Buralar Cennet!
“Bizim buralar cennet” dedi bir dostum…“Baksana, güneyde şebeke suyuyla arabanı yıkarsan bir servet ceza ödüyorsun!”
Anladınız mı, işte cennet bu!
İngiltere’den adaya dönen bir arkadaşım da aynısını söylemişti: “Vergi yok, denetim yok, hesap soran yok… Ne güzel memleket!”
Arabanı bile dilediğin yere park ediyorsun (!)
Öyle ya, her koşulda hesap soran yok…
***
Ama dahası da var…
Tek bir gün çalışmadan maaş alanlar var.
Tek bir gün okula gitmeden üniversite diplomasına sahip olanlar…
Sahte diplomayla “vekil” olanlar… Hem de “yüce” Meclis’te!
Tapucudan postacı, postacıdan istatistikçi, doktordan maliyeci, işletmeciden eski eser uzmanı, ilahiyatçıdan yol mühendisi çıkarabilmek mümkün bu cennette…
İsteyene makam, isteyene mevki…
Yetkinliğin, bilginin, becerinin, üretmenin ya da performansın bir önemi yok…
Sözleşmesi bitene bile maaş var!
Sayıştay yerine dua, proje yerine ilahi var…
Bitmedi…
Dünyanın hiçbir ülkesinde trafiğe çıkamayacak araca, burada “çocuk taşıma izni” veriliyor!
Bavulla para taşımak, kara parayı aklamak için özel yasa var.
İhalesiz yakıt, torpilli istihdam…
Islıkla, öpücükle, gülücükle kadro var!
Yurttaşlık, toprak, sigorta izni, sanayi bölgesi, maaş, makam, mevki…
Ne istersen dağıtmak var!
“Ala una, ala tre!”
“İnnik minnik” düzeyinde başkanlar var…
Seçilmemiş başbakanlar…
İster kucakta, ister koltukta…
Bir kalbur samanı iki eşeğe pay edemeyen nicesine özel ödenekler var, katmerli maaşlar…
Mesele eğer kuralsızlıksa, keyfilikse, başıboşluksa, denetimsizlikse, kalitesizlikse…
Evet, burası kimine cennet!
Ama kimine de tam anlamıyla cehennem…
***
En büyük sorun da, en büyük kurnazlık da aynı noktada birleşiyor:
Denetimsizlik!
Kalite ve standart yoksunluğu, kimileri için utanç ve yoksunluk; kimileri içinse konfor ve kazanç…
Bakın etrafınıza…
Makamını hak etmeyen, yetkinlikten yoksun, kapasitesiz, bilgisiz insanlar göreceksiniz, bir dolu… Yalanla, hileyle, hatırla elde edilmiş kazanımlar göreceksiniz…
Kat kravat, takım taklavat, süs püs, etek ceket… Her yerdeler!
Kim kime, dum duma…
Bu ülkede ne izne gerek var, ne niteliğe!
Ne istersen…
Nasıl istersen…
Nerede istersen…
Ne kadar istersen…
Hepsi var!
Bir tek…
Gelecek yok!
Demokrasi yok…
İrade yok…
Haysiyet yok!
Kimlik yok!
Kişilik yok!
Boktan bir cennet anlayacağınız…
Bir yanda huriler…
Bir yanda ateş kuyuları…
İblisler de nöbet bekliyor kapıda…