1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Bu Devleti Kapatalım ve Yeni Bir Devlet Kuralım
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Bu Devleti Kapatalım ve Yeni Bir Devlet Kuralım

A+A-

Uzun yıllardır söylüyorum.

“Bu devlet yanlış temelde kuruldu. Bunu reformlarla düzeltemeyiz. İyisi mi bu devleti kapatalım ve yerine temelleri sağlam yeni bir devlet kuralım. Devlet dairelerini ve bütün kurumlarını yeniden oluşturalım”.

Bundan önce çözümle birlikte ortaya çıkacak yeni olanaklarla devleti de dönüştürebileceğimizi düşünüyorduk. Ancak çözümün gecikmesi geriye dönüşü zorlaştırdı.

Bu zor koşullarda artık mevcudu iyileştirmemiz, sıkıntıları ve sorunları bu çerçevede aşmamız da zorlaştı diye düşünüyorum.

Son birkaç ayda, hatta son birkaç haftada yaşadıklarımız beni bu yönde yeniden düşünmeye sevk etti.

Ülkede her şeyden çok fazla var. Her şey ülke nüfusunu kat kat aşacak sayıdadır. Casino sayısı çok fazla, gece kulübü sayısı da çok fazla, üniversite ve yüksek okul sayısı da yine çok fazla.

Buna bağlı olarak nüfus çok kalabalık. Yabancı öğrenci, yabancı işçi, yabancı işveren, yabancı teknik eleman, yabancı mimar, mühendis vb. meslek sahipleri de çok fazla.

Ülke kendi halinde, küçük ama sevecen toplum olmaktan çıktı. Yerine bu küçücük ada yarısına sığmayan, birbirini tanımayan kalabalık bir topluluk geldi.

Buna ek olarak yerli yersiz dağıtılan yurttaşlıklar sayesinde Kıbrıs Türk halkının iradesi çalındı.

Geçmişte güdük de olsa demokrasisi ile övünen Kıbrıs Türk halkı artık kendi kendini yönetmekten acizdir. Hem dağıtılan yurttaşlıklarla iradesi çalınmış, hem de müdahalelerle seçilmişler tarafından değil, Ankara’dan tayin edilenler tarafından yönetilmeye alıştırılmaya çalışılıyor.

Bu toplum bunları hak etmedi. Ama 1974’den bu yana geçen 50 yıl içerisinde her gün biraz daha ileri gideceğine, geri götürüldü.

Bugün üniversitelerde ortaya çıkan acı tablo, hemen bütün kurumları sardı. Yolsuzluk, rüşvet, hak edilmeden kazanılan makamlar sayesinde toplum içeriden çürütüldü.

Üniversiteler sahte diploma, sahte öğrenci, sahte akademisyen sahte her şeyle anılmaya başladı. Kara para aklama, insan ticareti de cabası.

Bunları yazdığımız zaman kimileri “yapmayın, kendi kurumlarımızı bu hale düşürmeyin, bunları gündeme getirerek ‘düşmana’ fırsat vermeyin” diye feveran ediyor.

Siz ülkeyi bu hale düşüreceksiniz, sonra da bunları yazanları neredeyse vatan haini ilan edeceksiniz.

Önemli olan işleri doğru yaparak kimseye bu konuları gündeme getirme fırsatı vermemektir. Ama siz bu dilden anlamazsınız. Sizin anladığınız tek bir dil var o da her fırsatta sizi o koltuklara oturtanlara şükran çekmektir.

Artık yeter.

Bir durun, biraz dinlenin ve bu toplumu daha fazla hırpalamadan sağlıklı mutlu yarınlara nasıl ulaştıracağımızı düşünün.

Ben bir öneri yaptım. Artık varlığı ile topluma zarar veren bu devleti yıkalım ve yeni baştan, sağlam temeller üzerinde yeniden kuralım.

Bu kez yeniden eski hale dönmemesi için önleyici tedbirler alalım. Devlet istihdamlarını siyasilerin iki dudağı arasından alalım ve bağımsız bir kuruma verelim. İstihdamları yandaşlara iş bulmak yerine, ihtiyaca göre yapalım.

Üçlü kararname sistemini tamamen kaldıralım ve yerine liyakat, bilgi, beceri ve yeteneği esas alan bağımsız bir kurumun atadığı üst kademe yöneticileriyle çalışma sistemini getirelim.

Okulların alt yapılarını tam gün eğitim sistemine uygun hale getirerek bütün paydaşların katkısıyla eğitimde kaliteyi esas alalım. Sağlıkta da tam gün sağlık sistemini esas alacak, alt yapısı ve personel sayısı yeterli olacak kaliteli sağlık sistemini kuralım.

Casino açma, gece kulübü ve üniversite açma izinleri keyfi olmaktan çıkarılmalı ve belirli kıstaslara bağlanmalıdır. Ayrıca bölgesel ve genel sınırlamalar getirilmeli ihtiyaç fazlası olanlar kapatılmalıdır.

Yeni kurulacak devlette denetim mekanizmaları tam ve eksiksiz olarak bütün alanlarda sürekli çalıştırılmalıdır. Hiçbir kurum kendi başına bırakılmamalıdır.

Nüfus sayımı yapılmalı, ülkenin gerçek nüfusu belirlenmeli ve şeffaf olarak herkesle paylaşılmalıdır.

Tüm vatandaşlıklar yeniden bağımsız bir kurum tarafından gözden geçirilmeli, yanlış ve eksik evrakla yapılan vatandaşlıklar iptal edilmeli, gerekirse bakanlar kurulu kararıyla verilen tüm vatandaşlıklar yok sayılmalıdır.

Bu kararlar çoğaltılabilir. Bunlar aslında çoktan yapılması gereken işlerdi. Ama bu yapı içinde bunları yapmamız mümkün görünmüyor. Öyleyse bu yapıyı ortadan kaldıracak ve yerine sil baştan yeni bir yapı kuracak adımları bir an önce atmalıyız.

Aksi halde toplum olarak yok olacağız. Benim kişi olarak toplumun geleceğiyle ilgili endişelerim var. O nedenle bu önerileri kaleme alma ihtiyacı hissettim.

Ama bu toplumda artık, toplumun yok olmasından bırakın endişe duymayı, sevinç duyacak olanlar da var.

Asıl üzülmemiz ve kaygı duymamız gereken de budur diye düşünüyorum.

Bu yazı toplam 743 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar