazla insanın ilgisi, menfaati ve çıkarı vardır. Burada bir güç meselesi vardır, burada bir Doğu Akdeniz siyasetinin 21. Yüzyılda şekillenmesi söz konusudur ve orada bu güçlerin birbiriyle çekişmesi, müzakeresi, münazarası devam etmektedir, bunu anlamak lazım”… Ve Federal Kıbrıs’ta TC yurttaşlarına dört özgürlüğün tanınmasını da şart koşuyor. Bir de TC Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü Müftüoğlu konuşuyor: “Müzakere sürecinde bizim için önemli olan, Türkiye’nin Kıbrıs’taki etkin garantisinin devam etmesidir. Garantiler Türkiye’nin vazgeçilmezidir”. Akıncı’nın yemek çorba oldu ama sıcak, kızgın sıcak…

TC’li siyasilerin söyledikleri Kuzey Kıbrıs’ın statükocularına kapak olsun… ‘Ana – yavru’ konusu hikaye; Kıbrıslı Türkler yavru bile değil… Onlar için özne kendi çıkarları… Kıbrıslı Türk statükocuları için özne de Türkiye; kendi kendini red ve inkar eden bu zihniyetin kendine bile faydası olamaz… Türkiye’nin vizyonuna ulaştığında “ben tamamım, siz ne haliniz varsa görün” diyeceğini bu statükocuların aklı ermez, onlar kısa günün karında, şimdi ellerinde tuttuklarını tutmaya devam gayretinde… Ama TC garantileri alır, Doğu Akdeniz’de bir köşe taşı tutarsa, Kıbrıs’ta tek Türk yaşamış yaşamamış dertleri olmayacak… Bunu daha nasıl anlatsınlar?!.

Türkeş’in dediği gibi, Kıbrıs sorununun çözümü, adada ve bölgede çıkarları olan başka üçüncü tarafları da ilgilendiriyor ve bölge yeniden şekillenirken kendi çıkarlarına halel gelmesini istemeyecekler… Akıncı’nın yemek tam çorba; derler ya “Bir çorbayı iki aşçı yaparsa ya tuzu ya biberi fazla gelir”, aşçılar da çok…

Dolayısıyla, liderlerin 1 Şubat buluşmasının gündemi aslında bu sıcak çorbayı derin dondurucuya atmakla ilgili olacak; halklara da çorbanın sıcak olduğunu söyleyecekler ama dokunanın elinin yanacağını söylemeyecekler…

2020 yazına kadar bu çorba derin dondurucuda sıcak tutulacak…

Bu yazı toplam 1968 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar