Darmadağın
Türkiye Üniversitelere giriş sınavı 2024 YKS sonuçları göre;
- 64 bin öğrenci sıfır çekti,
- Matematik testi ortalaması 5.5
- Fizik testi ortalaması 2.2
- Kimya testi ortalaması 1.4
- Biyoloji testi ortalaması 2.3 oldu
Bu sonuçlarla Türkiye Cumhuriyeti’nin bilim toplumu olmasını beklemek hayalcilik olur.
Genel ortaöğretim kademesindeki eğitim-öğretim uygulamalarının çok büyük bir kısmını Türkiye’den transfer ettiğimiz düşünüldüğünde her geçen gün bizim de bilim toplumu olmaktan uzaklaşmakta olduğumuzu söylemek yanlış olmaz.
Eğitimi yönetenlerin böyle bir öngörüsü var mı? Varsa, uygulayacakları bir eğitim stratejisi var mı? Ya da böyle bir gailesi var mı emin değilim.
“Disiplin Tüzüğü” tartışmaları ortaöğretim kademesinde okulları tabiri caizse darmadağın etti.
Çok az sayıdaki birkaç okulumuzun dışında ortaöğretim kademesinde nitelikli eğitim yapmak imkansız hâle geldi.
Okullarda Uyulması Gereken Kurallar ve Disiplin Tüzüğü “baş örtüsü takma” kuralına indirgenince, okullardaki tüm disiplin sorunlarının bir anda çözüleceği sanıldı.
Oysa en başından beri ifade edilen; “tam tersine bu durum öğrencilerde ötekileştirme ve ayrımcılık yaratacak” görüşlerine hiç kulak asılmadı ve sonuçta baş örtüsünü takan öğrencinin “İstiklal Marşına” saygısızlığa kadar varan davranışlarla kendini ayrıcalıklı görme olgusu yaratıldı.
Bu anlayış devam ettiği müddetçe de okullarımızda anlamlı akademik başarısı yakalamak pek mümkün görünmüyor. Çünkü;
- Okul yaşamı bozuldu.
- Okulun her bir üyesinin davranışını etkileyen okul içi iletişim bozuldu.
- Okula ait olma, okulu sevme duygusu tükendi.
- Okula güven duygusu ve gitme isteği ortadan kalktı.
- Öğrencinin öğrenmesine etki eden tüm olumlu faktörler birdenbire ve büyük bir hızla çöktü.
- Öğretmenler, öğrenciler, okul yöneticileri ve veliler de dahil olmak üzere herkes ciddi bir moral bozukluğu, motivasyonsuzluk ve tükenmişlik yaşar hâle geldi.
Çünkü okul dediğimiz şey yukarıda saydıklarımızdır. Orası öğrencilerin yaşam alanıdır. Tek bir öğrencinin ötekileştirilmesi tüm okul yaşamını hastalanmasına neden olur.
Eğitimi yönetenler; taşıdığınız sorumluluğun ne denli önemli olduğunu kavrayın artık. Tamamen siyasi kaygılarla yarattığını bu ucube uygulama bu uygulama ortaöğretimi bitirdi, tüketti, darmadağın etti.
Bilim dışı inadınızla; sadece öğrencilerin ve öğretmenlerin değil, zaten geleceğini göremeyen bu toplumu oluşturan tüm bireylerin bir de hakarete uğramasına neden oldunuz. Vebali boynunuzdadır, bilesiniz…
Anlayana Gülmece
Bekçi
Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak bir bekçi işe almaya kara verir.
Bir süre sonra düşünülür; “Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak.” Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra; “İşleri yapıp-yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz” diye düşünülerek İki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar.
Bir süre sonra; “Bunların maaşları nasıl hesaplanıp ödenecek” diye tartışılır ve bir muhasebe şefi, bir katip, bir de istatistikçi işe alınır.
Bir süre sonra; “Peki bunlardan kim sorumlu olacak” diye düşünülür ve bir müdür ve iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır…
Okumuş muydunuz?
Demokrasi, hak ettiğimizden daha iyi yönetilmeyeceğimizi garanti eden bir sistemdir.
George Bernard Shaw