Çıkarılan vergi, prim ve diğer tüm aflar, toplumsal ve ekonomik sorunlar yaratıyor
KKTC’de çıkarılan aflar, çoğunlukla devlet ile kurumların gelire ihtiyaç duymasından dolayı, yani ekonomik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Elbette ki, siyasi nedenleri de vardır.
Ülkemizde, pek çok vatandaş ve şirket, ya ekonomik nedenlerden dolayı ya da ilerde nasıl olsa af çıkar, cezalar, gecikme zamları da silinir ve ayrıca taksitle uzun vade ile ödemek de mümkün olur diyerek ödenmesi gereken vergi, harç ve sosyal güvenlik primlerini zamanında veya tam olarak ödememektedir.
Afların, kısa vadede devlete ve kurumlara bir gelir artışı sağladığı görülse de, uzun vadede sosyal ve ekonomik olumsuzluklara yol açmakta ve yeni afların beklentisini artırmaktadır.
Devamlı çıkarılan aflar, vergisini, harcını, sigorta, ihtiyat sandığı primini, elektrik ve su bedellerini düzenli ve tam olarak ödeyen vatandaşları olumsuz etkilemekte ,onların bu zamanında ödeme motivasyonlarını azaltmaktadır.
Geçtiğimiz ayın son haftasında, Hükümet yine bir sigorta prim affı ilan etti. Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü'nden yapılan açıklama ile, sigortalı olanların 1 Ocak 2010 - 31 Temmuz 2025 dönemine ait gecikmiş prim borçları ve gecikme zamlarının başvuru ve ödeme koşullarını düzenleyen Yasa Gücünde Kararnameleri Resmi Gazete’de yayınlanarak, 23 Ağustos 2025 tarihinde yürürlüğe girdi.
Bu çerçevede, çalışanları ve kendileri için gecikmiş prim borçlarını ve gecikme zamlarını ödemek isteyen işveren ve bağımsız çalışanların, 22 Eylül 2025 tarihine kadar Sosyal Sigortalar Dairesi’ne başvuru yapabilecekler.
Bahse konu aftan yararlanabilmek için, 2009 yılı sonuna kadar olan prim borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.
1 Ocak 2010 ile 31 Temmuz 2025 tarihleri arasındaki prim borçlarının yüzde 100’ünün ve ödemenin yapıldığı tarih itibarıyla o güne kadar tahakkuk eden toplam gecikme zammının yüzde 10’unun, peşin olarak 26 Aralık 2025 tarihine kadar ödenmesi halinde, prim borçlarının ve gecikme zamlarının tümü ödenmiş sayılacaktır.
Peşin ödemeyi tercih etmeyenler için, taksitli ödeme imkanı da sunulacaktır. Buna göre, prim borçlarının ve bu tutara ait gecikme zamlarının belirlenen yüzdelere göre, 26 Aralık 2025’e kadar ödemeleri halinde, ödeme tarihine kadar tahakkuk eden gecikme zamları dondurulacaktır.
Görüldüğü üzere, yasa gücünde kararnamelerle çıkarılan bu afla, prim borcu olanlara önemli imkanlar sağlanmaktadır.
Öte yandan, çıkarılan aflar, ödemelerini düzenli olarak yerine getiren vatandaşlara büyük haksızlık yaratmakta, gelecekte de af beklentilerinin oluşmasını ve dolayısıyla ödemelerini zamanında yapanların sayısını da azaltabilmektedir. Böylece, devletin ve kurumların gelirleri de azalabilmektedir.
Hükümetlerin vergi, harç, sigorta, elektrik, sosyal güvenlik primi, su v.b konularda af çıkarıp, gecikme zamları ve faizleri silip, uzun taksitler halinde ödeme imkanları sunmasının sayısını unutmuş durumdayız.
Daha önceki afların faydası olsaydı, ülkemizde bu kadar sık af çıkarmaya gerek kalmazdı. Ama, bunun sonu yok. Nereye kadar aflarla gideceğiz. Aslında, aflarla borcunu zamanında ödemeyenleri ödüllendiriyoruz.
Çıkarılan her af yasası, vatandaşlarda geleceğe yönelik bir beklenti oluşturarak, daha sonraki afların da zeminini oluşturmaktadır. Aftan yararlanan birçok kesim, bir süre sonra yine devlete veya diğer kurumlara olan borcunu ödemiyor ve yeni bir affın çıkmasını beklemeye başlıyor veya af çıkması için kulis yapıyor.
Devamlı çıkarılan aflar, borcunu düzenli ödeyen mükellefleri de olumsuz etkilemekte ve kayıt dışı ekonomiyi artırmaktadır. Böyle durumda, cezaların caydırıcılığı azalmakta, yasalara güven sarsılmakta ve adalet duygusu zedelenmektedir.
Bu bağlamda, devlet ve kurum tahsilatlarını artırmak ve aflara ihtiyaç duymamak için, caydırıcı cezalar veya zamanında ödeme kolaylıkları için alternatifler düşünülmelidir.
Sadece ekonomik kriz dönemlerinde, çok sık olmamak şartı ile, örneğin pandemi döneminde olduğu gibi, Kobiler, esnaf ve vatandaşlara ödeme kolaylıkları, taksitler ve borç yapılandırmaları sağlanabilir.
Bu yapılırken de, vergisini, primini, hizmet bedelini düzenli ödeyenlerin karşı karşıya kaldıkları haksız rekabet durumu, getirilecek mükafat sistemleri ile bir nebze olsun giderilmelidir. Devlete olan borcunu düzenli ödeyen vatandaşları, kimsenin enayi yerine koymaya hakkı yoktur.
Sonuç olarak, Ülkemizde uygulanan aflar, devlete ve ilgili kurumlara kaynak sağlamanın en önemli yollarından biri olarak görülmektedir. Aflarla, kısa sürede kamu alacaklarının tahsili hızlanmakta, devlete ve kurumlara sıcak para girişi sağlanmaktadır. Ancak, başka olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Af çıkarmak bir marifet değildir. Hatta, vergisini, harcını, primini, borcunu düzenli ödeyene kötü örnek olmaktadır. Devlet ve ve ilgili kurumlar zamanında toplaması gereken gelirleri toplamada yetersiz kalıyorlarsa, bunun nedenini düşünmeli ve bu sorunu çözmek için gerekli adımları atmalıdır.







